6 soru 6 cevap | Evden çalışma sözleşmesi ne getirdi, ne götürdü?
Pandemiyle birlikte binlerce insan kalıcı olarak evden çalışma düzenine geçti. Yasal olarak personelini evden çalışmaya geçiren şirketler artık bir sözleşme ile koşulları belirlemek zorunda. Öğle yemeği, internet gibi masrafların durumu ne olacak? Sözleşmenin çalışan için anlamı ne?
Covid-19 pandemisiyle çok hızlı bir şekilde hayatımıza giren evden çalışma, uzaktan çalışma biçimleri iyi mi, kötü mü? Özellikle büyükşehirlerde yaşayan çalışanı trafikten kurtaran, verimliliği artıran; bu sayede işverenin üzerindeki giderleri de azaltan bir uygulama mı, yoksa çalışma sürelerini uzatarak iş yükünü daha da artıran bir yöntem mi?
Aylardır beklenen, uzaktan çalışmanın esaslarını belirleyen yönetmelik dün Resmi Gazete'de yayınlandı. İş Kanunu'nda açık bir şekilde belirtilen genel hükümler, yeni yönetmelikle birlikte işverenle çalışanın arasında yapılacak anlaşmalara bırakıldı. Bu hem "işçinin, işverenin insafına bırakılacak olması" nedeniyle eleştiriliyor hem de "her işletmenin kendine ait kuralları olması gerek, bu sözleşmeyle işverenle çalışan bu kuralları beraber belirleyecek" denilerek olumlanıyor.
Peki uzaktan çalışmanın esaslarını belirleyen yönetmelik ne diyor? Bu esaslar neler? Çalışma hayatını nasıl şekillendirecek? Ayrıca evden çalışmanın son bir yılının kayıp ve kazanımlar ne oldu?
Haberglobal.com.tr okurları için Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Çelik ve Bilgi Üniversitesi Örgütsel Psikoloji Yüksek Lisans Programı Direktörü Doç. Dr. İdil Işık ile görüştük.
YÖNETMELİĞİ HATIRLAYALIM ?
Koronavirüs pandemisiyle birlikte son bir yıldır yaygınlaşmaya devam eden uzaktan çalışmanın esasları belirlendi. Resmi Gazete'de yayınlanan yeni yönetmeliğe göre:
•Uzaktan çalışma talebi, yazılı olarak bildirilecek. Mevzuatta belirtilen zorlayıcı nedenlerle işyerinin tamamında veya bir bölümünde uygulanacak olması halinde, uzaktan çalışmaya geçiş için işçinin talebi veya onayı aranmayacak.
•Bu çalışma biçimi kalıcı hale gelecekse, işveren ile işçinin artık ‘uzaktan çalışma sözleşmesi’ imzalaması gerekecek. Bu sözleşmeler yazılı olarak yapılacak.
•Toplam çalışma süresine bağlı kalmak koşuluyla çalışma saatleri değişebilecek.
•İşveren fazla çalışma talep ederse, yazılı olarak bildirecek. Bu da işçinin kabulü ile mevzuat hükümlerine uygun olarak yapılacak.
•İşin yerine getirilmesinden kaynaklanan zorunlu giderlerin karşılanması, uzaktan çalışan ile işveren tarafından birlikte belirlenecek.
• Tehlikeli kimyasal madde ve radyoaktif maddelerle çalışma, bu maddelerin işlenmesi veya söz konusu maddelerin atıkları ile çalışma, biyolojik etkenlere maruz kalma riski bulunan işlerde, uzaktan çalışma yapılamayacak.
•İşveren, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanını bilgilendirmekle, gerekli eğitimi vermekle yükümlü olacak.
Şimdi akıldaki sorulara geçelim...
1- Çalışanın yeni yönetmelikle birlikte elde ettiği kazanımlar nelerdir?
İdil Işık: Bu yönetmeliğin en önemli katkısı, Covid-19 ile birlikte hızlı bir geçiş olan bu yüzden de sınırların hiç konulamadığı evden çalışma şeklinin çerçevesini çizmesi... Ama esnek bir şekilde çiziyor. Yaptırımcı, emredici bir yönetmelik yok. Esnek bir metin. İşveren ve çalışanın birlikte karar vermesini içeriyor. Alınan kararları yazılı hale getirmelerini, dolayısıyla kurumsallaşmasını sağlıyor.
Bunun da güzel tarafı şu: Demek ki organizasyonun ihtiyacı, çalışanın koşulları, işin gerekleri doğrultusunda daha esnek sözleşme içerikleriyle bu işi yönetebilecekler. Bu bir avantaj. Çünkü bizde esnek çalışma yönetim sistemine ilişkin standardı oluştururken tam da bunu söyledik: Tek tip bir esnek çalışma modeli yoktur. Her organizasyonun kendi ihtiyaçları ve işin içeriği ve gereklilikleri doğrultusunda en faydalı modeli seçmesi gerekir.
Doç. Dr. Aziz Çelik
Aziz Çelik: Yeni yönetmelik kanunda var olan bazı düzenlemeleri tekrar ediyor, bazı konuları ise işçiyle işveren arasında yapılacak iş sözleşmesine bırakıyor. Kanunla getirilmiş olan kuralları bile zayıflattığı, bunları işçiyle işveren arasındaki sözleşmeye bıraktığını söylemek mümkün.
Kanunda genel ilkeler yer alıyordu. Tam zamanlı çalışan, işyerinde ya da büroda çalışan işçiyle uzaktan çalışan işçi arasında bir ayrım yapılamayacağına dair hüküm var kanunda. Yönetmelikte ise, evde kullanılan araç ve gereçlerin, iş yapılırken ortaya çıkacak maliyetlerin işçiyle işveren arasındaki sözleşmeyle belirleneceği söyleniyor. Bunun anlamı, böyle bir sözleşmede işçinin söz hakkı çok fazla olmayacağı için işverenin insiyatifine bırakılmış olması... Yani bazı konular daha belirsiz hale geldi.
ILO'dan 'evden çalışma' uyarısı
2- Gerekli malzeme işveren tarafından sağlanacak. Peki internet, elektrik, yemek gibi giderler için ne diyor yönetmelik?
Aziz Çelik: Elektrik, internet gibi zorunlu giderlerin karşılanması iş sözleşmesine bırakılıyor. Halbuki bunların yönetmelikle işverence sağlanacağı açıklıkla belirtilmeliydi. Çalışma mekanının düzenlenmesiyle ilgili konular da iş sözleşmesiyle belirlenecek. "Araç, malzeme temini aksi kararlaştırılmamışsa işveren tarafından sağlanır" diyor. Yani bu aslında aksi kararlaştırılabilir demek.
Bu yönetmelik işçiyi korumaya değil, işverenin insafına daha fazla bırakmaya dönük hükümler içeriyor. Kanundaki açık olarak genel hükümler vardı. Deniliyordu ki işveren işyerinde çalışan işçiyle uzaktan çalışan işçi arasında ayrım yapamaz. Buna dayanarak, bu maliyetlerin işveren tarafından sağlanması gerektiğini söylüyordu. Şimdi ise bu tip düzenlemelerin işçi ve işveren arasında yapılacak sözleşmeyle sağlanacağı söyleniyor. Bu da işçinin elinin kolunu bağlanması demek.
İdil Işık: Üretim maliyetlerinin karşılanmasıyla ilgili 8. madde, maliyetlerin karşılanıp karşılanmayacağının iş sözleşmesinde belirtileceğini yazıyor. Bu madde çok net değil. Kim tarafından karşılanacağını söylemiyor. Fakat mevcut kanunlara göre, bu maliyetlerin işveren tarafından karşılanmasını destekleyen hukuki bir yapı var. Yani işveren normalde ofiste yemek masrafını karşılıyorsa, evden çalışmada da bunu devam ettirmek zorunda. Ama ne oluyordu, ödemeyen yerler vardı. Şimdi diyor ki ödeyip ödemeyeceğini de yazılı hale getirmelisin. Bu da yasayla çelişkili olamayacağı için bunun aksine bir anlaşma olanağı kalmamış oluyor. Yani dolaylı olarak işvereni bunu yapmak zorunda bırakıyor.
Kendi çalışmamız açısından da bu maddenin kritik olduğunu düşünüyoruz. Karantina döneminde 1200 kişi üzerinden topladığımız veriler şunu göstermişti: "İşveren çalışma saatleri içinde yemek giderlerini karşıladı mı?" sorusuna yüzde 63.6'sı hayır cevabını verdi. "Esnek çalışma için gereken teknolojik araç-gereç karşılandı mı?" sorusuna yüzde 75.6'sı evet demişti ama "Gerekli internet ve bağlantı maliyetler karşılandı mı" sorusuna evet diyenler yüzde 27.4 idi. Yani bilgisayarı verip, interneti vermiyor. Fiziksel koşulları uyumlu hale getirenlerin sayısı da az. Ofis malzemeleri, masa sandalyeyi temin edilme oranı yüzde 25.9.
Böyle olunca da evdeki çalışma koşullarının uygunluğu düşüyor ve işveren bunun farkında değil. Çalışanının çok uzun çalışmasını bekliyor. Ancak insanlar fiziksel olarak zorlanmaya başlıyorlar.
3- Yönetmelikle uzaktan çalışma süresinin iş sözleşmesinde belirtilecek olması, evden çalışmada artan iş yükünü nasıl değiştirir?
Aziz Çelik: Burada özel bir düzenleme olmadı. Toplam çalışma süresine bağlı kalmak koşuluyla çalışma saatlerinde değişiklik yapabilir. Yani toplam çalışma süresi aynı kalacak ama çalışmaya ne zaman başlanıp ne zaman bitirileceği değiştirilebilir. Esneklik getirmiş oluyor. Haftalık toplam 45 saate bağlı kalınacak ama işveren diyebilir ki "sabah 9'da değil de 1'de başlayıp 10 da bitireceksin..."
İdil Işık: Bu yönetmelik çalışma süresine dair özel bir şey demiyor ama mevcut İş Kanunu ve haftalık çalışma süreleriyle çelişemez. Ancak bu çalışma sürelerini hangi saatler arasında yapar, yani sabah 9 akşam 6 mı olur, yoksa gündüz 12'de başlar akşam 9'da mı biter bunu artık sözleşmeyle belirlemek mecburiyetinde. Hangi saat aralıklarının öğle tatili olarak kullanılacağı, belli dinlenme molalarının tanımlanması gerek.
4- Evden çalışmanın yaygınlaşmasının birinci yılı bitti. Artısı ne oldu, eksisi ne?
Aziz Çelik: Pandemi sürecinde insanların sağlığını koruyucu bir tarafı vardı. Bu avantaj. Bunun dışında çok fazla artısı olduğu söylenemez. İş şartları açısından ciddi sorunlar yarattı. Evler işyeri haline geldi. Çalışma süresi uzadı. İşçilerin ofisteki haklarında tartışmalar yaşanmaya başladı, yemek parası gibi. Evde kullanılan malzemelerde, giderlerde mağduriyet ortaya çıkmaya başladı.
İşveren genel ofis giderlerinden tasarruf ederken, işçi açısından iş giderleri ev giderlerinin içine alınmış oldu. Ofis kirası verilmiyor ama ev kirasını siz ödüyorsunuz. Ofiste elektrik internet harcanmıyor ama siz evde harcıyorsunuz. Çalışana ek maliyetler getirdi. İşte bunlara yönelik düzenleme bekleniyordu ama yapılmadı.
İdil Işık: Çok farklı demografik özelliklere sahip kişilerde çok farklı etkileri oldu. Kişisel tercih meselesi aynı zamanda, özellikle ofiste çalışmayı eden tercih eden, fiziksel koşullar nedeniyle de bunu isteyen insanlar var. Dolayısıyla evden çalışmak onlara zor geldi. Bir kısım insan için de saatlerce trafikte kalmak ve verimlilik kaybı yaşamak yakınılan bir durumdu.
Bizim bulgularımızda sıkça gündeme getirilen şey, trafikte harcanan zamanın azalmış olması. Ama bunun bir riski de var: Sosyalleşme ihtiyaçlarının karşılanamaması.
Zoom skandalı bitmiyor! Toplantıda baş aşağı kaldı
5- Evden çalışmanın kadınların iş yükünü daha da artırdığı raporlanıyor. En son ILO'nun böyle bir raporu vardı. Uzaktan çalışma cinsiyet temelinde ele alınırsa neler söylenebilir?
Aziz Çelik: Cinsiyet temelinde ele alınırsa, kadınlar açısından evi bütünüyle işyeri haline getirdi. Toplam iş zamanlarını artırdı. Hem iş hem ev içi işlerle birlikte daha da eşitsiz hale getirdiğini, yükünü artırdığını söylemek mümkün.
İdil Işık: Evden çalışmanın başlangıcında erkekler kadınlar üzerindeki sorumluluğu alıyor gibi göründü ama süre uzadıkça geleneksel roller kadının üzerine terk edilmeye başladı. Sosyal medyadaki paylaşımlarda yemek yapan, çocukla ilgilenen erkek modeli onlar için hobiydi aslında.
Zaman uzadıkça kadının rolü olarak kabul edilen faaliyetler yine kadına iş yükü olarak dönüyor. Burada önemli bir risk var, kadının geleneksel rollerini pekiştirici bir özellik taşıyabilir evden çalışma.
6-Evden çalışmanın kalıcılaşması çalışma hayatını nasıl etkiler?
Aziz Çelik: Bankacılık, eğitim, yazılım, basın yayın gibi sektörlerde daha fazla kalıcılaşacakmış gibi duruyor. Çalışanın psikolojisi açısından ciddi sorunlar yaratabilir. Yalnızlaşma ve atomize olmaya yol açabilir. Sosyalleşmeyi azaltır. Kolektif olarak da ortak hak aramayı zayıflatabilir.
Uzaktan çalışanları zaman zaman ofiste de çalışacak düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bütün hayatı boyunca uzaktan çalışma yerine, karma çalışma biçimleri uygulanabilir bunu giderebilmek için.
İdil Işık: Şimdiden başladı aslında, İstanbul'a yakın, sayfiye yerlerine doğru yerleşme... İstanbul'da çalışıp, Bursa, Mudanya'ya yerleşenler var. Dolayısıyla bir göç olasılığı var.
Bir diğeri, işe alırken esnek çalışma tercihi olan işletmeler, esnek çalışma imkanı olan insanları tercih edecekler. Bunun dezavantajları olabilir. Şunu sorar mı acaba, "Kaç odalı bir evde oturuyorsun?", "Çalışmak için bir odan var mı?" Yani işverenin bu özel bilgiye mülakatta ulaşması durumunda acaba tek başına yaşayan birini mi tercih edecek yoksa kalabalık bir ailede yaşayan bir adayı tercih etmeyecek mi? Bu yönde böyle bir ayrımcılık karşımıza çıkabilir.
EDİTÖRÜN NOTU:
Doç. Dr. İdil Işık aynı zamanda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Örgütsel Psikoloji Yüksek Lisans Programı'nın, TÜBİTAK tarafından fonlanan ve esnek çalışmanın koşullarını inceleyen projenin yürütücüsü.
Kaynak: Web Özel