Bakan Çavuşoğlu'ndan kritik açıklamalar!
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Suriye, dış politika ve ABD, Rusya ile yapılan müzakerelere ilişkin kritik açıklamalarda bulundu
Çavuşoğlu'nun konuşmasından satır başları;
Birçok ülke benim ülkeme göçmen gelmesin de ne olursa olsun derdinde. Eylül ayında BM Genel Kurulu'nun en önemli maddesi, kuraklık, iklim, gıda gibi konulardı.
Bugün en büyük gelişme teknolojik gelişmedir. Bugün her şey o kadar hızlı değişiyor ki, diplomaside geri kalmak istemiyorsanız çok iyi takip etmeniz gerekiyor. Eskiden siber saldırının çok düşük boyutuyla karşı karşıyaydık, bugün başka ülkelerin seçim sonuçlarına bile müdahale edilecek boyuta gelindi.
Farklı farklı tehditlerle bizi karşı karşıya getiriyor. 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemden çok farklı bir dönemde yaşıyoruz. Tüm dünyada ciddi bir değişim var. Bu değişim ve dönüşümle nasıl baş edeceğiz? Dünyadaki çatışmaların yüzde 60'ı bizim coğrafyamızda. Biz ne yapıyoruz?
Yurtta sulh cihanda sulh demiş Mustafa Kemal Atatürk. Tüm sorunlar karşısında Türkiye kendi çıkarlarını korumak, düşünmek zorunda. Bunun için de masada güçlü bir Türkiye olmak zorunda. Bu sorunları çözebilmek için uluslararası sitemin diğer aktörleriyle birlikte girişimci olmak zorundasınız. İnsani boyutuyla da ilgilenmek zorundasınız. Biz dünyadaki çatışmaların yarısından fazlası bizim bölgemizdeyse başkalarının gelip çözmesini beklemeden inisiyatif almamız lazım. En zengin ülke değiliz ama en cömert ülkeyiz ve insani yardımda birinci sıradayız. O ülkelerin kalkınmasını nasıl destekleyeceğiz? 2015 G20 Zirvesi'nde en az gelişmiş ülkelerin durumu Türkiye'de ele alındı.
Trump'ın bugün izlediği tek taraflı politikaların sadece ülkesi için değil başka ülkelerde de nasıl soruna neden olduğunu görüyoruz. AB'nin içine düştüğü durumu çok daha fazla söyleyebilirim, AB'yi kötüleme psikolojisinde değilim. Amerika tek başına herkesi dışlayarak Taliban'la görüştü başarısız oldu. bu konuda Rusya'dan destek alabilirdi. Bir örgütü dönem başkanlığına alınca etiket olsun diye almak doğru değil. İslam İşbirliği Teşkilatını kısa süre önce Suudi Arabistan'a devrettik. Amerika ve İsrail'in herkesi tehdit etmesine rağmen Türkiye önderliğiyle ezici çoğunlukla kararlar aldık. Arabulucukta Türkiye bir marka oldu, herkesin aklına gelen ilk ülke Türkiye. BM bünyesinde Finlandiya ile birlikte arabuluculuk konseyi kurduk.
Dünyada bu kadar söz sahibi olmak, inisiyatif almak istiyorsan tüm dünyayı görecek, 360 derece açıyla bakacaksın.
Bizim dış politikalarımızda en önemli unsurlardan biri yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, yurttaşlarımız. Orada Türkiye'den destek, yardım bekliyorlar, eskiden tam tersiydi. Almanya ve bazı ülkelerde dezenformasyonla birlikte saldırıda bulunuyorlar. Bugün 151 ülkeden gelip DEAŞ'a katılanları ülkeye sokmadık ülkelerine iade ettik biz. Soruyoruz dışişleri bakanlarına, sizin ülkelerinizde radikalleşip DEAŞ'a katılan var mı, hepsine soruyoruz, yok diyorlar. Bunun nedeni Diyanet İşleri. Bu işbirliğini sürdürelim. Artan ırkçılık ve İslam düşmanlığı maalesef arkadaşlarımızın gözünü kör edebiliyor.
Suriye'de son yaptığımız Barış Pınarı Harekatı ile Suriye'nin sınır bütünlüğü konusunda çok hassasız. Yönetilemeyen Suriye'den en çok kim etkileniyor, biz. Terör örgütlerinin yanı başımızda bulunmasını istemeyiz. Rusya ve İran Dışişleri Bakanları ile konuştuk. Çatışmaların durması konusunda en çok çaba sarfeden ülkeyiz, ama yanı başımızda bu kadar terör örgütü varken rahat edemeyiz. Buralara 365 binden fazla insan gönüllü olarak döndü. Minbiç'ten terör örgütlerinin temizlenmesi için Amerika ile bir yol haritasında mutabık kaldık. 9 ay geçti, 12 ay geçti, 17 ay geçti yok. Trump dedi ki, "Biz buradan çekiliyoruz şimdi girmeyin." Amerikalılarla görüştük, askerler arasında müzakereler başladı. Güvenli bölgenin oluşması için Amerikalılarla uzun süre çabaladık ama sözlerini kesinlikle tutmadılar. ABD YPG terör örgütüne Irak'tan getirdiği silahları vermeye devam etti, YPG'lileri PKK'lıları eğitmeye devam etti. Bu arada uyardık, attığınız adımlar kozmetik diye. Böyle giderse tek başımıza hareket edeceğimizi söyledik, Trump'ı aradık operasyonumuzu başlatacağımızı söyledik. Dinledi dinledi, hapishanelerdeki DEAŞ'lılar ne olacak diye sordu. Cumhurbaşkanımız ülkeler almazsa bunları serbest bırakmayız, bırakırsak bizi de vururlar dedi. Ama harekatı başlattık, kıyamet koptu. Başta dostumuz Almanya ve Fransa tarafından. Burada PKK/YPG devleti kurmaya çalıştılar, bunun da başını Fransa ile İsrail çekti, bütün kıyametin kopma sebebi bu.