Dünyanın son çaresi: Tohum depoları

Dünyanın son çaresi: Tohum depoları
Svalbard Tohum Deposu'nda insanlık tarihinin 13 bin yıllık tarım mirası saklanıyor. Fotoğraf: Shutterstock

Dünyanın kaynakları her geçen gün azalırken yarın öbür gün bütün geleceğimiz bir avuç tohum bulmaya bağlı olabilir. Bunu düşünen bilim insanları yıllardır tohum bankalarında tarımsal mirasa sahip çıkıyor.

Dünyanın sonu henüz gelmedi ancak gezegenin kaynaklarını bu şekilde kullanmaya devam edersek geçen yaz yaşadığımız seller ve orman yangınları gibi doğal afetlerin sayısının artacağını öngörebiliriz. Pek çok ülkede ekilebilir tarım alanları gün geçtikçe azalıyor. 2001 yılında 26,3 milyon hektar tarım alanı olan Türkiye’de bu sayı 2022 yılında 21 milyon hektara düştü. Aynı şekilde 2008 yılında 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2022 yılında 493 bine geriledi.

Bugün dünya üzerindeki 5 bitkinin 2’si yok olma riski ile karşı karşıya. Bilim insanları dünya üzerinde 200 bin yenilebilir bitki olduğunu tahmin ediyor. İnsanoğlu ise kalori ihtiyacının yarısından fazlasını ise mısır, pirinç ve buğdaydan karşılıyor.

Peki ya bir gün yavaş yavaş da olsa ekecek tohum bulamazsak ne yapacağız? Dünyanın iklimi yaşanmaz bir hale gelirse umudumuzu Mars’ta kuracağımız koloniye mi bağlayacağız, yoksa yeniden tarım yapmanın yollarını mı arayacağız? Bu soruların yanıtlarının peşine düşen Norveç hükümeti ve bazı büyük sivil toplum örgütleri 19 Haziran 2006 tarihinde kimilerinin 'kıyamet sandığı' ismini verildiği Svalbard Küresel Tohum Deposu projesine başladı.

Dünyanın son çaresi: Tohum depoları - Resim : 1

930 BİN ÇEŞİT BİTKİNİN TOHUMU 

Kuzey Kutbu ile Norveç arasında bulunan Svalbard takım adasının Spitsbergen bölgesinde inşa edilen bir tohum ambarında bugün 930 bin çeşit bitkinin tohumu bulunuyor. Kıyamet Sandığı’nın işletilmesinden sorumlu Crop Trust isimli tarım odaklı sivil toplum örgütünün yöneticisi Brian Lainoff tohum bankası açıldığı günlerde, “Bu binanın içinde 13 bin yıllık tarımsal tarih var” diyordu.

Mekanın günlük operasyonlarından sorumlu Bente Naeverdal kıyamet sandığının bu kadar gözlerden uzak olmasının sebebini şöyle açıklıyor: “Dünyada korkabileceğiniz şeylerin olduğu savaş ve terörün yaşandığı bölgelerden uzakta. Güvenli bir yerdeyiz.” Kıyamet sığınağının içinde üç büyük oda bulunuyor. Tohumlar sıfırın altında bir sıcaklıkta bu odalardan birinde muhafaza ediliyor. Tohumlar gümüş paketlerin içinde ve büyük test kutularında saklanıyor.

Günümüz dünyasında beslenmemiz için kullandığımız tohum çeşitliliği 20. yüzyılın başına göre son derece sınırlı. Örneğin bugün pirincin sofrada çok önemli bir yer tuttuğu Çin’de 1950’lerde kullanılan pirinç tohumu çeşitliliğinin bugün yüzde 10’u pirinç yetiştirmede kullanılıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde meyve tohumlarının yüzde 90’ı bugün yok.

FİKİR 2001'DE ORTAYA ÇIKTI

Uzmanlara göre Svalbard’da saklanan tohumların genetik bilgileri kullanılarak dünyada herhangi bir felaket olduğu durumda yeniden tohum üretmek mümkün olabilecek. Böylesine büyük bir tohum bankası fikri 1980 yılında Cary Fowler isimli bilim insanı tarafından ortaya atıldı. Fikir 2001 yılında Birleşmiş Milletler Uluslararası Tohum Anlaşması ile hayata geçti. 2008 yılında Svalbard açıldı.

Svalbard’ın gözlerden uzak bir yerde olması tohumları korumak açısından da önemli. Halep’te bulunan dünyanın sayılı tohum bankalarından biri iç savaş dolayısıyla Fas ve Lübnan’da taşınmıştı. Afganistan ve Irak’taki tohum bankaları ise savaşlar sırasında yok edildi, buradaki bazı özel tohumların karşılığı hiçbir diğer tohum bankasında bulunamadı. Halihazırda dünya üzerinde 1700 tohum bankası bulunuyor.

Dünyanın son çaresi: Tohum depoları - Resim : 2
Netflix'in dünyaca ünlü yapımı Into the Night evreninde geçen Yakamoz S-245 dizisinin başrollerinden biri Kıvanç Tatlıtuğ. Tatlıtuğ'un canlandırdığı bilim insanı Arman karakteri bir grup bilim insanı ve asker ile birlikte Norveç'teki Svalbard Küresel Tohum Deposu'na ulaşmaya çalışıyor. Fotoğraf: Netflix

Dünyanın en eski ve önemli tohum bankalarından biri ise Rusya St. Petersburg’daki Vavilov Araştırma Enstitüsü. Burada 15 yıldır toplanan tohumlar İkinci Dünya Savaşı’nda Leningrad kuşatması sırasında Nazilere karşı bilim insanları tarafından korunmuştu. Buradaki bilim insanlarından dokuz tanesi, savaş sonrası ülkenin devamlılığı için tohumları yemeyerek açlıktan hayatlarını kaybetmişti. Vavilov Araştırma Enstitüsü’nde bugün için 325 bin tohum örneği bulunuyor.

TÜRKİYE'DE İKİ TANE VAR

Amerika Birleşik Devletleri, Peru, İngiltere gibi ülkelerde tohum bankaları bulunuyor. Türkiye’de ise Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı iki adet tohum gen bankası bulunuyor. Bunlar: Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde yer alan Ulusal Tohum Gen Bankası ve Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü bünyesinde bulunan Türkiye Tohum Gen Bankası. Her iki gen bankasında 100 binin üzerinde tohum örneği var.

Kaynaklar: Time, Guardian, Türk Tarım ve Orman Dergisi

Kaynak: Web Özel