Onun derdi konuşup rahatlamak!.. Karşımdaki beni hiç dinlemiyor, ne yapacağım?
Bazen karşınızdaki kişilerin sizi hiç dinlemediği hissine kapıldınız mı? Pek çok insan kendi söyleyeceğinden sonra karşısındakine kulak vermiyor. Peki sizi hiç dinlemeyen insanlara karşı ne yapmalısınız?
İnsanlar tarih boyu etraflarındaki kişiler ile iletişim içinde olmuştur. Birisi kendisini ifade ederken karşısındakinin dinlemediğini fark ettiğinde ise büyük hayal kırıklığına uğrar. Herkes birileri sesini duysun ister. Bazen bir şeylere dikkat çekmek amacıyla konuşur insan, bazen de sadece kendini anlatmak için.
Bazı insanlar ise siz ne anlatırsanız anlatın sizi asla dinlemez, dinler gibi gözükür ve kendileri konuşmayı bitirdiklerinde siz bazen fark etmeseniz de sohbeti kapatırlar.
'SEN' DEĞİL 'BEN' DİLİ...
İmaj ve iletişim ikna stratejileri konularında eğitim veren iletişim uzmanı Ayça Kuru, bir insanla empati kurulmasının o kişiyi dinlemekten geçtiğini söylüyor. Bir kişiyle konuşurken göz teması kurulmasının o kişiyi sizi dinlemeye sevk ettiğini dile getiren Kuru, "Konuşurken elinizde herhangi bir obje olması, kişinin size odaklanmasını ve dikkat çekmenizi sağlayacaktır. İnsanları dürtmek, dokunmak, 'Beni dinliyor musun, sana bir şey anlatıyorum' demek karşıdaki kişiyi irite eder ve sizi dinleme ihtimalini daha uzaklaştırır" diyor.
Biriyle konuşurken şu an konuşulan orta ses tonu denilen yüksekliğin seçilmesi gerektiğini aktaran Kuru, "Karşınızdaki kişi dinlemiyorsa arada bir dalgalanma denilen ses tonuna geçilmesi gerekiyor. Yani sesi az yükselt, normale indir, sesi düşür normale indir ve yükselt. Bu yöntem kişinin algısını açmak için kullanılan ses tonlarından birisidir" diye konuştu.
İnsanların karşısındaki kişinin kendisini dinlemesi için 'sen' dili ile değil 'ben' dili ile iletişim kurması gerektiğini aktaran Kuru, "Ben dili empati yapma dilidir, sen dili itham dilidir. 'Ben seni dinledim, benim de dertlerimi dinlemeni çok isterim, fikirlerini dinlemeye ihtiyacım var' demek dururken, 'Sen beni dinlemiyorsun, ben seni dinledim' 'sen' dili kullanmak gibi kişiyi iletişim anında kaybetmek oluyor" dedi.
SES TONU, KELİME SEÇİMİ VE VURGU
'Genel İletişim' ve 'İletişimde Mazeret Yok' kitaplarının yazarı, 'İletişim, Kültürlerarası Sentez, Yönetim Danışmanlığı' gibi konularda eğitim ve danışmanlık veren iletişim uzmanı Dr. Şaban Kızıldağ ise karşımızdaki insanın bizi dinlememesi ve karşılık verip kendisini kapatması durumunda, iletişimi sürdürmemek ya da gerekli ortam oluşuncaya kadar beklemek gerektiğini ifade ediyor.
Kızıldağ, "Sağlıklı bir iletişim için önce ortam, konsantrasyon, önyargıdan arınmak, dinlemek, dinlemeye odaklanmak, karşımızdaki kişiye değer verdiğimizi hissettirmek gerekiyor. İletişim kuracağımız kişiyi yakalayabilmek için önce ortak bir dil yakalamamız önemlidir. Onun ihtiyaçlarını bilmek önemlidir. Ve ona değer verdiğinizi göstermek önemli" diyor.
"Kendimizi dinletebilmek için öncelikle konuştuğumuz konuya hakim olmamız gerekli" diyen Kızıldağ, ses tonunu iyi ayarlamak, kelimeleri özenle seçmek ve vurgulara dikkat etmek gerektiğini söylüyor.
Kızıldağ, "Tepkileri gözlemlemek bizi daha dinlenebilir hale getirir. Bir insanın bize anlatmak istedikleri bitince, anlayıp anlamadığımızı ona geri bildirimde bulunmak gerekiyor. Yanlış anladığımız bir şey varsa onu düzeltmek, doğru anladığımızı onaylatmak da sağlıklı iletişimde çok önemli detaylardır" diye konuştu.
"DİNLENMEME SALDIRGANLIĞI DOĞURUR"
Bayburt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Maden'in yazdığı 'Niçin Dinlemiyoruz?' isimli makalesinde, günümüzde yaşanan sorunların özünü oluşturan iletişimsizliğin temelinde, dinlememenin olduğunu belirtiyor.
Dinlenildiğini gören bireyin önce kendisine değer ve önem verildiğini, buna bağlı olarak sevildiğini düşüneceğini aktaran Maden, şöyle devam ediyor: "Duygularını ifade etme imkânı bulduğundan 'Anlaşıldım' duygusu yaşar ve rahatlar. Bu durum bireyin benlik saygısının artmasına, kendisini dinleyen kişiye yakınlık duymasına neden olur."
Aile, arkadaş ve iş çevresinde uzun süre dinlenmeyen ve iletişim kopukluğu yaşayan bireylerin savunmaya geçebildiğini belirten Maden, iletişime kapalı kişinin öz güvenini yitirebileceğini, içine kapanacağını ve saldırganlık göstererek kendisine de zarar verebileceğini belirtiyor. Maden, "İletişim kopukluğu yaşayan birey çevresini dinlemenin önemli olmadığını bilinçaltına yerleştirir ve dinleyememe problemini yaşayabilir. Dinleyerek çevresini tanıyan, öğrenen ve tepki gösteren birey aynı zamanda sosyalleşir, sosyal ortamın bir parçası olduğunun farkına varır" diye devam ediyor.
cihat.aslan@haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel