İstanbul'da beklenen büyük deprem ne zaman olacak?

26 Eylül 2019 Perşembe saat 13:59'da Türkiye'nin belki de yarısı hep bir ağızdan aynı soruyu sordu: Büyük İstanbul depremi ne zaman olacak. Her ne kadar deprem bilimciler tahmini imkansız dese de istatistik modellemelerle tahmin yapanlar da az değil

Son Güncelleme:

Büyük İstanbul depremi ne zaman olacak? Uzun zaman sonra tekrar hep beraber hatırladığımız ve hararetle sorduğumuz bu sorunun sebebi yaklaşık 10 gün önceye uzanıyor.  

26 Eylül 2019 Perşembe, saat 13:59 Türkiye nüfusunun dörtte biri 5.8 büyüklüğünde depremle sallandı. Belki de Türkiye'nin yarısı sallandı demek daha doğru. İstanbul yaşayan nüfusun yakınlarının da aldığı deprem haberiyle saniyeler içerisinde İstanbul'da iletişim çöktü. Şükürler olsun ki enkaz ve deprem yıkımına bağlı ölüm haberleri gelmedi fakat irbiri ardına gelen yüzlerce küçüklü büyüklü artçı sarsıntı mega kentin geceyi sokakta geçirmesine neden oldu. Tüm gün boyunca deprem profesörlerinin ağzından çıkacak cümlelere kilitlenen Türkiye'de en az 19 milyon nüfusun aklında beliren en büyük soru şuydu: Bu deprem büyük İstanbul depreminin öncüsü olabilir miydi? Yani Türkiye'nin en büyük kentinde yaşanan orta ölçekteki deprem yaklaştığı artık istisnasız bütün bilim insanları tarafından dile getirilen büyük İstanbul depreminin ne zaman olacağı sorusunu yine gündemin ilk sırasına oturttu.

Birbiri ardına ekranlarda açıklamalarda bulunan deprem uzmanları elbette deprem biliminin bugüne kadar ulaştığı birkaç kesin gerçeği peşin peşin söylüyordu. Birincisi İstanbul depremi 7-7.5 arasında bir büyüklüğe sahip olacak. İkincisi de bu depremin tarihini kesin olarak bilmek mümkün değil.

Aslında mümkün olmadığını yıllardır deprem uzmanları her konuştuğunda pür dikkat dinleyen İstanbul halkı da artık çok iyi biliyordu. Fakat 5.8 ile yeniden alevlenen korku, bir tarih yakalamayı umut ettiriyordu.

BÜYÜK İSTANBUL DEPREMİ NE ZAMAN?

Bu beklentiyi karşılamaya en yaklaşan tahmini Haber Global ekranlarında veren Jeofizik Yüksek Mühendisi deprem bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan oldu. 

"Daha önce ki açıklamalarımda iki deprem olacağını söylemiştim. Silivri ve Marmara Ereğlisi açıklarında. Bir deprem de Küçükçekmece önlerinde 5.00 – 6.00 arasında deprem olacağını açıklamıştım. Bu depremler olmadan önce yer gerginliğini belirtmek için 4- 5.5 arasında deprem üreteceğini ve korku salacağını da açıklamıştım. Bu depremlerden biri oluştu. Jeofizik bilgisi açısından bu depremin oluş yeri derinliği bize gelecek depremin nerede, hangi derinlikte olacağı üzerine bir bilgi vermiştir. Bu küçük büyüklükte bir depremdir. Silivri, Kumburgaz ve Marmara Ereğlisi, Tekirdağ, Çorlu dolaylarında sarsıntı büyük hissedilmiştir. Bunun nedeni deprem odağının sığlığıdır ve Trakya'da o bölgede yerin gevşek olmasından kaynaklıdır. Yıkıcı değildir.İstanbul'da yıkıcı olabilmesi için eşik değer 6.1 büyüklüğüdür. Büyük depremi 2045'den önce beklemiyorum. Ancak büyük deprem olana kadar küçük depremleri görmemiz beklenen bu olaydır. Bu depremin ardından daha büyük bir depremin geleceği beklentisi yoktur.


AHMET ERCAN: EN ERKEN 2035'TE

İstanbul'da 2045'ten önce büyük deprem olmaz dedim. Yanılma payım 10 yıl olabilir. 10 yıl önce olabilir ya da 10 yıl sonra. Kısacası beklenen İstanbul depremi 2035 ile 2055 arasında olabilir. Bunlar iki depremdir, birisi Küçükçekmece önünde 6.4-6.7 şiddetinde, diğeri ise Marmara Ereğlisi önünde 7-7.2 şiddetinde olacaktır. Bu depremler hep gecikmiş. Bu gecikme zamanları da 50-100 yıl arasındadır. Yani, gecikme olursa, ki olması büyük bir olasılıktır, beklenen İstanbul depremi 2095 ile 2150 arasında olacaktır. Veri sayınız ne kadar uzun yıllar öncesine dayanırsa hata payınız azalır" diyen Ercan, büyük İstanbul depremi ne zaman olacak sorusuna "En erken 2035'te" yanıtını verdi. Elbette Ercan da depremin ne zaman olacağının önceden tahmin edilemeyeceğini defalarca dile getirmiş bir bilim insanı. Fakat istatistiki modellemelerle bir zaman aralığı ortaya konması sadece Türkiye'de uygulanan bir yöntem de değil.

AHMET ERCAN'DAN BÜYÜK İSTANBUL DEPREMİYLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

KANDİLLİ RASATHANESİ/HALUK ÖZENER: GİT GİDE O SONA YAKLAŞIYORUZ

Son depremin ardından Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener'den de önemli açıklamalar geldi.  "Depremleri takip ediyoruz. Deprem aktivitelerin nereye doğru kaydığını ve ne ifade ettiğini çok yakından takip ediyoruz. Öncelikle Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu kabul etmemiz lazım. Bu gerçeği kabul ederken psikolojimizi de bozmamız gerekiyor. Bilemediğimiz tek şey depremin zamanı. 


Özellikle Marmara için de bir çok bilim insanı 1999 depreminin ardından bir sonraki depremin Marmara'da gerçekleşeceğini söyledi. Depremin kaç büyüklüğünde olacağı ve ne zaman olacağı veya olmayacağı konusu halk önünde tartışılmamalı. Enerji birikiyor ve çıkacak. Bir sona doğru yaklaşıyoruz ama ne zaman olacağını bilmemiz mümkün değil. Şu saatte olacak şu gün olacak gibi konuları vatandaşlarımız gündeminden çıkarıp deprem bilincinde yaşaması gerekiyor. Git gide o sona yaklaştığımızı söyleyebilirim ama zaman vermemiz mümkün değil " diyerek aslında bir yandan bu tarihi bekleyen İstanbul halkına, diğer yandan da bu tarih beklentisindeki halka bir yanıt verme gayretindeki deprem uzmanlarına mesaj gönderdi.

HALUK EYİDOĞAN: İSTATİSTİK BULGULARA GÖRE BÜYÜK İSTANBUL DEPREMİNİN ELİ KULAĞINDA

Yine de insanoğlunun en büyük farkı merak. İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, "Sismik enerjinin böylesine değişimi, büyük depremlerde artış olasılığını artırmış durumda. Ancak istatiksel olarak ilginç bir durum var. 2011 yılından bugüne kadar 7 ve daha büyük bir deprem yok. Son büyük deprem 8 yıl önce Van'da yaşandı. İstatistik bulgulara göre büyük depremin eli kulağında denebilir. Büyük deprem nerede, hangi fayda olur bilmiyoruz. Ancak herkes bilsin ki, bu suskunluk hayra alamet değil" dedi.


RUS DEPREM BİLİMCİ ZAVYALOV: EN GELİŞMİŞ UYARI SİSTEMLERİ BİLE ANCAK 12 SANİYE ÖNCE ALARM VERİYOR

İstanbul'da gerçekleşen son deprem aslında sadece Türkiye'deki deprem bilimcilerin değil yabancı deprem uzmanlarının da dikkatini çekmiş durumda. 

Rusya Bilimler Akademisi Dünya Fiziği Enstitüsü Sismik Tehlike Laboratuvarı Sorumlusu Dr. Aleksey Zavyalov, "Bu bölgede büyük bir deprem olup olmayacağı ve ne zaman olacağı, ancak bugünkü depremin verileri analiz edildikten sonra tahmin edilebilir. 4.6 büyüklüğündeki sarsıntıları büyük depremin habercisi olarak nitelemem. Bunlar, sismik tahminlerin doğrulanmış bir aracı olmayan öncü şoklardır. Rusya'da, büyük bir depremden sonra meydana gelen sismik harekete dayanarak önümüzdeki günlerde ve haftalarda ne olacağı hakkında bir sonuca varmamızı sağlayan en modern yöntemler kullanılıyor. Ancak bunun için tüm artçı şoklar hakkında veri sahibi olmanız gerekir. Yani, sadece ana sismik darbeden sonra meydana gelen tüm tekrarlanan, daha küçük sismik şoklar hakkında veriye ihtiyaç var. İstanbul'da büyük depremlerin 50 yılda bir meydana geldiğine dair tahminlerde yanılma payı çok yüksek. En modern uyarı sistemleri bile depremden sadece 12 saniye önce alarm verebiliyor.

Her ne kadar deprem bilimcilerin çoğunluğu İstanbul'da büyük deprem ne zaman olacak sorusunu temkinli karşılasa da bazı ürkütücü söylemlere sahip olanlar da yok değil.


CENK YALTIRAK: 2019-2026 ARASINDA

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji bölümü öğretim üyesi Profesör Dr. Cenk Yaltırak, beklenen depremin Osmangazi Köprüsü'nün olduğu bölgeden başlayıp hızla batıya doğru ilerleyeceğini söylerken, "Fayın kırılması için 7.5'ten büyük deprem olması lazım ve öyle de olacak. Çalışmalar bize gösterdi ki; atım yoksulluğundan dolayı az miktarda bir atım birikse bile, fayın kendisi çok derine uzandığı için büyük depremler oluyor ve süre uzuyor. Marmara'da 20 yılda 6 deprem olmuş ve 7. deprem olmaya başlıyor. Elimizdeki verilere göre biz bu depremin 2019 ile 2026 arasında olacağını görüyoruz. '' dedi. 


İSTANBUL'DA SON 1900 YILDA GERÇEKLEŞMİŞ İZ BIRAKAN DEPREMLER

Büyük İstanbul depremi için tarih vermeye en yaklaşan deprem bilimci açıklamaları böyle. Peki ya bugüne kadar İstanbul'da yaşanan depremler? Onu da önemli bir bir tarihçi yanıtlıyor. İşte Murat Bardakçı'nın 15 Ağustos 2015 tarihinde derlediği İstanbul'un deprem kronoloji:

Milattan Sonra 29: Marmara tarihten önceki zamanlarda da sallanmıştı ama tarihçilerin hakkında detaylı bilgi verdikleri ilk deprem Milattan sonra 29'da oldu. Sarsıntının merkezi Gemlik Körfezi idi; İzmit, yani o zamanki adıyla "Nicomedia" ile yine o devirde "Nicea" denen İznik yerle bir oldu. 

1 Şubat 363: Sarsıntılar İstanbul'un etrafındaki geniş bir bölgede hissedildi ve zamanın Romalı tarihçileri hadiseyi "Bir felâket oldu" diye kaydettiler. 

434: İstanbul dört ay boyunca sarsıldı, deniz surlarının bir bölümü yıkıldı. 

26 Ocak 446: Sarsıntıdan şehrin bazı kapıları büyük hasar gördü ve deprem üç ay boyunca devam etti. 

25 Eylül 477: İstanbul 40 gün boyunca aralıksız sallandı. Bir sonraki yılın Eylül'ünde yeniden büyük bir deprem oldu ve şehrin meydanlarını süsleyen heykeller devrildi. 

15 Ağustos 553: İstanbul 40 gün boyunca tekrar sallandı. 554 yılının Temmuz ve Ağustos'unda da şehirde bir deprem fırtınası esti, Yedikule'nin etrafındaki surlar yıkıldı. Sarsıntılar tam bir yıl sonra yeniden geldi, bu defa kiliselerle surların geri kalan kısmı yerle bir oldu ve Marmara'da patlayan dev dalgalar şehrin iç kısımlarına kadar ilerledi. Aynı günlerde İzmit de sarsıldı ve baştan başa yıkıldı. 

Ekim-Kasım 557: Bu defa yeraltı gürültüleri, şiddetli bir fırtına ve yağmurla gelen deprem günlerce devam etti. O devrin tarihçileri, "sarsıntıların şiddetinden gökteki birkaç yıldızın bile yer değiştirdiğini" yazdılar. 

Ocak 1010: Ocak'ta başlayan sarsıntılar Mart'a kadar hiç kesilmedi. Depreme yeraltından yükselen korkunç gürültüler de iştirak etti ve bugün Fatih Camii'nin yerinde bulunan büyük kilise yerle bir oldu. 

1034 ilkbaharı: Şehir tam 140 gün boyunca beşik gibi sallandı. Binlerce evde ve kiliselerde büyük hasarlar oldu. 

18 Aralık 1037: İstanbul aralıklarla üç defa sarsıldı. Bu tarihten başlayarak 1040'a kadar şehirde dokuz büyük deprem oldu. İnsanlar yiyecek bulamadılar ve açlığın ardından salgınlar çıktı. 

23 Eylül 1063 veya 1064: İstanbul, Trakya'nın hemen hemen tamamı, Erdek ve İznik iki yıl boyunca sallandı. 

14 Eylül 1509: Artık Osmanlı'ya başkentlik etmekte olan şehir, bu defa 18 gün devam eden bir âfet yaşadı. Şehrin alçakta kalan mahallelerinde çok büyük hasarlar oldu, 109 cami ile 1070 ev yıkıldı. Kara ve deniz surlarıyla Topkapı Sarayı'nı çeviren duvarlar kısmen çöktü. O zamanın kayıtlarına göre 13 bin kişi can verdi ve sayısı bilinmeyen çok sayıda İstanbullu açılan yarıklara düşüp kayboldu. 


12 Haziran 1542: 40 günlük sarsıntılar yeniden geldi. 

1718'in yaz ayları: İstanbul üç gün boyunca cehennemi yaşadı. Yalı Köşkü ve etrafındaki binalar yıkıldı, Edirnekapı ile Yedikule taraflarındaki surlar yerle bir oldu. Birçok camiyle hamamın kubbeleri çöktü, sokaklar bina enkazlarından yürünemez hale geldi. 1719'un 5 Mart'ında gelen bir başka deprem ise 30 gün sürdü. Aynı senenin Mayıs'ında ise, bu defa İzmit tamamen yıkıldı ve sayılabildiği kadarıyla 1000 kişi can verdi. 

3 Eylül 1763: Sarsıntı altı gün devam etti, Fatih ve Bayezid camilerinin kubbelerini çökertti, sonra 23 Aralık'ta tekrar geldi. - 

23 Nisan 1766: İstanbul, tarihinin en büyük deprem serilerinden birini yaşadı. Merkezi Marmara Denizi olan ilk sarsıntı Çorlu ile Büyükçekmece'yi yerle bir etti. Şehir, Mayıs'ta yeniden sallandı ve birçok caminin kubbesi yıkıldı. O yılın sonbaharı hiç bitmeyen sarsıntılarla geçti. 5 Eylül'de İzmir harab oldu ve afet 1767 Kasım'ında tekrar İstanbul'a döndü, Vezirhanı'nın ve Bayezid ile Fatih camilerinin kubbeleri çöktü. İstanbul'un yanısıra İzmir de bu tarihten sonra 28 yıl boyunca durmadan sallandı. Deprem fırtınasının son sarsıntısı 1795'in 29 Nisan'ında yaşandı ve şehir 15 Ağustos 1803'teki hafif depreme kadar yaralarını sarmaya çalıştı.  


10 Temmuz 1894: Şehir ardarda üç defa sarsıldı. Kapalıçarşı çöktü, Sirkeci rıhtımında 40 metrelik yarık açıldı, deniz suyu ısınıp kaynar hale geldi, suların kıyılardan açığa doğru çekildiği görüldü ve binlerce ev yıkıldı. Depremin artçıları aylarca devam etti ve Edirne'den Marmaris'e kadar uzanan geniş bir alanı haftalar boyunca salladı.


Bardakçı'nın bilgisini verdiği uzak tarihteki bu depremlerin yanında elbette son büyük deprem 17 Ağustos 1999. Yani büyük İstanbul depremi korkusunun başladığı, binlerce insanımızı kaybettiği o korkunç tarih...

TÜRKİYE'DE GERÇEKLEŞEN BÜYÜK DEPREMLER

İlk olarak 27 Aralık 1939'daki 7,9 büyüklüğünde "Büyük Erzincan Depremi"nde yaklaşık 33 bin kişi hayatını kaybetti, 100 bin kişi yaralandı ve 116 bin civarında bina yıkıldı. Erzincan depremi, dünyada meydana gelen büyük depremlerden biri olarak sayılıyor. 

Bu deprem, Türkiye sınırları içerisinde yaşanmış en büyük sarsıntı oldu. Bu depremle birlikte ilk defa Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın varlığı anlaşılmaya başlandı ve Türkiye'de depremle ilgili konular ele alındı. 

Tokat Erbaa'da 1942'de 7 büyüklüğünde meydana gelen depremde 3 bin can kaybı yaşandı. 

Samsun'un Ladik ilçesi yakınlarında 26 Kasım 1943'te "Ladik Depremi" meydana geldi. 7,2 büyüklüğündeki geniş bir alanı etkileyen depremde 4 bin insan yaşamını yitirdi, binlerce kişi yaralandı ve binaların yüzde 75'i yıkıldı. 

Bolu Gerede'de 1944'te 7,5, Çanakkale Yenice'de 1953'te 7,2, 1957'de Muğla Fethiye'de ve Bolu Abant'ta 7,1, Manyas'ta 1964'te 7 büyüklüğünde çeşitli depremler meydana geldi. 

Türkiye tarihinin büyük depremlerinden "Varto" 

Muş'un Varto ilçesinde 19 Ağustos 1966'da 6,9 büyüklüğünde deprem yaşandı. Bu deprem, ülke tarihinde büyük hasarlara yol açan depremlerinden bir tanesi olarak biliniyor.

Aynı yıl içinde Varto'da 2 ayrı sarsıntı oldu. İlki 7 Mart'ta 14 kişinin ölümüyle ve 75 kişinin yaralanmasıyla, ikincisi ise 19 Ağustos'ta 2 bin 394 kişinin ölümü ve 1500'e yakın kişinin yaralanmasıyla sonuçlandı. 

Daha sonra 1967'de 7,2 büyüklüğünde Mudurnu, 1970'te de 7,2 büyüklüğünde Gediz depremleri oldu. 

Muradiye Depremi 

Van'ın Muradiye ilçesinde 24 Kasım 1976'da 7,5 büyüklüğündeki depremde, enkaz altında hayatını kaybedenlerin yanı sıra sıfırın altında 17 dereceyi bulan soğuk hava nedeniyle donarak ölümler de gerçekleşti.

Bölgenin 1939'daki Erzincan Depremi'nden sonra yaşadığı en şiddetli deprem olarak bilinen "Muradiye Depremi"nde 3 bin 840 kişi yaşamını yitirdi, yaklaşık 500 kişi yaralandı ve 10 bin bina hasar gördü. 

45 saniye süren "Gölcük Depremi" 

Kocaeli Gölcük'te 17 Ağustos 1999'da 7,4 şiddetinde meydana gelen depremde büyük çapta can ve mal kaybı yaşandı.

Yaklaşık 45 saniye süren ve Türkiye'nin deprem geçmişinde "en uzun deprem" olarak bilinen Gölcük Depremi, tüm Marmara Bölgesi'nin yanı sıra Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. 

Yıkıcı sarsıntıda Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul ve Yalova'da büyük can ve mal kaybı yaşandı. 

Resmi olarak 17 bin 118 kişinin öldüğü, 25 bine yakın kişinin de yaralandığı açıklandı. Depremden en çok etkilenen Kocaeli'de 9 bin 477 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi de yaralandı.

7,2 büyüklüğündeki "Düzce Depremi"

Düzce'de 12 Kasım 1999'da 7,2 büyüklüğündeki deprem 30 saniye sürdü. Birçok ilde etkili olan deprem, Ukrayna'dan bile hissedildi. Söz konusu depremde 894 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 679 kişi yaralandı ve binlerce kişi evsiz kaldı.

Düzce Afet ve Acil Durum Müdürlüğü verilerine göre, 1999'daki depremlerde Düzce genelinde 16 bin 666 konut, 3 bin 837 iş yeri ağır hasar gördü, 10 bin 968 konut ile 2 bin 573 iş yerinde orta hasar, 13 bin 70 konut ve 1606 iş yerinde ise az hasar tespit edildi.

25 saniye süren "Van Depremi"

Van'ın Tabanlı ilçesi merkezli 23 Ekim 2011'de 7,2 büyüklüğündeki deprem 25 saniye sürdü ve 601 kişi öldü. Kurtarma çalışmalarına yurt içinden 140 ekip, 4 bin 418 kişiyle katıldı. Dünyadan 10 ülke de 12 ekiple çalışmalara destek verdi.

Van, 9 Kasım 2011'de saat 21.23'te büyük bir depremle daha sarsıldı. Merkez üssü Edremit ilçesi olan 5,6 büyüklüğündeki depremde 2'si otel olmak üzere 25 bina yıkıldı.

Sonuç itibarıyla Türkiye'nin bulunduğu coğrafya, 1500'lü yıllardan itibaren çeşitli zamanlarda 7 ve üstü büyüklüğünde 23 depremle sarsıldı.

Sonraki Haber