Lübnan ordusu çatışmalara neden karışmıyor?
Lübnan'da İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmalar açık bir savaşa dönüşme tehlikesi taşırken, Lübnan ulusal ordusunun çatışmalara dahil olmaması pek çok kişiyi şaşırtıyor.
Ancak ordunun çatışmalardaki rolü ve yeri, pek çok kişinin düşündüğünden çok daha karmaşık. Lübnan ordusundan emekli bir general ve Beyrut'taki St Joseph Üniversitesinde jeopolitik profesörü olan Halil Helu, Euronews'e yaptığı açıklamada, Lübnan ordusunun rolünün ülke sınırlarını savunmakla sınırlı olmadığını söylüyor: "Batı orduları gibi klasik bir ordu değil, parçalanmış bir siyasî otoriteye bağlı bir ordu!” diyor.
Ona göre, İsrail ordusu 2006'da olduğu gibi sahada operasyon başlatır ve şiddet Güney Lübnan ve Bekaa Vadisi'nden ülkenin geri kalanına yayılırsa, tüm Orta Doğu tehdit altına girer.
Güney Lübnan ve Bekaa Vadisi, resmî olarak BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararının yasal koruması altında bulunuyor. Bu karar aynı zamanda, düzenli Lübnan ordusuna aktif bir rol vermekte ve Lübnan hükümeti ile Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücüne (UNIFIL), "Lübnan hükümetinin rızası olmadan hiçbir silahın girmemesini" sağlamak üzere ülkenin güneyinde "güçlerini birlikte konuşlandırma" talep ediyor.
Büyük bir askerî saldırı durumunda Lübnan silahlı kuvvetleri bir ikilemle karşı karşıya kalacaktır: İsrail ordusuyla çatışmak ya da Hizbullah'ı güç kullanarak silahsızlandırmak!
KIRILGAN BİR DENGE VE KAVGACI KOMŞULAR
1975 ve 1990 yılları arasında Lübnan iç savaşla harap oldu ve bölgesel oyuncular ve büyük güçler için askerî bir oyun alanı haline geldi.
Ülkenin mevcut siyasî sistemi, farklı dinî toplulukların temsilcileri arasında hassas bir denge oluşturuyor ve ordu, üyeleri mevcut kriz nedeniyle bölünmüş olan siyasî kurumlara bağlı!
Halil Helu, "Bir kara saldırısı durumunda güneyde konuşlanan birlikler kendilerini ve Lübnan topraklarını ellerindeki imkanlarla savunmak zorunda kalacaklardır" diyor ve ekliyor: "Ancak temelde güneyde konuşlanan tugayların görevi UNIFIL ile işbirliği yapmak ve şiddete başvurmamaktır. Yani İsrail'e karşı koyacak bir vurucu güç değiller. Güç dengesi hiç de bizim lehimize değil".