Uganda'da neler oluyor? O isim Ankara'da tutuklandı!
Afrika ülkesi Uganda'da son dönemlerde yaşananlar dikkat çekiyor. Muhalif bir blog yazarı olarak bilinen Fred Lumbuye adlı şahıs Ankara'daki Uganda Büyükelçiliği'nde tutuklandı. Peki Uganda'da tam olarak ne oluyor?
Son günlerde Uganda'daki sosyal medya hesaplarından Ankara'da tutuklanan Ugandalı muhalif blog yazarı Fred Lumbuye'ye ilişkin mesajlar atılıyor.
1986'dan beri ülkeyi yöneten Başkan Yoweri Museveni hakkında eleştirel paylaşımlarda bulunan hatta Anadolu Ajansı'nın haberine göre Başkan Museveni'nin hayatını kaybettiği dedikodusunu yaymakla suçlanan Lumbuye, Ankara'daki Uganda Büyükelçiliği'nde tutuklandığı doğrulandı.
'TÜRKİYE BAŞKA ÜLKELERİN İÇ MESELELERİNE KARIŞMAZ'
Kampala Büyükelçimiz Fikret Kerem Alp konuya ilişkin “Türkiye suça teşvik etmez ancak Türkiye sınırları içerisinde tutuklanan her birey haklara sahiptir; bu, Uganda vatandaşı şahıs için de geçerlidir” açıklamasında bulundu Alp ayrıca şöyle diyordu:
“Türkiye, başka ülkelerin iç meselelerine karışmaz ve Uganda'nın içişlerine de müdahale etmeyecektir.”
76 yaşındaki Musevini, 1986'dan beri ülkeyi yönetiyor.
Görevini Uganda'nın başkenti Kampala'da sürdüren Alp, muhalefetteki Ulusal Birlik Platformu (NUP) Kyadondo Milletvekili Muwada Nkunyingi ile bir araya geldiğinde bu ifadeleri kullanmıştı. Nkunyingi, Alp'e ilettiği dilekçeyle Lumbuye'nin can güvenliğinin sağlanmasını talep etti.
'UGANDA'DA İDAM CEZASI VAR'
Dilekçesinde Türkiye'nin dünyanın birçok noktasında mazlumların yanında olduğunu vurgulayan Nkunyingi, Lumbuye'nin Uganda'ya teslim edilmesinin “riskli” olacağının da altını çiziyordu:
“Uganda'da idam cezası var ve Uganda'nın Lumbuye'nin iadesini talep etmesi üzerine Lumbuye sınır dışı edilirse bu uluslararası hukukun ihlal edilmesi olur.”
Kampala Başkent Otoritesi (KCCA) sözcüsü Zahara Luyirika ise Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, Uganda'da işkencenin varlığından söz etti ve Lumbuye'nin iade edilmemesi gerektiğini savundu.
Uganda Dışişleri Bakan Yardımcısı Henry Okello Oryem ise şöyle konuşuyor: "İşlediği bir suçtan dolayı tutuklanmışsa suç işlediği için, tutuklanmayı hak ediyor. Hangi ülkede suç işlerse işlesin, Uganda da dahil olmak üzere, yasaları çiğnemenin bedelini ödemeli... Hiç kimse yasaların üstünde değildir."
Peki Uganda'da bu noktaya nasıl gelindi? Tartışmaların sebebi ne?
Birleşik Krallık sömürgesi olmaktan 1962'de kurtulan Uganda'da Milton Obote ülkeyi bağımsızlığa taşımıştı. Obote'nin görevden alındığı darbenin lideri olan diktatör Idi Amin, 1971-1979 arasında ülkeyi korkunç bir rejimle yönetirken 1979'da Amin koltuğundan indirildiğinde yeniden Obote göreve gelmişti.
1981-1986 arasında devam eden kanlı Uganda İç Savaşı'nın ardından Obote'yi deviren Yoweri Museveni, o günden bu yana ülkeye liderlik etmekte. Ülke ekonomi olarak ilerlemiş olsa da insan hakları ihlalleri ve yolsuzluk bir süredir ülkedeki karışıklık seviyesini artırıyor.
Başkan Musevini'nin ülkede çok sayıda destekçisi de bulunuyor.
İTİRAZ SÜRECİNDE EVİNİN ETRAFI SARILDI
Son dönemde özellikle 2016'daki genel seçimde yaşananlarla Uganda dünya gündemine oturmuştu. Muhalefetin lideri Kizza Besigye'nin evinin etrafı, sonuçlara itiraz edebileceği 10 gün boyunca polis ve asker tarafından çevrelenince dünya da buna kayıtsız kalamadı.
Ancak sonuç değişmedi. AB ve ABD, Uganda'yı seçimlerin şeffaflıktan çok uzak olması nedeniyle sert bir şekilde eleştirmişti. İngiliz Milletler Topluluğu da endişesini dile getirmişti. Aynı durum 2021 genel seçimlerinde de yaşandı.
Halk arasında Bobi Wine adıyla bilinen Robert Kyagulanyi Ssentamu, NUP lideri olarak Museveni'nin en büyük rakibiydi. Ancak seçim kampanyası sırasında “Covid-19 önlemlerine aykırı davrandığı” için ev hapsi ile cezalandırıldı. Ev hapsi kararına itiraz eden halk sokaklara döküldüğünde polis ve asker müdahalesiyle 100'ü aşkın insan yaşamını yitirdi.
AYNI SENARYO...
Wine'ın evi de seçim sona erdikten sonra 10 gün boyunca kuşatıldı. ABD'nin Uganda'daki büyükelçisi Natalie E. Brown'ın dahi Wine'ı ziyaret etmesine izin verilmedi. Seçimlere katılımın resmi merciler tarafından yüzde 59.53 olarak açıklanmasına rağmen, 409 seçim noktasında sandık doluluk oranının yüzde 100 olarak tespit edilmesi de çarpıcı bir durum olarak öne çıkmıştı.
Bununla birlikte seçim günü ve seçimden önce, sosyal medyaya girişlerin yasaklanması da çok sert biçimde eleştirilmişti.
Kaynaklar: DW, Anadolu Ajansı, BBC
Kaynak: Web Özel