Çivi, taş, vida, madeni para yemek... Bu bir hastalık mı?
Bir insanın midesinde çivi, tırnak makası, iğne, bıçak gibi cisimlerin bulunması hayret verici değil mi? Peki bunun gibi yüzlerce cisim bazı insanların midesine nasıl zarar vermeden girebiliyor? Bu tarz cisimlerin ağıza atılması psikolojik bir rahatsızlığın belirtisi mi?
Zaman zaman, taş, madeni para, çivi, saç, cam gibi cisimleri yiyen insanların hikayelerine denk gelmişsinizdir. Örneğin geçen hafta Van'da 24 yaşındaki bir kadının hastaneye başvurmasıyla enteresan bir gerçek ortaya çıktı. Karın ağrısı şikayetiyle hastaneye giden kadının mide tomografisinde; çivi, tırnak makası, iğne, bıçak, çakı, cımbız, tığ, meyve bıçağı, çengelli iğne, anahtar, saç tokası olmak üzere 158 parça metal bulundu.
Yine Van'da karın ağrısıyla hastaneye giden psikolojik sorunları olan 35 yaşındaki bir adamın midesinden 1 ve 50 kuruşluk madeni para, çivi ve vida gibi metal parçaları ile taş, cam, pil gibi 233 adet cisim çıkarıldı. Denizli'de 19 aylık bir bebeğin midesinde 17 adet mıknatıs bulundu.
Dünyada farklı örnekler de var: Kosova'nın başkenti Priştine'de, 33 yaşındaki bir hastanın karnından Nokia 3310 telefon çıktı. Telefon söz konusu kişinin vücudundan üç parça halinde çıkarıldı.
Son dönemde de sık sık rastladığımız bu tarz olaylar nasıl olabiliyor? O cisimler nasıl yenilebiliyor? Bu tarz cisimlerin yenilmesi psikolojik bir rahatsızlık mı? Vücuttaki işleyişe zararı var mı? Çıkarılma operasyonları nasıl riskler barındırıyor?
'BİZİM DE ÇOK ŞAŞIRDIĞIMIZ DURUMLAR'
Türk Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Serdar Karaca, yabancı cisim yutmalarının en sık çocuklarda, yaşlılarda, tutuklularda ve psikiyatrik vakalarda görülebildiğini aktarıyor.
Yabancı cisimlerin genel olarak yapılarına göre organik veya inorganik, travma oluşturucu özelliklerine göre de kunt (sağlam) ve kesici olarak adlandırıldığını aktaran Karaca, "En sık yutma borusunda daha sonra da midede takılıyor. Tıkanma, delinme veya kanamaya yol açabiliyorlar.
Yabancı cisimler yüzde 80-90 oranında kendiliğinden, herhangi bir müdahale gereksimini olmaksızın dışkı yolu ile atılıyor. Yüzde 10-20'sinde endoskopik tedavi, yüzde 1 vakada ise cerrahi tedavi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Psikiyatrik vakalarda yabancı cisim yutulması sonrası komplikasyonlar ve ölümcül durumların diğer grup hastalara göre daha yüksek olduğunu dile getiren Karaca, "Dünya literatürüne baktığımızda organik, inorganik, künt veya kesici birçok yabancı cisim bildirilmiştir. Bunlar arasında et parçaları, kemik, balık kılçıkları, iğne , metal paralar, diş protezi parçaları, kalem, diş fırçası, saat gibi maddeler sayılabilir" diyor.
Karaca, iki santimetreden küçük ve düzgün kenarlı cisimlerin (vida, para, çeşitli tipte iğne) yutma borusundan rahatlıkla geçebildiğini belirterek, "Bazı yabancı cisimler ise düzgün kenarlı olmadığından bunların delinme yapma riskleri daha yüksektir ve hemen çıkartılmalıdır. İki santimetreden geniş, altı santimetreden uzun yabancı cisimlerin mideden geçmesi çok nadirdir, bundan dolayı endoskopik olarak çıkartılıyor" ifadelerini kullanıyor.
"Ameliyat ettiğimiz hastalarda bu durumlarla karşılaşabiliyoruz" diyen Karaca şöyle devam etti;, "Nasıl bir yabancı cisim ile karşılaşacağımızı her zaman öngörebilmemiz mümkün olmuyor. Bizim de şaşırdığımız durumlar olabiliyor. Bu davranışların (yabancı cisim yeme) altında yatan hastalık ya da durumu incelemek gerekiyor."
'PİKA SENDROMU...'
Psikiyatr Prof. Dr. Nursu Çakın Memik, bunun 'Pika sendromu' nedenli olduğunu belirtiyor. Memik, "Pika sendromu, besin maddesi olarak kabul edilmeyen maddelerin devamlı yenilmesi durumu. Halk arasında ise toprak yeme alışkanlığı olarak biliniyor. Bu bazen zararsız şeyler olabiliyor, bazen de vücuda zararlı ve zehirleyici şeyler de olabiliyor" diyor.
Kireç, toprak, çivi, saç, vida, para gibi zararlı maddelerin ölümcül olabileceğini belirten Memik, "Bunun sebebi bazen altta yatan ihmal, ruhsal bozukluklar olabiliyor. Dürtüsel sebepler ya da zihinsel sorunlar da olabilir. Ayrıca kaygı bozukluğu, depresyon da olabilir" dedi.
Çocuklarda bunun çok daha yaygın olduğunu aktaran Memik, "Çünkü çocuklar birçok şeyi ağızlarıyla öğrenirler. Ağıza sokma davranışı ile. Ancak yetişkinlerde bunun sebepleri farklı olabiliyor. Böyle bir semptomla ortaya çıkan hastanın altta yatan ruhsal bozukluğunu çok iyi saptamak gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Web Özel