Türkiye'nin nükleer hafızası: Çernobil'de neler yaşandı?
Rusya'nın Avrupa'nın en büyük nükleer santralı Zaporijya'yı vurması yürekleri ağıza getirdi. Türk halkının hafızasında hala 1986'da yaşanan Çernobil'in izleri taze.
Rusya’nın Avrupa’nın en büyük nükleer santralı olan Zaporijya’yı vurması dünyanın gündeminde. ABD Başkanı Joe Biden konu hakkında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’den bilgi alırken, şimdilik santralde bir sızıntı yok. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarında her konu Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiriyor fakat nükleer konusu bir başka. Gelin filmi biraz başa saralım.
Tarih yaprakları 26 Nisan 1986’yı gösterdiğinde o dönem Sovyetler Birliği’ne bağlı olan Kiev’in 130 kilometre kuzeyinde, insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Pripyat şehri yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santralı’nın dördüncü reaktöründe yaşanan patlama sonucu çevreye, 1945’te Hiroşima’ya atılan atom bombasının 50 katına eşit miktarda radyasyon yayıldı.
Patlamanın ardından radyoaktif madde yüklü bulutlar Türkiye dahil birçok ülkeyi etkiledi. Çernobil nükleer faciası bazı bağımsız araştırmalara göre yaklaşık 200 bin kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak ölümüne sebep oldu.
ÇAY İÇEN BAKAN
Çernobil'den binlerce kilometre uzakta bulunan ülkeler dahi radyasyonun yıkıcı etkilerini tarım ve hayvancılık noktasında inceleyip önlemler aldı. Türkiye'de ise kazadan sonra radyasyon bulutları Trakya ve Karadeniz’de gökyüzünü kapladı. Ardından yağmurlar yağdı.
1987'de kanser görülme oranı gözle görülür bir şekilde yükseldi. Çay, fındık gibi tarım ürünleriyle birlikte deniz ürünleri ve dereler radyoaktif kirliliğe maruz kaldı. Kazadan sonra toplanan çay ve fındığın büyük bir kısmı tüketildi. Bir kısmı da toprağa gömüldü.
Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı olan ve 2011 yılında hayatını kaybeden merhum Cahit Aral, Çernobil sonrası Karadeniz'de yetişen tarım ürünlerinin güvenliği hakkında bir açıklama yaparken kameralar önünde “İçiniz rahat olsun” demiş ve radyasyonlu olduğu iddia edilen çayı içmişti.
DİZİ İLE TEKRAR POPÜLER OLDU
2019'da HBO'nun çektiği başrollerini Jared Harris, Emily Watson ve Stellan Skarsgard’ın paylaştığı Çernobil dizisi ile olay genç kuşaklar ile yeniden buluştu. Dizi 2019 yılında düzenlenen Emmy ödüllerinde 'En iyi mini dizi dahil' 10 ödül kazanmıştı. Dizi 1986 Nisan ayında Sovyet Ukrayna'da meydana gelen nükleer santral felaketinin üzücü sonuçlarına odaklanıyor. Çernobil dizisi, büyük ölçüde Belaruslu Nobel ödülü alan ünlü yazar Svetlana Aleksiyeviç'in Çernobil'den Sesler kitabında okuyucuları ile paylaştığı Pripyat halkının anılarına dayanıyor.
Trabzon Ortahisar Ziraat Odası Başkanı ve aynı zamanda fındık üreticisi olan 64 yaşındaki Mustafa Bekar, Çernobil günlerini Sözcü'den İsmail Akduman'a şöyle anlatmıştı:
Korku ve endişeyi yıllarca yaşadık. O zamanki bakanlar çıkıp çay içtiler. Hiçbir şey yok dediler. Bu olaydan sonra tabiatın dengesi değişti. Yetişen sebze ve meyveler değişti. Fındık bozuldu. Kimse fındık ve çay almak istemedi. İnsanlar fındık yemeye çay içmeye korktu. Uzun zaman çay içmedim. Fındık yemedim. Toprağın dengesi bozuldu. Sebze ve meyvelerin şekilleri bozuldu. İnsanlarda hastalıklar arttı. Her şeyin normale dönmesi için çok zaman geçmesi lazım.
Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç o dönem birçok tarım ürünün tüketildiğini fakat sadece ÇAYKUR’un çaylarının toplatıldığını söylemişti. Paliç, “Bana göre çok haksız etkiledi. Ben o zaman yetkililere sordum. Bu gelen bulutlar sadece çayın üzerine mi yağdı? Haksız yere ÇAYKUR’un çayları talan edildi. Fasulyenin, mısırın hepsi yendi. Aynı tarlada yetişen çaylardan özel sektöre verdik. ÇAYKUR’un çaylarını imha ettik. Ben o zamanki yetkililere sordum. “Bu bize ne kadar etki eder?” dedim. Bu florasanın 10’da 1’i kadar dediler. O zaman sorup da aldığım bilgiler bunlar. Çay üzerine oyun oynandı gibi geliyor bana. Çünkü mısırcı mısırını, fasulyeci fasulyesini, lahanacı lahanasını sattı. Onlara bir şey olmadı. Sadece ÇAYKUR’un çayları gitti. Yazık ettiler” demişti.
Kaynaklar: AA, Sözcü, Haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel