Sen yine de yaz! | Bir mesaj her şeyi değiştirebilir...

Pek çok insan özellikle uzun süredir görüşmedikleri kişilere mesaj atmaktan çekinir. Attıkları mesajın karşı taraf için bir anlamı olmayacağını düşünürler. Fakat araştırmalar öyle söylemiyor.

Son Güncelleme:

Kurban Bayramı geride kaldı. Kimi bayramı sevdikleriyle geçirirken, kimileri de güney sahillerine indi veya bayram tatilini küçük ziyaretlerle ve evinde dinlenerek geçirdi. Sevdikleri ile fiziksel olarak görüşemeyenler sanal görüşmelere yöneldi. Bayramın vazgeçilmezi SMS'ler uzun süredir başka bir format olan WhatsApp mesajları üzerinden binlerce kişiye gönderildi. 

Ancak çoğu insan için mesaj atmak bazen çileye dönüşebiliyor. 'Uzun süredir görüşmedik, sadece mesajla kutlamak ayıp mı olur? Aramaya da üşeniyorum' gibi düşünceler kafalarda dolanıyor. Mesaj ile iletişim sadece özel günlerde değil, normal günlerde de hayatımızda. 

KARŞI TARAF MEMNUNİYET DUYUYOR 

Bir arkadaşınızı sadece “merhaba” demek için aramak, mesaj atmak veya e-posta göndermek önemsiz bir jest gibi görünebilir. Ancak yeni araştırmalar, sosyal çevremizdeki insanlara rastgele mesaj atmanın sandığımızdan daha fazlasını ifade ettiğini gösteriyor.

ABD'deki Pittsburgh Üniversitesi'nde işletme doçenti olarak görev yapan Peggy Liu, "Bir kişiye sadece 'Merhaba' yazmak, düşündüğünüzden daha fazla memnuniyetle karşılanabilir" diyor. 

Dr. Liu ve ekibi, insanların arkadaşlarına ne kadar değer verdiğini ve ne tür etkileşimlerin en güçlü olduğunu anlamak için 5.900'den fazla katılımcıyı içeren 13 deney gerçekleştirdi. Bazı deneylerde katılımcılar, arkadaş olduğunu düşündükleri birine ulaştı. Diğerleri de aralarındaki bağların zayıf olduğu biriyle temasa geçtiler.

Mesajı atan katılımcılardan, temas kurulan kişinin kendilerinden ne kadar memnun kalacağını, ne kadar minnettar ve mutlu olduklarını derecelendirmeleri (hiç ile çok arasında) istendi. Araştırmacılar daha sonra, mesajı alan kişilerden teması ne kadar takdir ettiklerini değerlendirmelerini istedi.

13 deneyin tamamında, teması başlatanlar (ilk mesajı atanlar), bunun karşı tarafı ne kadar memnun edeceğini önemli ölçüde hafife aldılar. Şaşırtıcı olan ise mesajı atan kişi ile aralarındaki bağın zayıf olduğunu düşünülen kişiler, aldıkları mesajdan çok memnun kaldıklarını belirttiler.

Mesaj alan kişiler genellikle memnuniyet duyduklarını belirtiyor. Fotoğraf: Shutterstock

Araştırmacılar çalışmada sosyal medya etkileşimlerine odaklanmadılar. Ancak Dr. Liu, Facebook veya Instagram'da birine ulaşmanın daha az anlamlı olacağını varsaymak için hiçbir neden olmadığını söyledi. Üstelik araştırmacılar, bu basit mesajların anlamlı olmasının, insanları tanıdıklarına daha sık ulaşmaya teşvik edeceğini ifade etti. 

'NE ZAMAN MESAJ ATACAĞINIZA DİKKAT EDİN'

ABD'deki MIT Üniversitesi psikoloğu Sherry Turkle, iyi bir mesajlaşmanın kişiler hatta, nesiller arası ilişkileri geliştirebileceğini, insanların travmatik olaylarla başa çıkmasına yardımcı olabileceğini söylüyor.

Turkle ancak mesajlaşmanın doğru zamanda yapılması gerektiğini vurguluyor. "Arkadaşlarınızla yemeğe çıkacaksanız, telefonunuzu uzaklaştırın ve gözden uzak tutun" diyor. Bazı insanların yüz yüze iletişimden kaçınmak için telefona sarıldığını ifade eden Tuckle, telefonun masada durmasının bile yüz yüze iletişimi önemsizleştirebileceği konusunda uyarıyor. 

Tuckle sözlerine devam ederken üzgün ve yalnız hissedildiğinde mesajlaşmanın imdadımıza koşabileceğinin altını çiziyor. ABD'deki Berkeley Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma da yalnız ve üzgün hissedildiğinde mesajlaşmanın kişiye iyi geldiğini doğruluyor. Tuckle da mesajlaşmanın yararlı olduğunu söylüyor ama bir kez daha uyarıyor: Kime ne mesaj atacağınıza dikkat edin!

MESAJ ATMAKTAN NEDEN ÇEKİNİYORUZ? 

ABD'de bulunan Maryland Üniversitesi'nde psikolog ve klinik doçent yardımcısı olarak görev yapan Marisa Franco, "İnsanlar, arkadaşlarımızın ve tanıdıklarımızın bize istediğimiz kadar açık olmayacağını varsayıyorlar" diyor. Pek çok insanın, “beğenme açığı” olarak da bilinen bir ruh hali nedeniyle ne kadar sevildiğimizi hafife alma eğilimine sahip olduğunu ve mesaj atmak konusunda garip hissettiğini belirtiyor. 

İnsanlar, başkalarının bizi sert bir şekilde yargılayacağından endişe ettiğimizi düşündüren “güzel dağınıklık etkisi” olarak bilinen benzer bir fenomen de nedeniyle kendilerini mesaj atmaktan geri tutabiliyorlar. Dr. Franco, bu tür olumsuz düşüncenin, arkadaşlığın tüm yönlerine hakim olma eğiliminde olduğunu ve nasıl davrandığımız ve etkileşime girdiğimiz üzerinde somut bir etkisi olabileceğini söylüyor.

Ancak Dr. Franco gibi arkadaşlık uzmanları, bulguların günlük olarak başkalarıyla bağlantı kurma ihtiyacının önemini göstereceğini ve insanları arkadaşlığı kişisel sağlığın önemli bir bileşeni olarak görmeye teşvik edeceğini umduklarını söylüyorlar.

Kaynaklar: New York Times, Washington Post

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber