Hüseyin Avni Dede (68), 1954 yılında Fatih Süleymaniye'de doğdu. 10 yaşından itibaren de Sahaflar Çarşısı Beyazıt girişindeki çınar ağacının altında babası ile şiir kitapları ve antika eşyalar satmaya başladı. 58 yıl boyunca çınarın altında satış yapan Dede, Beyazıt Meydanı'nın simgelerinden biri oldu.Babası Durmuş Dede gibi şair olan Hüseyin Avni Dede, Sahaflar Çarşısı Beyazıt Meydanı girişindeki çınarın altında kendi şiir kitaplarını ve antika eşyaları satarak geçimini sağlıyor. Satış yapmadığı zamanlarda ise şiir yazıyor.İBB, Park Bahçeler ve Yeşil Alanlar Dairesi Başkanlığı, Tabiat Varlıklarını Koruma Şefliği 'Anıt Ağaç' projesi kapsamında Hüseyin Avnı Dede'nin altında satış yaptığı ağacı da Anıt Ağaç olarak belirledi. Hüseyin Avni Dede'nin ismini de Anıt Ağaç olarak belirlenen Doğu Çınarı'na (Platanus orientalis) verildi.Hüseyin Avni Dede hem yabancı turistlerin hem de vatandaşların ilgisini çekiyor, görenler kendisiyle fotoğraf çektiriyor. Hüseyin Avni Dede, şunları ifade etti: "Burada genelde kendi şiir kitaplarımla, koleksiyon paralarını, değişik objeleri pazarlıyorum. Eskiden burada herkes bir şeyler satardı, oradan bir alışkanlık haline geldi. Geçit yoktu o zaman burada. Buradaki arkadaşları Topkapı'ya gönderdiler.""Ben de gittim oraya ama 3 ay durabildim. Sonra tekrar buraya geldim. 1968 senesiydi. 1964'te buraya gelip babamın kitaplarını pazarlıyordum. Okul yıllarından itibaren buraya gelince o durum beni buraya bağladı, çocukluğum burada geçti. 10 yaşından beri buradayım şu anda da 68 yaşındayım. 58 senedir bu çınarın altındayım." "Biz bu çınarla omuz omuza verdik, beni yağmurdan koruyor. Ne şapka kullanıyorum ne şemsiye... Genelde karda yağsa, yağmur da yağsa onun altında duruyorum. Bu çınarda ben ruh ve duygu buluyorum. Bir dönemler 5. kitabım çıktığında, ağaçta tabela vardı, 'Tek Şekerli Çınar Ağacı' diye." "O tabeladan dolayı, ağaca posta kodu verdiler. Mektup ve telgraflar buraya gelirdi. Çaycının, simitçinin ve esnafın mektupları bana gelirdi ben dağıtırdım. 'Çınara gelen mektuplar' derdik onlara. Bu ağaç posta görevi de gördü." "Yaşarken ismimin bu çınara verildiğini görmek bayağı mutlu etti. Ben bir talepte bulunmamıştım ama herkes bana 'Senin buraya heykelini dikecekler' derdi. Ben de gülümsüyordum ama bunu yaşarken görmek beni çok mutlu etti."