Ligin sonuna doğru yine aynı 4 formül
Ligde şampiyonluk yarışı kızıştı. Yarış kızıştıkça geçmiş yıllardan tanıdığımız formüller devreye giriyor: Düşman yarat, camiayı kenetle! Konuşursak fena olur! Sosyal medyada kaos yarat! Hakemleri baskı altına al...
Son yıllarda olduğu gibi ligin finalinde akıl oyunları devreye girmiş durumda.
Yönetimler, teknik adamlar ve futbolcular kendilerince şampiyonluğun formülünü çözeli çok oldu. İsimler değişiyor ama ligin matematiği değişmiyor.
1- Düşman yarat, camiayı kenetle!
Her sezonun finalinde yarışın içinde yer alan teknik adam ve yöneticilerden aynı şeyi duyarız. Herkes onlara karşıdır. TFF, hakemler, dış güçler... Hatta diğer tüm rakipler onlar başarılı olamasın diye bir araya gelmiştir. Hepsi her sezon bunları söylerken hepsinin aynı anda haklı olma imkanı da yoktur üstelik. Ortada bir savaş olmamasına rağmen muharebeyi kazanmış mertebesine erişen general sonunda kazanırsa kahramanlığını ilan eder. Ama taraftarlık sorgulamayı sevmez, inanmak ister. Mağdur, ancak herkesle baş edebilecek kadar güçlü olma hissi bu topraklarda her zaman tutmuştur.
2- Konuşursak fena olur!
Teknik adamlar ve yöneticiler bu dönemlerde bildikleri çok şey olduğunu, ancak şimdilik susmayı tercih ettiklerini söyleyerek gizem yaratırlar. Böylece arkada dönen çok vahim olayların varlığına dair kanıtları varmış gibi yaparlar. Hatta ellerinde belgelerin, kayıtların olduğunu söyleyenler bile olur. Ancak sezon bitimi kazananın hiç açıklama yaptığını görmeyiz elbette. Kanıt görme ihtimalimizi söylemiyorum bile. (6222 mi, o da ne?)
3- Sosyal medyada kaos yarat!
Elbette böyle büyük camialara bağlı sosyal medya kullanıcıları, hesapları ya da taraftarlığı işinin önüne geçmiş “haberciler” var. Kiminin organik kiminin inorganik bağları var. Bu hesaplar sosyal medyada her hakem kararını kendi rengine göre yorumlar. Aynı pozisyon her takımın hesabında farklı açılarıyla gösterilir. Disiplin kurulundan gelen veya gelecek olan cezalar da aynı şekilde renge göre tartışılır. (Cezaların hukuka uygun olmadığı aşikar. Ancak renge göre yorum yapıldığı da bir gerçek)
Böylece mağduriyet dozu artırılır. Ayrıca sekmeyen bir kuraldır; her kim ki “Doğruları konuşmaktan vazgeçmeyeceğiz” derse bilin ki en çok o rüzgara göre yorum yapıyordur. Aklınızda birçok gazeteci, yorumcu belirdi bile.
4- Hakemleri baskı altına al
Bir önceki maddeyle bağlantılıdır. Yine sosyal medya hesapları ve gazeteci görünümlü holiganlar işin içindedir. Bazen maçtan önce karşılaşmanın hakemiyle ilgili doğaçlama gelişmiş gibi gösterilen bir rahatsızlık açıklaması ya da resmi siteden sert bir “Herkes dikkatli olsun” duyurusu... Maç sonlarında hakem konuşmayan teknik adam zaten takımının haklarını yeterince savunmuyordur.
Yarışta olup da bu 4 maddeyi uygulamayan kulüp zor hatırlarız. Evet, ligin güvenilirliğiyle ilgili birçok sorun var. Evet, TFF ve kurulları daha adil olmalı.
Ama sizce de bu güvenilirliğe her geçen zarar veren kulüplerin de artık kendilerini sorgulama vakti gelmedi mi?
Hakemler kötü de futbolcular çok mu iyi?
TFF kötü de yöneticiler çok mu başarılı?
VAR düzgün çalışmıyor ama teknik adamlar çok mu çalışkan?
Rakipler kirli ama hep biz mi temiziz?
Türk futbolunu yönetenler ve ana aktörler için aynaya bakıp, kamuflajları bırakma zamanı geldi de geçiyor bile.
Devir oyuna, altyapıya, yani saha içinde gelişime odaklanma devridir.
'Kulüpler satıldığı gün bitmişti konu...'
Kaynak: Web Özel