Selden sonra yeniden inşa projeleri nasıl olmalı?
Türkiye Kastamonu, Rize ve Artvin'deki sel felaketlerinde yaşamını yitiren vatandaşların yasını tutuyor. Bu ölümlü olaylardan sonra dere yataklarına inşaat yapılması yeniden gündeme geldi. Peki sel sonrası bir yenileme projesi nasıl olmalı?
Türkiye sel sularında yaşamını kaybeden 70 vatandaşının yasını tutuyor. Her yaz olduğu gibi sellerle birlikte dere yataklarının yerleşime açılması büyük tartışma konusu oldu. Kastamonu Bozkurt’ta 400 metrelik dere yatağının 15 metreye indirilmesi sonucunda yerleşimle birlikte kent büyük bir felaketi yaşadı.
TOKİ evleri oturulamayacak halde olan vatandaşlar için acele bir şekilde proje başlatırken uzmanlar yeni yapılacak evlerde yine dere yataklarına yapılması durumunda oluşacak risklere işaret ediyor.
22 Ağustos 2020’de Giresun, Dereli’de yaşanan sel felaketinde dört jandarma şehit olmuş altı vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Bazı uzmanlar Dereli’de yapılan yeni konutların da yine dere yataklarına yapıldığı gerekçesiyle eleştiriyor.
Dereli Merkez'in 2020 yılındaki sel felaketinden önceki hali. Fotoğraf: Dereli Belediyesi
Trabzon Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Şen yeni yapılan binaların da dere yataklarına yakın olmasının haklı bir yaklaşım olmadığı görüşünde. Şen, “Bu afetlerden ders çıkarmamız gerekiyor” diye konuştu.
Şen, sel afeti sonrası kemerli köprüler yapılması gerektiğine de işaret ederek bazı bölgelerde düz köprüler olduğunu da söylüyor.
Dereli Merkez'in sel felaketinden sonraki halinde akan dere ile konutlar arasında bir mesafe konduğu görülüyor. Bazı uzmanlar bu önlemleri yeterli bulmuyor. Fotoğraf: AA
Şen, yüzyıllar önce yapılan köprülerin ayaklarının neden dere yatağında olmadığını ve oval veya elips şeklinde olduğunu ise şöyle açıklıyor: Odun, tomruk, süprüntüler ya da selin getirdiği malzemelerin takılarak baraj etkisi oluşturması sebebiyle köprülerin ayakları elips veya oval şeklinde yapılırdı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski müsteşarı ve Çevre Mühendisi Prof. Dr. Mustafa Öztürk de geçmiş hatalardan ders alınarak yeni projelerin yapılması gerektiğini aktarıyor.
'RİSKLERE KARŞI DİRENÇLİ ŞEHİRLER'
Sürdürülebilir şehirler yapmanın yolunun sadece bina inşa etmekten geçmediğini söyleyen Öztürk, “Risklere karşı dirençli şehirleşme yapılmıyor. Sonra önümüze Dereli çıkıyor, Bozkurt çıkıyor” diye konuştu.
Dere yataklarında evler arasında güvenli aralık için 100 metre mesafe olması gerektiğini söyleyen Öztürk, “Yani kanal sistemine dönüştürülemez. Dereler yeşil koridorlara dönüştürülür” diyor.
Dere kenarlarına konut yapıldığı zaman sel ve yağmur suyunun toprak altı suyuna erişmesinin de engellendiğini aktaran Öztürk, “Hemen derenin yanında yaklaşık 40-50 metre yakınında yeşil koridorlar yapılır. Ağaçlandırılır. Neden bu yapılır yağmur suyu taştığı zaman burada sel suları yeşil koridorla bulur yer altına girer. Bu tip yerlerde asgari 100 metre derenin sağından ve solundan güvenli tampon bölge aralığı bırakılması gerekir” diyor.
'BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIM'
Öztürk aynı zamanda dere yataklarına inşa edilecek köprülerin kubbe tipi kavisli yapılması gerektiğini aktarırken, “Dere yatakların üzerinde kavisli kubbe tipi yapılmalı. Olaya bütüncül bakılmadığı müddetçe geçici çözümler olur ve sonunda felaketle tekrar karşı karşıya kalabiliriz” yorumunda bulunuyor.
Giresun Dereli’de 22 Ağustos 2020'de yaşanan sel felaketi sonrasında yıkılan yerler TOKİ eli ile ‘Yeni Dereli Projesi’ kapsamında yenilenme programına alınmıştı. Afetzedeler için Sütlüce Mahallesi’nde 142 konut da büyük oranda tamamlanmıştı. Dereli Kaymakamı Murat Atıcı selden en çok etkilenen noktalardaki inşaat çalışmalarının yüzde 80’e ulaştığını açıklamıştı.
Psikolojinizi toplamanın bir yolu var
Türkiye bunu konuşuyor
Kaynak: Web Özel