'Var mı hastalanmak isteyen?' Her şeyi değiştiren çalışma!
Covid-19'la mücadelede aşıların oynadığı rol malum. İnsanlığın Covid-19'un nasıl bir hastalık olduğuna ilişkin elde ettiği bilgilerin temeli ise geçmişte yapılan, riskli ancak devrim niteliğinde bir araştırmaya yatıyor. O araştırmaya pandemide de başvuruldu...
Maskeler taktığımız, hiç olmadığı kadar sık ellerimizi yıkadığımız, dezenfektanlar taşıdığımız, şeffaf pleksi levhalara alıştığımız bu dönemden geriye bakalım. İnsanların o günlerde heyecanla, kendilerine virüs bulaştırılmasına gönüllü olduğunu öğrenmek oldukça şaşırtıcı...
Aralarında koronavirüsün de dahil olduğu bulaşıcı virüslere “yakalanmak” için bilim insanlarına burunlarını uzattılar. Damlalıktan düşen virüse aldırış etmediler.
1946'DA, TERK EDİLMİŞ BİR SAHRA HASTANESİNDE...
Söz konusu insanlar, 1946'da Birleşik Krallık hükümeti tarafından kurulan Tıbbi Araştırma Konseyi'nin Soğuk Algınlığı Birimi'nde gönüllüydüler. İngiltere'nin kırsalında terk edilmiş bir Amerikan askeri sahra hastanesinde çalışmalara başlayan birimin amacı ise şuydu:
Soğuk algınlığına bir çare bulmak ve böylece İkinci Dünya Savaşı'nda sarsılan ülkenin her açıdan yeniden inşasında, halkı ayağa kaldıracak olan üretkenliği artırmak.
On beş günde bir, 30 katılımcı, Stonehenge yakınlarındaki Salisbury Ovası'nı doğanın tadını çıkarmak, belki bir şeyler yazıp çizmek ve en önemlisi “hastalığa yakalanma” üzerine bir kumar oynamak için ziyaret etti. Üçte biri hastalığa yakalanıyordu. Ancak raporlar buna rağmen insanların hastalık kapanların dahi yaklaşık bir sene sonra geri döndüklerini söylüyor.
'HAPŞIRILMAMASI GEREKEN UCUZ VE RAHAT BİR TATİL!'
Reklamlarda ve gazetelerde “hapşırılmaması gereken, ucuz ve rahat bir tatil” olarak gösterilen bu ilginç bilimsel girişim çok şey öğretti.
Araştırmacılar, koronavirüslerin soğuk algınlığı semptomlarına neden olan 100'den fazla patojenden (hastalık oluşturan mikrop) sadece bir grubunu oluşturduğunu keşfettiler. Bu da tek bir tedavinin bulunmasını zor kılıyordu. Geçmişte bilim, soğuk algınlığına tek bir organizmanın neden olduğunu düşünüyor ve bu nedenle hastalığı “bakteriyel” olarak tanımlıyordu.
Birleşik Krallık'ta Soğuk Algınlığı Birimi'nin attığı bu adım koronavirüsün son model versiyonu olan Covid-19'un aşısının bulunmasının yolunu açtı. Genç, sağlıklı ve aşısız gönüllülerin dikkatli bir şekilde enfekte edildiği araştırmalar bir model oluşturdu ve bu cesaret sayesinde insanların vücutlarının verdiği tepkiler de gözlemlendi.
DEVRİM GİBİ BİR ÇALIŞMA
Söz konusu araştırmaların sonuçları, araştırmaya karşı çıkanların bile yoğun ilgisiyle karşılaşıyordu. Zira bu araştırmadan alınan sonuca diğer hiçbir araştırmada ulaşılamıyordu. Hastalığa kapılmak için gereken en düşük virüs miktarı bu şekilde tespit ediliyor. Bu da aslında aşı için ilk adım demek.
Covid-19 sürecinde de Birleşik Krallık yine aynı yönteme başvurdu. Önce Wuhan'da keşfedilen orijinal SARS-CoV-2 suşu bulaştırıldı. Delta suşu da geliştiriliyor.
Imperial College London'da bulaşıcı hastalıklar profesörü olarak görev yapan ve günümüzdeki araştırmanın başında yer alan Prof. Dr. Christopher Chiu, “Araştırma şu yüzden de kritikti: Herkes aynı virüse, aynı miktarda ve aynı ortamda maruz kalıyordu” diyor ve ekliyor:
“Enfekte olanlar ile enfeksiyona dirençli olanlar arasındaki immünolojik olarak farklılıkların ne olduğunu çözebiliyoruz ve daha sonra koruma sağlamak için bağışıklık sisteminin hangi bölümlerinin uyarılabileceğini anlayabiliyoruz.”
Bu meydan okumaların belki de en önemlisi 1796'da yaşanmıştı. Edward Jenner, sütçü bir kızın elindeki lezyondan alınan örnekle, 8 yaşındaki sağlıklı bir erkek çocuğuna sığır çiçeği bulaştırmıştı. Jenner'ın attığı ilk adım, ilk aşının doğmasına ve çiçek hastalığının ortadan kalkmasına yol açtı.
Dünyanın pek çok yerinde böylesi çalışmalar yapmak çok zor. Elbette bu Birleşik Krallık'ta da zor. Pek çok farklı regülasyon, uygunluk ve güvence gerekiyor. Gönüllüler detaylı araştırmalar sonunda seçiliyor.
OLUMSUZLUK GÖRÜLMEDİ
Örneğin; Covid sürecinde yürütülen araştırmada gönüllüleri 18-30 yaşında sağlıklı ve aşılanmamış bireylerden seçtiler. 36 katılımcıda ciddi bir olumsuzluk görülmedi. Gönüllülerin durumu gelecek yıl boyunca da takip edilecek.
Çalışmaya katılanlara 4 bin 500 pound civarında bir ödeme yapılıyor ve ülkede her şey dahil bir tatil hediye ediliyor. Ancak motivasyon çok daha farklı.
Bir katılımcı, araştırmaya katılan pek çok insan gibi değişim yaratmanın, bilime yardımcı olmanın gururunu yaşarken şunları söylüyor:
“Hani 'Sizinle ilgili en ilginç gerçek nedir?' vardır ya; bu sonsuza dek çözüldü: Fark yaratan bir şey yaptım!”
*Bu haberde yer alan bilgilerin büyük bir çoğunluğu The New York Times'ta Kate Murphy imzasıyla yayınlanan "Britain Infected Volunteers With Covid. Why Won’t the U.S.?" başlıklı makaleden derlenmiştir.
Kaynak: Web Özel