Kaslı Amerikan otomobillerine elveda mı?

Performansın sembolü olan kaslı (muscle) Amerikan otomobillerinin ikonik modellerinden Challenger ve Charger artık üretilmeyecek. Kimilerine göre bu bir devrin sonu anlamına geliyor.

Son Güncelleme:

Otomotiv endüstrisi dünya ticaret tarihi düşünüldüğünde çok da eski bir sektör değil. Ford ile başlayan seri üretimler sayesinde dünya önce iki kişilik daha sonra dört kişilik, daha sonra büyük aile otomobilleri, makam araçları ve spor otomobiller ile tanıştı.

1960’lı ve 1970’li yıllara ise ABD’li üreticilerin ürettiği görünümü ve gücü sebebiyle ‘kaslı’ (muscle) lakabını alan otomobiller damgasını vurdu. Bu otomobillerin yakıt dostu olduğunu söylemek hiç doğru olmaz. Dünya ise şu an elektrikli otomobilleri konuşuyor ve daha az yakıt tüketsin diye yıllardır daha küçük motor hacmine sahip otomobiller üretiliyor.

Bu çerçevede Fiat’ın da sahibi olan aynı zamanda kaslı otomobilleri ile tanınan Dodge markasının sahibi Amsterdam merkezli Stellanis, Dodge’un iki efsane modeli Chargers ve Challengers’ın üretimini önümüzdeki yıl sonlandırma kararı aldı. Stellanis’in CEO’su Tim Kuniskis, “Bir devrin sonunu kutluyoruz ve parlak bir elektrik geleceğini başlatıyoruz” diyerek artık klasik Amerikan otomobillerine piyasada yer olmadığını söyledi.

1969 model Dodge Charger. Fotoğraf: Shutterstock

Bugün sadece Dodge değil, Ferarri ve Lamborghini gibi köklü markalar da ultra lüks spor otomobil performansı ile elektrikli aksamı birleştirmeye çalışıyor. Dodge bu yolu izlemedi. 

İlk piyasaya çıktıklarında motorlarından çıkan sesler ile Amerika sokaklarını inlettiler dense yanlış olmaz. Klasik otomobiller üzerine uzman olan Steve Linden, “İnsanları bu araçlara yaklaştıran şey, aslında onları uzak tutanla aynı. Derinden gelen bir egzoz gürültüsü” demekte.

Linden bu otomobiller ile sokak yarışı kültürünün de doğduğunu anlatıyor. Söz konusu yarışları bugün Hızlı ve Öfkeli serisinde gördüklerimize benzetebiliriz. 1970’li yıllarda güçlü Amerikan otomobilleri ABD’de TV’lerde ve filmlerde son derece sık ön plana çıkıyordu.

EMİSYON DEĞERLERİ İLE PERFORMANS UYUŞMUYOR

2000’li yıllarla birlikte yakıt dostu motorların sedan araçlara girmesi, kaslı modellere olan ilgiyi azalttı. Ayrıca küresel ısınmanın etkilerini azaltmak ve şehirlerin havasını korumak için getirilen emisyon sınırlamalarının da güçlü Amerikan otomobillerinin performansını düşürdüğü bir gerçek.

Otomobil şirketleri uzun yıllardır elektrikli otomobil fabrikalarına yatırım yapıyor. Daha sürdürülebilir araç pilleri için ucuza lityum madeni bulmaya çalışıyor. Elektrikli otomobil satıcısı David Eagle’a göre; Dodge bir klasik modelini elektrikli yapabilirdi ancak bu yolu tercih etmedi. Örneğin Ford, Mustang’i elektrikli hale çevirerek Mustang Mach-E’yi piyasaya sürdü. Yüksek performansı ile bilinen Porsche de Taycan Turbo ismi ile lüks bir tam elektrikli otomobil yaptı.

Mustang Mach-E. Fotoğraf: Shutterstock

SADECE ELEKTRİKLE 16 KİLOMETRE GİDİYOR

Ultra lüks otomobilleri ile tanınan Aston Martin’in son Bond filmi için ürettiği elektrikli model Valhalla sıfırdan 100’e 2.5 saniyede çıkıyor. Otomobil saatte 350 kilometre hıza ulaşabiliyor. Elektrikli motoru devreye alındığında ise yaklaşık 16 kilometre yol alınabiliyor. İstanbul’u bilenler için şöyle anlatalım: Okmeydanı Kavşağı’ndan başlasanız sadece Uzunçayır’a kadar gidebilirsiniz. Yani yüksek performans için elektrikli otomobiller yeni çözümler arayışında.

Bond otomobilleri (en önde Valhalla) Fotoğraf: Instagram

Ferrari de elektrik çağını yakalamak için yönetim yapısını değiştirdi. Markanın patronu John Elkann firmayı elektrik çağına taşıması için mühendis Benedetto Vigna ile anlaştı. Ferrari’inin patronu John Elkann tam anlamıyla elektrikli otomobil yapmayı öğrenene kadar Tesla gibi tam elektrikli bir otomobil üretmeyeceklerini söyledi. Elkann, “Ortada olduğu düşünülenden daha büyük bir fırsat var. Ortaya koyabileceğimiz en eşsiz ürün için beklemeliyiz” ifadelerini kullandı.

Ferrari’nin gittiği yolu daha iyi anlamak için yeni CEO, Vigna’yı biraz daha yakından tanıyalım. Vigna Cenevre’de bilgisayar çipleri üreten STMicrosystems isimli şirketin tepesinden transfer edildi. 1995 yılından beri ST’de çalışan Vigna otomobil sektörü ile de yıllar içinde oldukça yakından çalıştı. Ferrari, Vigna’nın önüne 2025’te tam elektrikli bir otomobil yapma gibi bir hedef koyarken rakip Lamborghini de boş durmuyor.

Lamborghini 2024 yılına kadar her model otomobilinin tam elektrikli bir motor seçeneği olacağını da söyledi.

Kaynaklar: Washington Post, Wall Street Journal, CNBC, Reuters

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber