Önce zerdeçal ve sarımsaktı şimdi de kısırlık korkusu: Koronavirüs hurafeleri bir türlü bitmiyor!

Salgının başından bu yana zerdeçal, sarımsak, tarhana gibi pek çok ürün Covid'e yakalanmayı önlediği gerekçesiyle talep gördü. Hatta işin ucu bazı ülkelerde etil alkol içmeye kadar gidince virüsten değil bu yanlış uygulamalardan dolayı ölümler yaşandı. Uzmanlar ise "aşı olun" çağrısında diretiyor.

Son Güncelleme:

Koronavirüse karşı bağışıklığı güçlendirmek adına halk arasında yayılan pek çok öneri, hurafe olmaktan öteye gidemedi. Bunlardan bazıları ağızda gargara yapmanın, kelle paça çorbası ile tarhana çorbası içmenin, sarımsak yemenin Covid'e yakalanmayı önlediği şeklinde sıralanabilir. Şimdi de aşılanmanın hızlanmasıyla toplumsal bağışıklık sağlanacak derken, kısırlık yapacağı korkusuyla aşı olmayanlar var. Birkaç ay önce de arı sokmasının koronavirüs tedavisinde etkili olduğu düşüncesiyle Malatya'daki arıcılara büyük bir talep oluşmuştu. 

Benzer durumlar dünyada da yaşandı. Çin'de günde 1.5 kilo sarımsak yiyen bir kadın, boğazının tahriş olması sonucu hastaneye kaldırılırken; İran'da da dezenfektan olarak kullanılan etil alkolün içilmesi sonucu pek çok kişi hayatını kaybetmişti.

Örnekler bunlarla da bitmiyor. Bazı ülkelerde koronavirüse karşı deve sidiği, inek dışkısı, çamaşır suyu gibi sözde mucizevi yöntemler yüzlerce kişinin ölümüne, binlerce kişinin hastanelik olmasına yol açmıştı. "American Journal of Tropical Medicine and Hygiene" dergisinde yayımlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre, dünya çapında vücudunu dezenfekte etmek için yüksek dereceli alkol içen 800 kişi canından oldu. Metanol içen 5 bin 800'ü aşkın kişi hastaneye yatırıldı, 60 kişi kör oldu.

Uzmanlar, bu tarz yöntemlere inanmak yerine kişinin bir an önce iki doz aşısını da olmasını ancak yine de hijyen ve mesafeye dikkat edilmesi noktasında uyarıyorlar. Çünkü salgından kurtulmanın tek yolunun toplumsal bağışıklığın sağlanması olduğunu, bunun da aşılamayla sağlanacağını vurguluyorlar.

ÖNCE ZERDEÇAL SONRA SARIMSAK

İsterseniz, bağışıklık sistemini güçlendirse de virüse yakalanmayı önlemediği için hurafe olmaktan öteye geçemeyen durumları bir hatırlayalım:

Türkiye'de ilk vakanın görülmeye başlamasından bir ay sonra, bağışıklık sistemini harekete geçirdiği için zerdeçal satışları patlamıştı. Baharatçılar ve bitkisel ürün satanlar, zerdeçal satışlarının pandemi öncesine kıyasla 4-5 kat arttığını ifade etmişti.

Öyle ki, bir dönem koronavirüs vaka tablosunda Batı'daki tek düşük riskli il olan Uşak'ın yerel temsilcileri, haberglobal.com.tr'ye yaptıkları açıklamada vakaların düşmesini her sabah kahvaltıda tarhana çorbası içmeye bağlamıştı. Uşak Aşçılar ve Lokantacılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şeref Parlas, "Uşak insanı her sabah kahvaltıdan önce ailecek tarhana içer. Bunun da başarılı olmamızda etkili olduğuna inanıyorum" demişti.

"ORGAN YETMEZLİĞİNE DAVETİYE ÇIKARIR"

2021 Şubat'ta DHA'ya konuşan Dr. Öğr. Üyesi Mikrobiyolog İpek Ada Alver, pandemi döneminde internet arama motorlarında en çok 'koronavirüse iyi gelen tedaviler' ya da 'koronavirüse iyi gelen bitkisel kürler' aramalarının yapıldığını söylemiş ve uyarmıştı: "Hurafelerden en önemlisi ülkemizde yaygın şekilde görülen arı sokmasının koronavirüs tedavisinde etkili olduğu düşüncesi. Uzman olmayan kişilerce önerilen kür tavsiyeleri ne yazık ki organ yetmezliğine davetiye çıkarabilir."

"Özellikle son zamanlarda yaşanan arı sokması ile ilgili haberler gördük ancak arının iğnesinde 18 farmakolojik ajan var" diyen Alver, uyarılarına şöyle devam etmişti: "Bu 18 kimyasal kişiye zarar verebilir. Kişinin bunların birine dahi alerjisi olsa yüzde, gözde şişmeler meydana gelebilir. Bununla başlayıp ardından ciddi solunum güçlüğüyle seyreden şok dediğimiz ani ölümle karşı karşıya kalabiliriz."

BİR DE HİÇ İNANMAYANLAR VAR!

Bunların dışında bir de Covid-19'un insan yapımı olduğuna inandığı için pandemiyi gerçek bulmayanlar var. Benzer düşüncelerin Türkiye'ye yansımaları önce 'Türklere bulaşmaz' şeklinde kendisini göstermişti. Salgının başından bu yana yaklaşık 50 bin insanın hayatını kaybettiği, 5 milyondan fazla insanın da virüse yakalandığı Türkiye'de halen pandemiye inanmayan ve pandemiye 'plandemi' diyerek durumu tiye alan insanlar var. Bu insanlar Üsküdar'da bir araya gelerek toplantılar yapıyor. 

Bir de pandemiye inansa da bilgisizlikten dolayı aşı olmadığına gerek olduğunu düşünenler var. Halk arasında yayılan dedikodular yüzünden çoğu ilde aşılama çok düşük. Urfalılar "aşı olursam beş sene sonra ölürüm", "kısır olurum" diye düşünürken Şırnaklılar ise tarihi geçen aşıların yapıldığına inandığı için aşı olmuyor. Uzmanlar, bu direncin yüzlerce ölüme yol açtığına dikkat çekti.?

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber