Jay-Jay Okocha'dan Arda Güler yorumu: İki kez izledim, ona tavsiyem...

Eski Fenerbahçeli Yıldız Futbolcu Jay-Jay Okocha Kontra'da soruları yanıtladı. Okocha, Fenerbahçe hikayesi, unutulmaz dediği anıları, Mesut Özil'in kendisini ekol olarak görmesi ve genç yetenek Arda Güler hakkında dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Son Güncelleme:

Eski Fenerbahçeli yıldız futbolcu Jay-Jay Okocha Kontra'da "Volkan Ballı ile Kontratak" programında soruları yanıtladı. 

Programda samimi açıklamalarda bulunan Okocha, "Bu zamanda oynasaydın bonservis bedelin ne kadar olurdu?" sorusuna, "Benim için 1 milyar ödenmesi gerekirdi belki de" dedi.

Okocha, Arda Güler ve Mesut Özil'le ilgili de dikkat çeken yorumlarda bulundu. İşte Kontratak'taki Jay-Jay Okocha röportajı:

SORU: Fenerbahçe’de sadece 2 yıl oynamana rağmen, efsaneler arasına girdin. 1996 yılında Eintracht Frankfurt’tan Fenerbahçe’ye geliş hikayen nasıl oldu?

CEVAP: Eintracht Frankfurt’ta uzun yıllar oynadıktan sonra yeni bir heyecan istiyordum. 1996’da Uche’yle birlikte Nijerya’ya olimpiyat şampiyonu olmuştuk. Özel uçak gönderildi. Özel uçakla İsrail’e geldik, oradan da Türkiye’ye geldik. Şampiyonlar Ligi eleme maçına yetiştim bu sayede.

"KUPA KAZANAMAMAK BENİ ÇOK ÜZDÜ"

SORU: Unutulmazlar arasına girmene rağmen şampiyonluk yaşayamadın, bunun üzüntüsü var mı?

CEVAP: Kupa kazanamamak gerçekten beni çok üzdü. Takımı ve şehri çok seviyordum. Fenerbahçe taraftarı inanılmazdı. Çok mutluydum takımda. Bu 2 sene de şampiyonluk kazanamamak beni çok üzdü.

SORU: Özellikle ilk yılında 1996-1997’de Galatasaray’ın bir ara 9 puan önündeydi Fenerbahçe. Deplasmanda senin de gol attığın derbide Galatasaray’ı 4-0 yendiniz. O dönem o şampiyonluk sence neden kaybedildi?

CEVAP: Biz o sene aslında küçük takımlara karşı başarılı olamadık. Örneğin bir İstanbulspor maçı vardı. Mutlak kazanmalıydık ama berabere kaldık. Şampiyonluğu aslında bu tarz maçlarda aldığımız sonuçlardan dolayı alamadık. Büyük maçları kazanmak yeterli değil. Sadece derbileri kazanmak şampiyonluğu getirmiyor. Küçük takımlarla oynadığınız zaman puan kaybetmemek gerekir.

SORU: 1996’da Manchester’ın 40 yıllık sahasındaki yenilmezlik serisinin bozulduğu maçta forma giydin? O günü bize anlatır mısın?

CEVAP: O maç benim hala aklımda. Hatıramda. Bizim için çok önemli bir maçtı. İlk maçta sahamızda yenilmiştik. Rövanşta da bizi rahatlıkla yenebileceklerini düşünüyorlardı. Kalitemizi gösterdik ve Boliç’in golüyle oradan zaferle çıktık. Hiç unutamam o maçı.

SORU: Aynı zamanda Türk vatandaşısın. Fenerbahçe’ye gelince Türk vatandaşlığı da alındı? Bu süreç nasıl oldu? Muhammet Yavuz ismini seçtin. Bunda özel bir sebep var mıydı?

CEVAP: Türkiye’de 2 yıl geçirdim ve benim için gerçekten çok güzel zamanlardı. İnsanlar çok seviyordu beni. Taraftarımız muhteşemdi. Bu tür bir teklif gelince Türk vatandaşlığını düşünmeden aldım. Dinimi değiştirmek istemedim ama Müslümanların Muhammed ismini çok sevdiğini bildiğim için bu ismi aldım. Bu ismin çok kutsal ve Müslümanlar için çok önemli olduğu için kabul ettim. Tesis müdürümüz Yavuz vardı. O çok sempatikti, çok güldürürdü bizi. Ona da sorarak soy adımı Yavuz koydum. Bu yüzden ismim Muhammed Yavuz oldu.

SORU: Fenerbahçe’yle ilgili unutamadığın anı ne? Belki başkan Ali Şen’le, belki teknik direktörler Lazaroni, Veselinovic veya Otto Bariç’le... En iyi çalıştığın hoca kimdi?

CEVAP: Kısa sürede çok güzel anılarım oldu. İlk maçta sahaya çıktığımızda taraftarlarımız “Jay Jay buraya” diye beni çağırıp yumruk şov yapmamı istedi. Çok şaşırmıştım. Diğer oyuncular bana “Tribüne giderek taraftarlar bütünleş” dedi. En güzel anılarımdan birisidir. Diğer ülkelerde böyle bir şey görmedim.

Ali Şen Başkan’la çalıştım. Kulübünü bu kadar seven bir başkan az gördüm. Sanki başkan değil taraftardı. Bu da benim ilgimi çekmişti. Taraftar gibi davranıyordu. Soyunma odasında arkadaşlarımla şakalaşmaları da unutamam. Çok sıcak bir ortam ve arkadaşlık vardı.

Üç hocayla da iyi çalıştım. Ben profesyonelsem yüzde yüzümü veririm. Bu yüzden hiçbir hocayla sorun yaşamadım. Hepsiyle aram iyiydi.

SORU: Fenerbahçe’de beraber oynayıp hala görüştüğün isimler var mı?

CEVAP: Ben deli dolu bir adamım. Antrenmanlarda arkadaşlarımla böyleyimdir. Bazı arkadaşlarımla dil sorunu yüzünden istediğim ilişkiyi kuramadım. Uche benim kardeşimdir. Uche’nin sayesinde Fenerbahçe’ye geldim. Beni milli takımda o ikna etti. Rüştü kaptanımızdı, çok iyi ilişkilerimiz vardı. Saffet Akbaş’ı, İlker Yağcıoğlu’nu unutamam. Her zaman kalbimdeler.

"ARDA GÜLER'İ İKİ KEZ İZLEDİM..."

SORU: Kendisinden sonra Fenerbahçe’de 10 numarayı en iyi kim temsil etti? Şu an Arda Güler gibi genç birisi giyiyor 10 numarayı, Arda hakkında ne söylersin?

CEVAP: Bana göre tüm 10 numaralar iyi iş yaptı. Mesut Özil kendi jenerasyonunun en iyi ismiydi, dünya çapında bir futbolcuydu. Ama Arsenal’de 1 sene oynamadıktan sonra Fenerbahçe’ye gelmesi sıkıntı oluşturmuş olabilir. Tuncay Şanlı, Alex, Van Persie hep iyi işler yaptı. Appiah’ı da ekleyebilirim. Taraftar değerlendirmeli bunu. Taraftar hala Alex’i hatırlıyor, diğer isimleri de unutamıyorlar. Tabi Alex’in uzun yıllar oynayıp şampiyonluklar yaşaması kendisini için bir avantajdı.

Arda Güler’in iki maçını izledim, mükemmel bir oyuncu. Çok daha iyi olacak. Efsane ve kahraman olmak için çok çalışması gerekiyor, ona bu tavsiyeyi verebilirim. Ayrıca oynadığın her maçı hemen unutacaksın. Her maç yeni mücadeledir. Önünde uzun yıllar var. Yurtdışına gitmesi durumunda, orada değişik bir ortamda yer alarak dünya starı olması yolunda adım atmış olur.

SORU: Dönemin bonservis rekorunu kırarak (16 milyon dolar) PSG’ye transfer oldun. Fenerbahçe’ye büyük bir para kazandırdın, ayrılırken üzüldün mü?

CEVAP: Gerçekten zor bir karardı. Çok üzülerek ayrıldım. Fenerbahçe’de çok mutluydum. Üstelik eşimle Türkiye’de evlendim. Çocuklarım dünyaya gelmek üzereydi. Dünya Kupası’na giderken aklımda böyle bir şey yoktu. Dünya Kupası’ndaki maçlardan sonra PSG’den teklif geldi. Aziz Yıldırım başkandı. Beni göndermek istemiyordu. Hatta PSG Kulübü’yle görüşme bile yapmadı. Çok zorlu geçti bu süreç. Üzülmeme rağmen böyle bir teklif gelince Fenerbahçe’ye para da kazandırmak istedim.

"BENİM İÇİN 1 MİLYAR ÖDENMESİ GEREKİRDİ BELKİ DE..."

SORU: Okocha denilince akla şık çalımları, unutulmaz frikikleri geliyor. Günümüzde Okocha tarzı bir yetenek için ne kadar bonservis ödemek gerekir?

CEVAP: Benim için 1 milyar ödenmesi gerekirdi belki de. 106 milyon sterlin ödediler defansif orta sahasına Chelsea. Portekiz’den bir oyuncuya. 150 milyon Euro civarında ederdim. Yaptığım asistler, çalımlar...Dünya futbolu çok para vermeye başladı. Bu kalitedeki oyuncuların rakamları böyle olurdu.

SORU: Mesut Özil, “Ekolüm Okocha” demişti. Ne dersin bu konu hakkında?

CEVAP: Mükemmel bir kariyeri oldu. Jenerasyonunun en iyisiydi. Mükemmel de bir insan. Genç oyuncular için örnek alınacak bir futbolcu. Belki de Fenerbahçe’nin kötü olduğunda buraya geldi. Şans da gerekir. Dünya çapında bir isim. Almanya Milli Takımı’nın içinde olarak Türk asıllı birisi olarak büyük bir yarıştı. Real Madrid’de ve Arsenal’deki kariyerini biliyoruz. Doğal olarak onu kendi döneminin en iyilerinden biri olduğunu gösteriyor. Mükemmel de bir karaktere sahip.

SORU: Türk futbolunu ve Süper Lig’i takip edebiliyor musun?

CEVAP: Umuyorum Galatasaray puan kaybeder. Son maç Galatasaray-Fenerbahçe derbisi. Bu maçta umarım Fenerbahçe’nin şansı devam eder. Kaybedilmiş bir şey yok, önü açık. Her maçı kazanması gerekir. 6 puan fark önemli değil. Dün son dakikada da olsa kazanmaları çok önemli. Tabii ki şampiyon olabilir ama kesinlikle kaybetmeden devam etmeliler.

SORU: Fenerbahçe’de görev almak ister mi?

CEVAP: Benim için eve dönmek gibi olur. Şans olursa Fenerbahçe’de her zaman çalışmak isterim.

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber