Bilim Şenliği'nde uluslararası öğrenciler halk danslarını sergiledi: Kazakistan, Sudan ve Gabon'dan geldiler

Bilim Haberleri Kazakistan Sudan

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) tarafından organize edilen 2. Bilim Şenliği'nde, Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) öğrencileri ülkelerine ait halk oyunlarını sergiledi.

BŞEÜ TÖMER, 23 ülkeden 300 uluslararası öğrenciye Türkçe ve Türk kültürü eğitimi veriyor.
Bilim Şenliği'nde stant açan TÖMER öğrencilerinden, Kazakistan, Sudan ve Gabon'dan gelenler, ülkelerine ait yemekleri ve halk danslarını sundu.

Oyunları beğeniyle izleyen katılımcılar, bazılarına eşlik etti, yöresel ürünlerden tattı.
Kamu Yönetimi öğrencisi Kazakistanlı Katira Makhambet, ülkelerini tanıtmak amacıyla stant açtıklarını ve büyük ilgi gördüklerini söyledi.

Ülkesine ait dombra çalgısı hakkında bilgi veren Makhambet, "Burada misafirlere müzik dinletisi sunuyoruz ve yöresel kıyafetlerimizi sergiliyoruz. Kazakistanlı olarak Türkiye'yi çok seviyoruz ve burada okumaktan da çok mutluyuz. Son yıllarda Kazakistanlılar, Türkiye'de okumayı tercih ediyor." dedi.

Maliye bölümü 2. sınıf öğrencisi Sudanlı Abdelsalam Osman da geleneksel kıyafetlerini giyerek dans gösterisi yaptıklarını ve yöresel yemeklerini davetlilere ikram ettiklerini anlattı.
Bilim Şenliği'nde uluslararası öğrenciler halk danslarını sergiledi: Kazakistan, Sudan ve Gabon'dan geldiler - Resim : 1

HALK OYUNLARI NE DEMEK?

Halk oyunları, çok eski ve genel bir oluşumdur. Bunlara “halk dansları” da denilmektedir. Halk oyunlarında esas, ritmik, gösterişli ve zaman zaman dramatik unsurlar taşıyan, ilk çıkış kaynağı bilinmeyen ve bu nedenle anonimleşmiş toplu veya bireysel bir dans biçimidir. En yalıtılmış ve modernleşmenin herhangi bir türüyle tanışmamış topluluklardan, en gelişkin topluluğa kadar her toplum tipinde halk danslarına rastlanır. Ancak modernleşen ve bireyselleşen yeni hayat koşullarında, bu tür dansların genel bir eğlence biçiminden çıkıp, birer gösteri unsuru haline geldiği, halk dayanışma ve özdeşiminin bir parçası olmaktan çıkarak yabancılaştığı görülmektedir. Artık bu dansların, kendiliğinden, kültürleme ve toplumsallaşma süreci içinde bireyin öğrendiği biçimler olmaktan çıktığı ve yabancılaşmaya koşut biçimde özel olarak öğrenilen, bunun için yeni kurumların teşekkül ettiği ve özel bir zaman ayırmanın gerektiği yeni bir şekil almaktadır. Bu nedenle halk dansları, kaybolma ve unutulma durumuna gelmemeleri için, özel olarak yaratılmış (Resmî kültür, turizm ve tanıtma kuruluşları, özel halk oyunu ve halkbilim toplulukları, okullar, etnoloji ve halkbilim bölümleri öğrenim programları gibi) yeni toplumsal bellek türleri içinde yaşatılıp aktarılmaktadır. Bu nedenle, bu dansların kendiliğinden ve kendi ortamlarında (geleneksel düğün, bayram vs. törenleri) icra edilme biçimlerindeki “doğallık” giderek kaybolmakta; özel kostümlerle, ses ve ışık efektleri ve yeni katılmış dramatik ve koreografik unsurlarla zenginleştirilerek veya değiştirilerek icra edildiğine tanık olmaktayız. Bu danslar da, tıpkı halk müziği uygulamaları gibi, “modern” formlara bürünmekte ve bu modern formlara kaynaklık eden ilk kayıtlar, otantik biçimler sayılmaktadır. Ancak bu otantiklik iddiası daima şüphe taşır. Zira halk müziği örneklerinde de görüldüğü gibi, “ilk kayıt” daima belli bir yere, kişiye ve zamana bağımlıdır ve ondan önceki ya da başka yerlerdeki “farklı” biçimlerin varlığı olasılığını ortadan kaldırmaz. Halk danslarının kaynağında pagan inanç ve tapımlarını, çeşitli bereket ve bolluk ayinlerini bulabiliriz. Bunlar dönüşerek veya çeşitlenerek bugünkü halk oyunları formunda karşımıza çıkmaktadır. Halk dansları, bu bakımdan zengin dramatik unsurlar taşır. Sevinç, öfke, savaş, dayanışma, yakarış, dostluk, aşk, karşı cinsler arasında yakınlaşma gibi insanlık durumları bu danslarda canlandırılır. Türkiye’de gördüğümüz yaygın dans formları arasında halay, zeybek, bar, horon, hora, köçek, Kafkas dansı, karşılama gibi biçimleri sayabiliriz. Bu formlar, genellikle yöresel ve tarihsel unsurların dansa yansıması biçiminde karşımıza çıkar ve yöresellik ağır bastığı için, farklı etnik grupların aynı dansı icra ettiklerine şahit oluruz.

 



Kaynak: AA