Türkiye'de hava kirliliği ne durumda?
Hava kirliliği bütün dünyada büyük bir sağlık sorunu. Özellikle kış aylarında soluduğumuz havanın kalitesi düşüyor. Iğdır Türkiye’de hava kalitesinin en düşük olduğu şehir. Yeşil alanların azalması da hava kirliliğine olumsuz katkı yapıyor.
Hava kirliliği dünya çapında her yıl yaklaşık 6.5 milyon kişinin ölümüne neden oluyor. Sadece kurşun ve diğer kimyasalların neden olduğu can kaybının 1.8 milyon olduğu belirtiliyor. Buna rağmen geçtiğimiz yıl tek bir ülke bile DSÖ'nün belirlediği hava kalitesi standardına ulaşamadı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hava kalitesi standardını belirlerken çoğunlukla havadaki 2.5 mikrometre (PM2.5) boyundaki partikül maddelerin yoğunluğunu baz alıyor. Havada asılı kalabilen son derece küçük ve insan sağlına zararlı parçacıklara partikül madde deniyor.
İsviçre merkezli hava izleme ve hava temizleme teknolojileri şirketi IQ Air'in 6 bin 475 kent üzerinden hazırladığı 2021 Hava Kalitesi Raporu'nda da Avrupa'nın havası en kirli şehirleri listesinin başında Iğdır yer aldı.
Peki Türkiye'de hava kirliliğinde son durum ne?
Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Aykaç, DSÖ'nün hava kirliliğini “görünmez katil” olarak tanımladığına işaret ediyor. Aykaç, DSÖ'nün ayrıca 2013'te dış ortam hava kirliliğini “Grup I Kanserojen” yani “kesin kanser yapan etken” olarak kabul ettiğini dile getiriyor. Havada asılı kalabilen partikül maddelerin (PM10 ve PM2.5) insan sağlığını etkileyen en önemli kirleticilerden biri olduğuna vurgu yapan Aykaç, partikül boyutu küçüldükçe sağlık üzerindeki olumsuz etkisinin arttığını aktarıyor.
'YETERLİ ÖLÇÜM YAPILMAMAKTA'
Türkiye'de yapılan bir çalışmada partikül maddeye maruz kalmanın 2018 yılında 44 bin 617 kişinin erken ölümüne yol açtığının gösterildiğini kaydeden Aykaç, “Ancak buna rağmen ülkemizde hava kalitesi ölçümü yapan istasyonların yaklaşık yarısı yıl boyu yeterli ölçüm yapmamakta ve kirliliğin gerçek boyutu ortaya konulamamakta” diyor.
Aykaç bu konudaki açıklamalarına şöyle devam ediyor:
“Türkiye’de hava kirliliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından genel olarak partikül madde (PM10), kükürtdioksit (SO2), karbon monoksit (CO), azotdioksit (NO2) ve ozon (O3) kirleticileri ile izlenmekte. Dioksin ve furan gibi sağlığı tehdit eden birçok hava kirleticisi ise maalesef rutin olarak ölçülmemekte ve raporlanmamakta.”
Türkiye’de 2020'de yıllık PM10 değerine ilişkin 335 tane ölçüm istasyonu olmasına karşın yurt çapında bu istasyonların 174'ünün verisinin yayınlandığını aktaran Aykaç, “Öte yandan Türkiye’de halen ne yazık ki PM2,5 için kabul edilmiş ulusal bir sınır değer bulunmamakta” şeklinde konuşuyor.
Türkiye’nin normal olarak kabul ettiği hava kirliliği sınır değerlerinin ise DSÖ’nün önerdiğinden çok daha yüksek olduğunun altını çizen Aykaç, hava kirliliğinin maske takmak gibi kişisel önemlerle çözülebilecek bir sorundan çok bir politika olarak çözülmesi gereken bir sorun olduğunun altını çiziyor.
GEÇEN YIL BİR TEK HAKKARİ...
Türkiye genelinde geçen yıl sadece Hakkari’de DSÖ sınır değerinin altında yıllık ortalama PM10 değeri saptandığını söyleyen Aykaç, termik santrallerin yoğun olarak faaliyette olduğu Bursa, Çanakkale, Kahramanmaraş, Şırnak ve Zonguldak'ta hava kirliliğinin ciddi bir sorun olduğuna ve mevcut termik santrallerin bu sorunu ağırlaştırdığına vurgu yaptı.
Yoğun sanayi faaliyetlerinden ötürü zaman zaman hava kirliliği ile gündeme gelen yerlerden biri de Kocaeli'nin Dilovası ilçesi. Kocaeli Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mehtap Yılmaz Maçkalı, kentteki hava kirliliğine ilişkin bir ölçüm ve değerlendirme yapılmadığını dile getiriyor. Maçkalı, “Elimizde sağlam, sağlıklı, bilimsel veri olmalı ve o veriler üzerinden konuşmalıyız. Elimizde veri olmadan bizim Kocaeli Tabip Birliği olarak 'hava kirli' dememiz, sıradan insanın 'hava kirli' demesinden farklı bir şey ifade etmez” demekte.
SANTRALLERİN FİLTRE TAKMA ZORUNLULUĞU VAR
Kahramanmaraş Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Lütfi Tiyekli de Elbistan'daki hava kirliliğini değerlendirdi. Tiyekli, termik santrallere filtreleme zorunluluğu getirildiğini anımsatarak, Elbistan ilçesinde A ve B olmak üzere iki termik santral bulunduğuna işaret etti. “B Santrali'nde filtre takılı ama A Santrali eski teknolojiye sahip olduğu için filtre takılamıyor. O nedenle A Santrali çalıştıkça Elbistan'da maalesef hava kirliliği devam ediyor” değerlendirmesini yapıyor.
Elbistan'da partiküllerin havada belirli bir seviyeye çıkması halinde solunum yolu hastalıkları olanların evden çıkmaması çağrısı veya okulların tatil edilmesi gibi önlemler alındığının altını çizen Tiyekli, “Elbistan'da akciğer hastalıklarına ilişkin yapılan çalışmalardan ilçede bu hastalıkların genel ortalamanın üzerinde olduğunu biliyoruz. Enerji mi halk sağlığı mı dendiğinde halk sağlığının öne çıkarılması lazım” demekte.
Kaynak: Web Özel