Almanya'nın yolu neden Afrika'ya düştü? 'Önceden 'İstemezük' derlerdi...'

Almanya
Almanya'nın yolu neden Afrika'ya düştü? 'Önceden 'İstemezük' derlerdi...'

Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle Avrupa'nın alternatif enerji tedarikçileri ve rotaları bulmaya yönelik çalışmaları iyiden iyiye hız kazandı. Özellikle Almanya, aktif arayış içinde. Şansöyle Olaf Scholz'un ilk Afrika gezisinde de gündem enerjiydi. Almanya ayrıca bir geri dönüşün de eşiğinde...

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, enerji tedariğinde, özellikle doğalgazda, Rusya'ya bağımlı bir poziyonda olan AB'nin, alternatif tedarikçiler ve enerji rotaları aramasına neden oluyor. Faturaların endişe verici bir seviyede yükselmesiyle çözüm ihtiyacı net bir şekilde ortaya çıkarken bu noktada AB'nin lider ekonomisi konumundaki Almanya'nın attığı ve atacağı adımlar da yakından takip edilmekte.

Bu noktada Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un Afrika ziyareti de dikkat çekiyor. Rus doğal gazına alternatif arayan Almanya ilk temaslarını Senegal'den başlattı. Senegal Başbakanı Macky Sall, LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) üretiminin gelecek yıl 2.5 milyon tona, 2030'da ise 10 milyon tona çıkacağını öngörüyor.

ALMANYA'DAN KÖMÜR HAMLESİ

İki liderin düzenlediği ortak basın toplantısında Scholz ise Senegal'in doğal gaz ve yenilenebilir enerji projelerini yoğun şekilde takip etme niyetinde olduklarını ifade etti. 2021 sonbaharında koltuğa oturan Scholz, Afrika'ya ilk resmi ziyaretini gerçekleştirmiş olurken Senegal'den sonraki durak dünyanın önemli kömür üreticilerinden Güney Afrika olarak seçildi.

Almanya'nın yolu neden Afrika'ya düştü? 'Önceden 'İstemezük' derlerdi...' - Resim : 1
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, önce Dakar'da (solda) Senegal Başbakanı Macky Sall ile daha sonra da Pretoria'da (sağda) Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ile bir araya geldi. Fotoğraflar: Reuters

Almanya, talebin artışına göre termik santrallerini geçici olmak kaydıyla yeniden kullanmayı planlıyor. Olaf Scholz söz konusu düzenlemeyi kabul ederse termik santraller 31 Mart 2024'e kadar kullanılabilecek.

Dünyaya karbon emisyonunu azaltma konusunda öncülük eden AB'de konuya ilişkin adımları en kararlı biçimde atan ülkelerin başında Almanya gelmekte. Peki Almanya neden bu yola girdi? Almanya'nın alternatif enerji tedarikçileri ve rotaları arayışında gelinen son noktayı Eski BOTAŞ Gaz Alımı Daire Başkanı Ali Arif Aktürk ve Enerji Günlüğü Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Kara değerlendirdi.

'KISA SÜREDE OLACAK İŞ DEĞİL'

Ali Arif Aktürk, “Almanya, savaş öncesinde de ABD baskısıyla aslında boru gazında alternatif arıyordu. Katar'a da gittiler, iki LNG terminali yapma kararı aldılar” diyor. Mart ayının başında Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, Almanya’da inşa edilecek iki LNG terminalinin 2 yıl içinde faaliyete geçmesini beklediklerini ifade etmişti.

Bu duruma “Bunlar kısa sürede hazır olacak tesisler değil. Avrupa genelinde bu yönde yatırım kararları var. Bu terminallerin imalatında nikel ve çelik kullanılıyor ve bunlar Güney Kore ve Japonya'dan sınırlı miktarda geliyor” ifadeleriyle dikkat çeken Aktürk, önümüzdeki kışın çok zor geçeceğini ifade ediyor.

Aktürk, Almanya'nın kömürün de yüzde 53'ünü Rusya'dan sağladığına dikkat çekerken asıl ihtiyaç olan LNG'de ABD'nin de kapasite kullanım oranlarının çok yüksek olduğunu ve talebin karşılanması noktasında büyük bir sıkıntı çekileceğini aktarıyor.

SANTRALLERİ KULLANMASA DA...

Aynı zamanda Dünya Gazetesi'nde enerji editörlüğü ve köşe yazarlığı da yapan Mehmet Kara ise termik santraller üzerine “Almanya bir devletin yapması gerekeni yapıyor ve bu santraller kullanılmasa dahi hazırda tutuluyor ve işletmecisine para ödeniyor. Her an çıkabilecek bir krize karşı bunu yapıyorlardı ve santrallerini ayakta tutmanın avantajını da yaşayacaklar” diyor.

Söz konusu Almanya olunca akıllara gelen bir diğer enerji konu başlıklı detay da nükleer enerji santrellerinin durumu. Angela Merkel döneminde çevreci hassasiyetlerle nükleer enerjiden çıkış kararı alan Almanya, aktif son üç santralini 2022'nin sonunda kapatmayı planlıyor. Buradan geri dönüş ülke genelinde tartışılırken Kara bunun mümkün olabileceğini zira Almanya'nın sadece mevcut santrallerini yenilemediğini ifade ediyor ve şuna vurgu yapıyor:

“Almanya'nın 'Nükleer enerji kullanmayacağım' demesi, nükleer enerji ile üretilen elektriği kullanmadığı anlamına gelmiyor.”

Aktürk ise Kara'nın ifadesini destekler ve detaylandırır nitelikte, “Almanya, Fransa ve Çekya'dan elektrik alıyor. Fransa, elektriğinin yüzde 70-80'ini nükleerden üretiyor. Bir yerde kamuoyuna şirin gözükmek için de bu yola gitti Almanya ancak reel politika farklı; fırsat var ve kamuoyu da hazır. Yeşiller de Ukrayna-Rusya savaşı olmasa 'İstemezük' derdi” diyor.

GÜNÜN SONUNDA RUSYA...

Avrupa'da ve Almanya'da halkın cebine de dokunan yüksek faturaların bu dönüşe neden olabileceği söyleniyor. Aynı zamanda Avrupa için enerji bağımlılığını azaltmanın değeri de savaşla yeniden ortaya çıkmış durumda. Ancak günün sonunda Aktürk, Rusya'nın Almanya'ya verdiği gazı kesmeyeceği düşüncesinde. Aktürk argümanını şöyle temellendiriyor:

“Rusya gazı kesmek istemez zira savaşı sürdürebilmek için sıcak paraya ihtiyacı var. Ruble atağı yaptı ancak palyatifti bu. Alıcıların en az yüzde 50'si de hemen uydu bu duruma. Haliyle Ruslar kesemez; Almanya, Orta Avrupa ve Balkanlar da ancak 2-3 yılda Rus gazını azaltabilirler.”

[email protected] 

Kaynak: Web Özel

Enerji Termik santraller