'Arabayı yerinden oynatmıyorum' desem yeri'

Türkiye'de döviz kurunun yükselmesiyle birlikte akaryakıt fiyatlarında son yıllarda görülen zamlar, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrasında iyice etkisini hissettirmeye başladı. Brent petrolün varili 2014'ten bu yana ilk kez 130 dolar seviyesini aşarken motorinin litresi bir ara 25 TL'yi aştı. 

Tabi ulaştırma denince akla sadece hususi araçlar gelmiyor. Milyonlarca İstanbullu işine, okuluna toplu taşıma ile gidiyor. 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere elektronik bilet fiyatları, taksi, taksi dolmuş, minibüs fiyatlarına yaklaşık yüzde 36, okul servis ücretlerine ise yüzde 27 oranında zam yapılmıştı. Taşımacılık esnafı, geçtiğimiz hafta araçlarında kullanılan akaryakıtın ÖTV ve KDV'den muaf tutulmasını isterken, taşıma ücretlerine de yeniden zam talebinde bulundu.

Peki toplu ve  bireysel araç ile ulaşımın bu kadar pahalanması vatandaşın hayatını nasıl etkiliyor? İşe gitmek için günde iki, üç farklı toplu taşıma aracına binenler ne diyor?

'AKARYAKIT FİYATLARI KİRAMA YAKLAŞTI'

Sahibi olduğu 2018 model aracını akaryakıta gelen zamlardan sonra otoparktan çıkarmama kararı alan Mustafa Tatlı, hizmet sektöründe çalışıyor. Bahçelievler'den Beşiktaş'taki işine eskiden arabasıyla gittiğini ifade eden Tatlı, "Covid-19 nedeniyle toplu taşımaya binmiyordum ama özellikle son 1 aydır arabayı yerinden oynatmıyorum desem yeridir" diyor.

Tatlı, şimdi işine gitmek için önce metrobüse biniyor. "Benzin fiyatları 22 TL olduktan sonra yakıt giderim kirama yaklaşmaya başladı. Fiyatlar böyle olduğu sürece toplu taşımayla devam edeceğim. Hafta sonu arabayla gezmeye çıkmak büyük lüks oldu. Arabam çok fazla yakıyor" ifadelerini kullandı.

Arabasını otoparktan çıkarmayan başka bir vatandaş Murat Kesikbaş ise, Beylikdüzü'nde oturuyor. Toplu taşıma fiyatlarının da akaryakıta yetiştiğini ifade eden Kesikbaş, "Maaşımın bir kısmı artık ulaşım giderinden sayılıyor. Eşim, hafta sonu 'Belgrad Ormanı'na gidelim' dedi. Hesapladım arabamızla sadece oraya gitmek 200 TL'nin üzerine çıkıyor. 'Bu taraflarda bir parka gidelim' dedim. Hiçbir şey yapmasam bile 200 TL para gidiyor. Daha ne kadar böyle gidecek" şeklinde konuştu.

'ARABA ALIR MIYDIM, BİLEMİYORUM'

Ailesiyle gezmeye çıkarken rastladığımız Serdar Taşkın, 6 aydır araba almak istiyor. Bekledikçe ikinci el araç fiyatlarının yükseldiğini dile getiren Taşkın, "Zaten sıfır araba alamıyorum. En azından az yakan bir otomobil bakıyorum. Şimdi de benzin fiyatları çıktı. Gerçi arabayı alsaydım da dışarı çıkarır mıydım bilmiyorum. Şimdi bakınca aslında almamak biraz daha mantıklı oldu" dedi.

Taşkın, aracın durduğu yerde bile masrafının olduğunu belirterek, "Taksim'e gelene kadar dikkat ettim araba trafiği yoktu ama toplu taşıma da o kadar kalabalıktı ki zor binebildik. İnsanlar arabasını dışarı çıkarmıyor. Şu dönemde param olsa da alıp almama arasında kesin 'Alırım' diyemiyorum" dedi.

EPGİS’e suç duyurusu: Artık zamları duyurmayacakGündem

GÜNDE ÜÇ VASITA

Çekmeköy'de oturan ve Laleli'de çalışan Cüneyt A. ise günde üç ayrı ulaşım aracı kullanıyor. Önce Alemdağ'dan otobüse binen, ardından Madenler'de sürücüsüz metroya atlayan Cüneyt A., daha sonra Marmara'ya binerek Yenikapı'ya geçiyor.

Oradan da 10 dakika yürüyerek işyerine varan Cüneyt A., "Sadece işe gitmek için üç vesayet kullanıyorum. Akşam da üç desek, günde 6 araç yapıyor. Ulaşım çok fazla pahalı, normalde abonmanlık aylık kart ile 430 TL ödüyorum. Eğer aylık abonmanlık olmasaydı otobüs için ilk durak 5.80 TL, daha sonra metro aktarması için 3.92 TL öderdim. Marmaray zaten 10 TL'nin üzerinde, toplamda günlük sadece işe gidiş gelişim 20 TL'ye yakın olurdu" şeklinde konuşuyor.

İstanbul'da sadece ulaşıma ödediği bu parayla elektrik, su ve doğalgaz faturasını ödeyebileceğini aktaran Cüneyt A., "Aylık abonman için 430 TL, günlükte Marmaray için 10 TL ödüyorum. Aylık 750 TL'yi geçiyor. Faturalarım bile daha uyguna geliyor" diye dert yandı.

[email protected]

Kaynak: Web Özel