Stres mutfağa ne için geldiğinizi nasıl unutturur?

21. yüzyılda stresten uzak bir yaşam pek de mümkün değil. Ancak stres belli bir noktadan sonra unutkanlık yapabiliyor. Bazen su içmek için mutfağa gittiğimizde bile ne yapacağımızı unutup salona dönebiliyoruz.

Son Güncelleme:

“Şimdi ben ne yapacaktım?” Salondan mutfağa gittiğinizde kendinize bu soruyu sorduğunuz oluyor mu? Belki de su içmek için mutfağa geldiniz ama neden geldiğinizi unuttunuz. İş yerinde yetiştirmeye çalıştığınız bir projede tıkandınız, zaman da işliyor, bir sonraki adımda ne yapacağınızı bilemiyorsunuz.

Stres yönetilemediğinde dünya üzerindeki en zararlı duygulardan biri. Vücutta salgılanan kortizol hormonu bağışıklık sistemini bile düşürüyor. Ancak yapılan araştırmalara göre stresin unutkanlıkta da büyük rol oynadığı ortaya çıktı. İspanyol psikolog Ana Gomez, stres anında odaklanma ve dikkat gibi kavramları unutabildiğimizi söylüyor.

Gomez stres anında sinir sisteminin alarm haline geçtiğini aktarıyor. Başka bir psikolog olan Mar Martinez, uzun süreli stres halinin dikkat bozukluğuna yol açtığını söylemekte. Uzmanlara göre belirli bir miktar kortizol salınımı insanın hafızasını diri tutabilir. Öte yandan stres bozukluğuna bağlı uyku eksikliği de kortizol salınımının artmasının önemli sebeplerinden.

20 DAKİKALIK BİR KOMİK VİDEO

Iowa Üniversitesi’nin 2014 yılında yaptığı bir araştırmaya göre yüksek kortizol salgılayan farelerin belirli bir yaştan sonra hafızası zayıflıyor. Strese bağlı hafızanın zayıflaması durumunda yapılabilecekler için pek çok öneri var. Tabii ki bunların hiçbiri kesin çözüm değil. Çok gergin bir anınızda 20 dakikalık bir komik video izlemenin hafızanın toparlanmasına iyi geleceğini düşünenler var. Öte yandan asosyal insanların hafızasının sosyal bireylere göre daha zayıf olduğu düşünülüyor.

Stresin insanları daha unutkan yaptığı bilinen bir gerçek, öte yandan aşırı stresin alzheimerın yolunu açtığı da düşünülüyor. Tabii ki unutkanlığın tek sebebi stres değil. Harvard Üniversitesi’nin sağlık yayınına (HHP) göre;  küçükken gittiğiniz büyük annenizin mutfağının şeklini hatırlamak ile not aldığınız bir telefon numarasını hatırlamak aynı şey değil. Hafıza temel olarak ‘kısa’ ve ‘uzun’ vadeli olmak üzere ikiye ayrılıyor.

Şöyle bir örnek verelim: Otomobilinizi kullanırken sağ şerit boş mu diye bakıyor ve sinyal vermeyi hatırlıyor, sinyal vererek şerit değiştiriyorsunuz, bu şeridi değiştirdikten sonra sinyal verme bilgisi ile ilişiğiniz kesiliyor. Çünkü artık o bilgiye ihtiyacınız yok. Bu kısa vadeli hafıza kullanımına örnek.

Uzun vadeli hafıza ise sürekli gelişen, yeni bilgiler ile tazelenen, daha çok mesleki bilgileri veya kazanılmış yetenekleri geliştirmek üzere öğrenilen bilgilerden oluşuyor.

BEYNİNİZ HAFIZANIZI NASIL ÇALIŞTIRIYOR?

Bugün görme, koku alma, duyma gibi duyular beynin farklı noktalarında depolanıyor ve bir dürtü sonucu hafızayı tetikliyor. Bu duyulara ait hafızalar ‘uzun vadeli’ olarak sınıflandırılıyor, çağırdığınız zaman geliyorlar.

Bir olayı anı olarak depoladığımız zaman beynimizin derin yapısı çalışmaya başlıyor. Anılar hipokampüste depolanıyor. Hipokampüsün yanında bulunan amigdala ise beynimizin duygusal merkezi konumunda. Bu merkez anıların bizde nasıl duygular çağrıştırdığını ortaya koyuyor.

Bir anıyı çağırmak istediğimizde ise beynin ön lobunu kullanıyoruz, bu aynı zamanda dikkat ve odaklanma merkezi olarak da biliniyor. Sevdiğiniz bir filmden sizin için önemli olan bir sahneyi anımsamak için önce görüntüyü göz önüne getiriyorsunuz ancak bu sahnedeki şarkıyı anımsamak için beynin farklı bir noktasını kullanıyorsunuz.

Hafıza kaybı yaşayan bazı kişiler yeni bilgiler öğrenebilirler ancak öğrenme yetileri eskisine göre çok daha yavaşlamış olabilir. Uzun süreli hafıza kayıpları genellikle kafa travmaları veya insanın baş bölümünün darbeye maruz kaldığı sporlar sonucu ortaya çıkıyor.

Kaynaklar: Healthline, Harvard Health, El Pais, Haberglobal.com.tr

Sonraki Haber