1816: Hiç yazın yaşanmadığı yıl

Web Özel
1816: Hiç yazın yaşanmadığı yıl
Endonezya'daki Sumbawa Adası'nda bulunan Tambora Dağı. Fotoğraf: Shutterstock

Haziran'da kar, temmuzda dondurucu soğuklar, ağustosta soğuktan ölenler... 206 yıl önce dünya soğuk ve kasvetli bir yaz geçirmiş. Endonezya'da yaşanan bir yanardağ patlaması dünyanın öteki ucunda dondurucu soğuklara neden olmuştu.

1816 senesi arşivlerde “Kuzey Amerika ve Avrupa'nın yaz görülmeyen yılı” olarak geçiyor. Hasatların verimsiz geçtiği ve milyonlarca insanın kıtlığın eşiğine geldiği yaz, Mary Shelley de havalardan olsa gerek kült eseri Frankenstein'ı yazdı.

1816'da neden yaz mevsimi yaşanmadığını anlamak için 1815'in Nisan ayına ve Endonezya'ya gitmemiz gerekiyor. Sumbawa Adası'ndaki Tambora Dağı'nda yaşanan çok güçlü bir volkanik patlama on binlerce kişinin kişinin ölümüne neden olmuştu. Patlamadan bir yıl sonra da Kuzey Amerika ve Avrupa'da olağandışı soğuklar ve kar yağışları meydana geldi.

1816: Hiç yazın yaşanmadığı yıl - Resim : 1

O YILLARDA SEBEBİ ANLAŞILAMADI

Tabii o yıllarda dünyanın bir ucunda yaşanan volkanik patlamanın soğuk yaza neden olabileceği tahmin edilmemiş fakat bilim insanları 1913 yılında bu iki olayın bağlantılı olabileceğini ortaya koymuştu. Fakat 2019 yılında yapılan bir araştırmaya kadar bu iki felaket arasında net bir bağ kurulamamıştı. Environmental Research Letters isimli dergide yayımlanan araştırmanın sonuçlarına göre, 1815'deki volkanik patlama meydana gelmeseydi, 1816'da soğuk yaz yaşanmayacaktı.

Tambora Dağı'ndaki patlama ve ardından yaşanan tsunamiler, 10 bin kişinin ölümüne neden oldu. Patlamanın açlık ve hastalık gibi dolaylı etkilerinden ötürü de 80 bin kişi hayatını kaybetti. Patlamanın ardından atmosfere binlerce ton toz, kül ve kükürtdioksit salındı. Bu olayın küresel etkileri dünyanın iklimini geçici olarak değiştirdi ve sıcaklıklarda 3 derecelik bir düşüşe neden oldu.

1816: Hiç yazın yaşanmadığı yıl - Resim : 2

Edinburgh Yerbilimleri Üniversitesi'nden öğretim üyesi Andrew Schurer, Tambora Dağı patlamasının geçen milenyumun en büyük patlamalarından biri olduğunu belirtiyor. Schurer, “Patlama bölgede devasa bir etki yarattı, Sumbawa Adası'nı ise yerle bir etti” diyor.

Felaket, dünyada büyük yıkımlara yol açtı; büyük çaplı gıda kıtlığı ve tifüs gibi salgınlara neden oldu. Patlamanın ardından daha iyi şartlarda hayat sürmek isteyen insanların taşınmaları neticesinde geniş çaplı göçler yaşandı. 

Volkanik partiküllerin kısa dalga radyasyonu düşürdüğünün altını çizen Andrew Schurer, bu durumun da geniş çaplı ve uzun süreli yüzey soğumasına neden olduğunu aktardı. Schurer'in verdiği bilgilere göre; partiküller okyanus ve atmosferdeki geniş döngülerde de çok büyük değişiklikler başlattı.

Küresel çapta hava sıcaklıklarının düşmesi sonucu Kuzey Amerika ve Avrupa'da hasatlardan verim alınamadı, çiftlik hayvanları telef oldu ve birçok bölgede kıtlık yaşandı. Amerikan Hava Hikayeleri kitabında yer alan bilgilere göre; New England bölgesinde 7-8 Haziran 1816'da yoğun kar yağışı görüldü. Öyle ki New England'da bir dönem insanlar rakun ve güvercin yemek zorunda kaldı. Philadelphia'da bütün yeşil bitkiler soldu, sebzeler ziyan oldu. Kanada, Montreal'da soğuktan ölen kuşlar gökyüzünden yerlere düştü; ABD'nin Vermont eyaletinde sığınacak yer bulamayan koyunlar da soğuktan telef oldu. Uzmanlar, 1816 yılında yaşanan bu anormal soğukluğun 1766 ile 2000 yılları arasında kayda geçen en soğuk yıl olduğunu vurguluyor. Ne tuhaf ki 2000'li yıllardan sonra da dünya en sıcak yaz aylarını konuşmaya başladı.

Olay, dünya edebiyatına da yansıdı ve Mary Shelly o karanlık yazın etkisiyle kült eseri Frankenstein'ı yazdı. Ayrıca, Napoleon'un Waterloo mağlubiyetinin sebeplerinden birinin de volkanik patlamanın yol açtığı sağanak yağışlar olduğu iddia ediliyor.

TEKRAR YAŞANABİLİR Mİ?

Büyük volkanik patlamalar her an yaşanabilir ve halihazırda yaşadığımız iklim felaketini iyice karmaşıklaştırabilir.

Yanardağ patlamalarının atmosfere etkileri kül püskürtmeleri ve depremlerle sınırlı sanılabilir fakat volkanik patlamaların çok daha kritik etkileri söz konusu. Patlama çok büyükse stratosfere kadar kükürtdioksit yayılıyor ve bu kükürtdioksit burada su buharlarıyla tepkimeye giriyor. Bu tepkime sonucu da sülfür partikülleri ortaya çıkıyor. Bu partiküller yağmur irtifasından yüksek bir noktada oldukları için yağış olarak düşmüyorlar ve o bölgede geziniyorlar. Bunun neticesinde de güneş ışınlarının dünyaya ulaşamamasıyla yeryüzünde soğuma meydana geliyor. Tambora Dağı'ndaki patlamadan sonra da bu doğa olayı yaşandı.

Uzmanlar, henüz yanardağ patlamalarının ne zaman yaşanacağının ve ne büyüklükte olacağının patlama büyük ölçüde yaklaşmadan tespit edilemediğini kaydediyor.

Kaynaklar: CNN, USA Today

Kaynak: Web Özel

Web Özel