Sellere dayanıklı kentler nasıl inşa edilebilir? 'Su süzülemediği için...'

Şanlıurfa ve Adıyaman'da deprem felaketinin üstüne yaşanan sel afeti canlar aldı. Şehir plancıları, gerekli planlamanın yapılması halinde böylesi taşkınların önüne geçileceğini söylüyor. Bir taşkın anında beton yoğunluğundan dolayı suyun kent merkezlerinde süzülememesi önemli bir sorun.

Son Güncelleme:

Sıdal Utkucu/Sibel Gülersöyler

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından afet bölgeleri, şimdi de sel baskınıyla mücadele ediyor. Halihazırda kent nüfusunun çoğunun konteyner ve çadır kentlerde yaşadığı Adıyaman ve Şanlıurfa'da 14 Mart'ta başlayan sağanak yağış sele dönüştü ve henüz depremin yaralarını saramamış halkın yeni bir doğal afetle karşı karşıya kalmasına neden oldu. Bölgeden gelen görüntülerde selin bazı çadırları vurduğu görülüyor.

Adıyaman ve Şanlıurfa'da sel baskınından dolayı yaşamını yitirenlerin sayısı yükseliyor. 16 Mart 15.40 itibarıyla sel baskınında hayatını kaybedenlerin sayısı 16 olarak saptandı. Adıyaman'ın Tut ilçesinde arama-kurtarma çalışmaları devam ediyor.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Gencay Serter, "Ülkemiz bilindiği üzere iklim değişikliğinin en yoğun yaşandığı ve yaşanacağı coğrafi bölgelerden birisidir" diyerek, bu nedenle aşırı doğa olaylarının sıklıkla görülmeye başlandığını vurguluyor. Aşırı doğa olaylarının artık ülkemizin normali haline geldiğini belirten Serter, yeni normale göre hazırlıklı olmak ve hesapları artık oluşabilecek aşırılıkları da göz önüne alarak yapmanın önemine işaret ediyor. Serter "Altyapı ve üstyapı hesapları sıklığı giderek artan aşırılıklara göre yapılmalıdır" demekte.

Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan da sellerle ilgili açıklamasında, şehrin son yılların en yoğun yağışını aldığını ifade etmiş, kentin yıllık yağış ortalamasının 450 kilogram olduğunu ve sadece iki gündeki toplam yağış miktarının neredeyse 150 kilograma yükseldiğini kaydetmişti.

Adıyaman-Çelikhan karayolu köprüdeki çökme nedeniyle trafiğe kapatıldı. Fotoğraf: AA

'SEL YATAKLARI KESİNLİKLE YAPILAŞMAYA AÇILMAMALI'

Bununla birlikte sel yataklarının artık kesinlikle yapılaşmaya açılmaması uyarısı yapan Serter, rusubat (çökelti) getirme riskinden dolayı taşkınların şiddetini artıracak kullanımlara bu sel yataklarında yer verilmemesi gerektiğini söylüyor. Serter sözlerini şöyle devam ettiriyor:

"Kentlerde bugüne kadar üstü kapatılmış ve yönü değiştirilmiş su yollarına ilişkin radikal politikaların hayata geçirilmesi, iklim değişikliğinin gündelik hayatı tehdit ettiği çağımızda elzem. En öz olarak planlama süreçlerinin artık ekolojik kaygıların en az ekonomik kaygılar kadar önemseyen bir çerçevede kurgulanması ve uygulamaya geçirilmesi gerekmekte."

Serter, afetlere karşı dirençli kentler yaratmak anlamında afet riski taşıyan doğa olayları ve insan kaynaklı risklere karşı bütünleşik bir afet önleme politikasının belirlenmesinin ve bu politikalar doğrultusunda alınacak önlemlerin ilgili planlara geçirilmesinin önemine işaret ediyor.

'KENTTE SUYUN SÜZÜLMESİNİ SAĞLAMAK'

Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu ise, "Sellere dayanıklı şehirler inşa edebilmek için öncelikle toprağa ihtiyacımız var" değerlendirmesini yapıyor. Giritlioğlu sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Birincisi ormanlık alanlarımızı korumamız, tarım ve ormanlık alanlara, düz alanlara, ovalara binalar inşa etmememiz gerekiyor. Kent içinde de suyun süzülmesini sağlarsak şehirlerimiz sellere daha dayanıklı olabilir. Afet bölgelerinde alt ve üst yapı aynı zamanda güçlendirilmeli. Yollar da sel, deprem anına özel olarak güçlendirilmeli. Beton özellikleri, kalitesi arttırılmalı."

Şanlıurfa'da selden ötürü çok sayıda araç ve ev zarar gördü. Fotoğraf: AA

"Deprem bölgesinde sel yaşanmasında çöken altyapıların da etkisi var" diyen Giritlioğlu, zeminin halihazırda depremden dolayı hasarlı olduğunu ve suyu da biriktiren şeyler olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Su süzülüp akarak gidemediği için sel felaketi meydana gelebiliyor."

2021 Şanlıurfa AFAD İl Afet Risk Azaltma Planı (IRAP) raporunda, kentin “Taşkın Risk Haritası” mevcut. Haritada, ilgili debiye göre taşkının olumsuz etkileri, taşkından etkilenmesi muhtemel nüfus, kirliliğe sebep olabilecek tesisler ve etkilenmesi muhtemel korunan alanlar gösterilmekte.

DEPREM BÖLGESİNDE YAŞANAN SELLERDE ÖNCELİKLE NE YAPILMALI?

Gencay Serter, deprem bölgesinde evsiz kalan yurttaşlarımızın barınma ihtiyacının aciliyet gerektiren bir konu olduğunu ifade ediyor. Serter, "Bu konuda da yapılabilecek en hızlı hamle geçici barınma ünitelerinin kurulması elbette ki. Ancak bu ünitelerin yer seçiminden, alan tasarımına kadar tüm süreçlerin bilime, tekniğe uygun şekilde yürütülmesi gerekmekte" diyor. 

  

 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber