1999'u yaşayanlar anlatıyor: 'Ne zaman Avcılar'dan geçsem...'

Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler 11 ilde büyük yıkıma yol açtı. Yaşanan bu büyük felaket sonucu 36 binden fazla kişi hayatını kaybederken yaralı sayısı 108 bini aştı. Deprem bölgesinde 6 binden fazla bina yıkılırken evleri ağır hasar alan binlerce insan evsiz kaldı. 

Bu gibi afetler, afetzedeleri sadece fiziksel ya da maddi açıdan değil, ruhsal açıdan da oldukça kötü etkilemekte. Uzmanlar, Kahramanmaraş depremleri gibi durumlarda depremzedeler ya da depremi yaşayanların, kabuslar ve geri dönüşler halinde sürekli deprem anını yaşadığını söylüyor.

Haber Global'e konuşan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Mazlum Çöpür, travmayı yaşayan kişilerde daha sonra görülmesi beklenen durumun travma sonrası stres bozukluğu olduğunu dile getiriyor. Çöpür, "Travma sonrası stres bozukluğu; büyük bir korku, çaresizlik veya dehşet hissi yaşayanlarda ortaya çıkar. Depremlerde de biz tam bu durumu yaşıyoruz" diyor. Çöpür, bu travmayı atlatmanın en çabuk yolunun travmayı yaşayanı güvende hissettirmek ve ona sosyal destek sağlamak olduğunu söylüyor.

'GENÇLİĞİM 45 SANİYEDE GİTTİ'

Türkiye'nin 11 ilinde büyük yıkıma yol açan depremler, daha önce 1999 Gölcük depremi ya da 2020 İzmir depremi gibi büyük depremleri yaşayan insanların yaşadığı ağır travmaları da tetikledi.

Cenk Miroğlu 42 yaşında bir mühendis. 1999 yılındaki Gölcük depremi ile ilgili "20 yaşında tüm hayatım değişti. Onlarca tanıdığım, akrabam, gençliğim 45 saniyede gitti" diyor. Yalova'daki Yüksel Sitesi'nde dedesinin yazlığının bulunduğunu söyleyen Miroğlu, "Pazar günü doktor randevusu için İstanbul'a gitmiştim. Gecesinde deprem oldu. Depremden birkaç saat sonra Yalova'ya geri döndüm. Tüm site dümdüz olmuştu" diyor. Büyükannesini ve arkadaşlarını depremde kaybettiğini belirten Miroğlu, Kahramanmaraş depremleri ile yaşadıklarını tekrar anımsadığını söylüyor.

Öğretmen olan Sezin Bektaş ise 35 yaşında. 1999 depremine Yalova, Çınarcık'ta yakalanmış. O dönem 11 yaşında olduğunu belirten Bektaş, "Evimiz ve iş yerimiz yıkıldı. Komşularımızdan birkaç kişiyi ve akrabalardan bir kaç kişiyi bu depremde kaybettik. Okuldan sınıf arkadaşımı ve onun kardeşlerini kaybettim" diyor. 99 depreminden sonra ailesi ile aylarca çadırda kaldıklarını ve daha sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne taşınmak zorunda kaldıklarını belirten Bektaş, tüm yaşadıklarını hala çok net hatırladığını ve tüm bu olanların travmalarını tetiklediğini dile getiriyor. Bektaş, "O nedenle son büyük depremden etkilenen insan ve hayvanlar için bir şeyler yapmaya çabalıyorum" diye sözlerini sonlandırıyor.

'O ANI HER SEFERİNDE YAŞIYORUM' 

45 yaşında özel sektör çalışanı Fatih Korkmaz, 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan 6.9 büyüklüğündeki İzmir depreminde yaşadığını söylüyor. Korkmaz, dönem yeni taşınmış olduğu evin ağır hasar aldığını ve evden taşınmak zorunda kaldığını, apartmanın da daha sonradan yıkıldığını söylüyor. Korkmaz "Deprem travması mı neyse artık bilmiyorum, o anı her seferinde yaşıyorum" diyor.

30 yaşındaki yüksek kimya mühendisi Furkan Turgut, 1999 depreminde evlerinin Gölcük merkezinde olduğunu söylüyor. Turgut, "Evimiz yıkılmadı ama ağır hasarlıydı" diyor. O zamanlar 8 yaşında olmasına karşın depremi net olarak hatırladığını söyleyen Turgut, "Daha o yaşta böyle bir felaketle karşılaşmak üzücü ve yorucuydu" demekte. Deprem bölgesinde gördüğü görüntülerin gözünün önünden gitmediğini ifade eden Turgut, son deprem ile bu yaşadıklarını tekrar anımsadığını ifade ediyor.

Dicle Zeydanlı 32 yaşında mühendis. 1999 depremini İstanbul Küçükçekmece'de yaşadığını ifade ediyor. Evlerinin hasar almadığını söyleyen Zeydanlı, ailesinin iş yerinin Avcılar'da olduğunu ve o bölgede yıkılan binanın çok olduğunu ifade ekliyor. Zeydanlı, "Çocuktum aklım depreme çok ermezdi ama Avcılar'dan ne zaman geçsem kabuslar görürdüm" diyor.

Kaynak: Haber Global TV