Doyumsuzluk: Altı delik bir sepet

Tüketim çılgınlığının zirve yaptığı günümüzde hep daha fazlasının peşindeyiz. Ne aldıklarımız bize yetiyor ne ilgiye doyuyoruz ne de paraya! Durum böyle olunca da bir türlü mutlu olamıyoruz. Peki nedir, nedendir bu doyumsuzluk? Dönüştürücü Nefes Koçu Nilay Kalkavan kaleme aldı

Son Güncelleme:

TDK Sözlüğü'nde 'doyumsuzluk'; 'doyamama' ve 'tatmin olamama' olarak tanımlanır. 

Dönüştürücü Nefes Koçu Nilay Kalkavan 

Fiziksel doyma hissinin kaybolmasının temelinde yanlış beslenme yer alır. Her besin bize aynı oranda tokluk sağlamaz. Bedenimizin ihtiyaçlarına uygun beslenmediğimiz sürece açlık hisseder, daha fazla yer ve zamanla midemizin genişlemesine neden oluruz. Doyumsuzluk hissi de artmaya sürekli devam eder. Duygusal doyumsuzluk durumunda da aynı şekilde yanlış beslenmeden söz edebiliriz. Bu kez söz konusu olan besinler değildir ancak ruhumuzun ihtiyacını fark edemediğimiz için ruhsal abur cuburlarla kendimizi oyalayıp içsel obeziteye doğru yol alırız. Her anlamda ihtiyaçlarımızı fark etmek doyumsuzluğun önüne geçmek için atacağımız ilk adımlardan biridir.

DOYGUNLUK HALİNE ADIM ADIM

Gözünüzün önüne boyutları belli sepet getirin, bu sepetin kapasitesi bellidir. Aynı sepetin altının delik olduğunu hayal edin ve gelin, tüm başarılarınızı, aşklarınızı, eğitiminizi, mücevherlerinizi, arkadaşlarınızı ve aklınıza gelen sahip olduğunuz diğer her şeyi bu sepete birlikte doldurun. Sepet asla dolmayacaktır, asla doymayacaktır. Sepetin altının neden delik olduğunu anlayıp tamir edebilmek için adım atmak içimize bakmayı gerektirir. Bu adımdan sonra ihtiyaçlarımızı net belirleyerek 'doygunluk' hissine doğru adım atmamız mümkün hale gelir.

İnsan doğasının temelinde var olan doyumsuzluk hissi beklentilerin yüksek olması ve gerçeklerin bu beklentiye karşılık verememesi ile daha da artar. Günümüzde sürüklendiğimiz haz odaklı yaşam bizi sadece duygularımızla hareket etmeye sürükler. Kalp, zihin, ruh dengemizi kaybettiğimiz anda anlık hazza odaklanır ve doyumsuzluğumuzun daha da artmasına kapı açarız. Anlık hazlar yerine orta ve uzun vadeli hedeflere odaklanmak dengede kalmamıza yardımcı olabilir.

Daha iyisi ve daha fazlasının her zaman var olduğu gerçektir ancak aklımızı devreye alarak isteklerimize bilinç katarsak, sınırsız bolluk içinde yokluk çekmekten kurtulabiliriz.

Kendimize şu soruları sorarak konuyla ilgili farkındalığımızı arttırabiliriz.

- Şu anda bu deneyime, bu besine gerçekten ihtiyacım var mı?

- Şu anda bilinçle mi yoksa duyguyla mı hareket ediyorum?

- Her an yapmak istediğim onlarca şeyden tek birini seçme şansım olsa hangisini seçerdim?

Sonraki Haber