Kendi kendine 'depresyon' ve 'bipolar' teşhisi koymak neden bu kadar popüler oldu?

Bazen kötü hissetmek depresyon belirtisi midir? Bipolar olmak günlük bir olay mıdır? Kendi kendine psikolojik rahatsızlık tanısı koyan insanların sayısı giderek artıyor. Uzmanlar bunun altında 'ilgi çekmek' olduğu söylerken, meseleye böyle yaklaşmanın hastalıkları basitleştirdiği görüşündeler.

Son Güncelleme:

Twitter'da gezinirken "Bugün depresyondayım işe gitmedim", "Dün iyiydim bugün kötüyüm ben galiba bipolarım (duygu durum bozukluğu)" şeklinde insanların kendilerine tanı koyduğu tweetlere sıkça denk gelirsiniz. Ya da kendini "Kişisel gelişim uzmanı" olarak tanıtan kişilerin "Çıkın artık bu depresyon halinden, kendiniz için çabalayın" gibi videoları ekranınıza düşer. 

Kendine psikolojik rahatsızlık tanısı koyan ya da bu hastalıkları basitleştiren kişi sayısı günden güne artıyor. Uzmanlar tanı koymanın bu kadar kolay olamayacağını, birçok kriteri olduğunu ve uzun bir süreç gerektirdiğini söylerken, gelişigüzel tanı koymanın rahatsızlıkları basitleştirildiğini savunuyor.

'BEN DEPRESYONDAYIM DEMEK POPÜLER'

Psikolog Gözde Yana, içinde bulunduğumuz çağda zor bir dönemden geçildiğini, bu yüzden herkesin kendini bir yere konumlandırmak istediğini söylüyor. Toplumda "Ben depresyondayım, bipolarım" demenin popüler bir tarafı olduğunu söyleyen Yana, uyku uyuyamayan ya da insanlarla iletişime geçemeyen kişilerin kendilerine hızlıca bir teşhis koyduğunu aktarıyor. Uzmana göre; bunda diziler ve sosyal medyanın da etkisi var.

Depresyon tanısı koyulması için birçok kriter olduğunu söyleyen Yana, "Gerçekten depresyonda olan kişi hasta olur, panik atak krizleri geçirir hatta bunun ölüme kadar giden sonuçları olabilir" derken, "Gerçek hastalarla kendisine tanı koyanlar bir tutuluyor" ifadesini kullanıyor. Bunun nedenini "İnsanlar herkesten aynı şeyi duyunca, bu hastalıklara karşı duyarsızlaşıyor" diye açıklıyor.

Yana "Refah seviyesi ile ruh sağlığı aynı oranda ilerler. Ülkede sürekli bir belirsizlik olması ve ani değişimler yaşanması ruh sağlığını bozan etmenlerdir" diyor.

'KENDİNE TANI KOYANLARIN DA SAĞLIKLI OLDUĞU SÖYLENEMEZ'

Aile Danışmanı ve Psikolog Özge Öztaşçı ise "Yeni kriterlerin çıkması ile tanı koymak zorlaşıyor. Ancak bu tanıların internette bulunması sebebiyle insanlar kolaylıkla erişip kendilerine 'Ben borderline hastasıyım, bipolarım, depresyondayım' gibi tanılar koyabiliyor" demekte.

Öztaşçı, İngilizce literatürde 'self diagnosis' olarak adlandırılan kendi kendine tanı koymanın temelinde ilgi çekmenin olduğunu söylerken, "Kendine tanı koyan insanların da aslında sağlıklı bir ruh haline sahip oldukları söylenemez" diyor.

Bunların yanında ergenlerin kimliklerini bulmaya çalışırken kendi kendilerine tanılar da koyduklarını belirten Öztaşçı, bu durumun 'Hipokondri' (hastalık hastası) rahatsızlığına sahip insanlarda da görülebildiğini belirtiyor. 

Öztaşçı ruhsal rahatsızlıklarda gözle görülür belirtiler olmadığı ve fiziksel hastalıklar kadar önemsenmediği için insanların bunun kişilere neler yaşattıklarını bilemediklerini söylerken, "Arka planda yaşananları görmeyen insanlara bu hastalıklar daha güzel bir tablo olarak görünüyor" diyor.

Öztaşçı, hastaya tanı konması için en az 6 ay izlenmesi gerektiğinin altını çizerken, sözlerini tanı alan insanlarda gözle görülür bir artış olduğunu söyleyerek sonlandırıyor.  

TANI KONAN İNSANLAR NE DİYOR?

Peki tanı almış kişiler ne diyor? Bensu B., İzmir'de yaşayan bir operasyon uzmanı. 2018 yılında 'borderline kişilik bozukluğu' (kişinin algılama biçiminde ve ikili ilişkilerinde problemlere yol açan bir psikiyatrik rahatsızlık) teşhisi almış. Bensu B. "Çocukluğumdan beri akranlarımla iletişim kuramıyordum. İlişkilerimi sürdüremiyorum. Ancak sürekli bir yalnız kalma korkusu yaşıyorum bu da panik atak krizleri ve depresyona neden oldu. Bir arkadaşımın beni doktora götürmesi ile teşhis aldım" diyor.

Bensu B., insanların kendi kendilerine teşhis koymaları nedeniyle okul ve iş ortamında hastalığının önemsenmediğini ifade ederek bu durumun kendisini zor durumda bıraktığını belirtiyor.

Sanatçı Erinç G. İstanbul'da yaşıyor. Kendisine 2019'da 'majör depresyon' teşhisi konmuş. Erinç G "Potansiyelinizin sadece yüzde 20'sini verebiliyorsunuz, depresyon sürecinde" diyor. Hastalık için "Yaşamı sürdürmekte çok büyük bir engel" tanımı yapan sanatçı, "Uyuyamıyorsun, uyanamıyorsun, sağlıklı düşünemiyorsun, birçok insan için çok çok basit olan eylemleri gerçekleştirmek çok zorlaşıyor. Okul, iş, aile sağlıklı ilişkiler rafa kalkabiliyor" diyor.

"Depresyondan uyanmak için çabalaman gerek" gibi yaklaşımları çok tehlikeli bulduğunu söyleyen Erinç G., "Hastalığın varlığını reddeden bir yaklaşım bu. Haliyle insanların tedaviyi de reddetmesine veya geciktirmesine sebep oluyorlar. Depresyon yerine fiziksel bir hastalığı koyarsanız bu yaklaşımların ne kadar bilimden uzak olduğunu göreceksiniz" diyor.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber