'İşe geri döneceğim ama kreş fiyatları...'

Artan kreş ve bakıcı ücretleri, doğum izni biten kadınların iş hayatına dönmelerini zorlaştırıyor. Hem iş hayatından geri kalmak istemeyen hem de ailesinin geçimini sürdürebilmek isteyen genç anneler, eşlerinden ve aile büyüklerinden gördükleri destekle meslek hayatlarına devam edebiliyor.

Son Güncelleme:

Hayat pahalılığının etkilediği en önemli alanlardan biri de genç annelerin istihdamı... Geçim zorluğu taze anne-babaların bebeklerini kreşe göndermesini ya da bebekleri için bakıcı tutmasını zorlaştırıyor. Bugün günün belli saatleri arasında evde kalacak olan bir bakıcı için asgari ücreti gözden çıkarmak gerekiyor. Kreş için ise fiyatlar muhitine göre değişiyor. Hem iş hayatından geri kalmak istemeyen hem de ailesinin geçimini sürdürebilmek isteyen genç anneler, eşlerinden ve aile büyüklerinden gördükleri destekle meslek hayatlarına devam edebiliyor.

G.S. 33 yaşında ve 3,5 aylık bir anne. Önlisans mezunu olan G.S. 2008'den beri iş hayatında ve medya sektöründe çalışıyor.

“Doğumdan sonra iş hayatından geri kalmamak için mücadele ediyorum” diyen G.S., işe döndükten sonra bebeğe büyük annelerin bakacağını ama o konuda da bazı pürüzlerin mevcut olduğunu aktarıyor. G.S., “Çocuk çok hareketli, bana ihtiyacı var ve büyük anneler kronik rahatsızlıklara sahip” diyor. Ayrıca büyük annelerin de farklı şehirlerde yaşadığını aktaran G.S., “Biz İstanbul'dayız, onlar da Tekirdağ ve Antalya'da yaşıyor” ifadelerine yer veriyor.

UÇAKLA GELİŞİ-GİDİŞİ EN AZ 2 BİN 500

Annesinin Antalya'dan uçakla geliş-gidiş maliyetinin en az 2 bin 500 TL'yi bulduğunu aktaran G.S. “Bir de annemin Antalya'da sosyal bir hayatı vardı, korolara kurslara gidiyordu; tam emekliliğin tadını çıkaracağı zamanda onu çocuğa bağladığım için de kendimi suçlu hissediyorum. Yani benim işe dönmem için ailede herkes bir şeylerden feragat etmek zorunda kalıyor” demekte.

Esnek çalışma saatleri olsa hem çocuğuyla olabileceğini hem de işinden geri kalmayacağını vurgulayan G.S. “Şartlar seni ya çocuğunu ihmal etmeye ya da iş hayatını sonlandırmaya zorluyor” ifadelerine yer veriyor.

'HER ŞEYİ KENDİ BAŞIMIZA HALLEDİYORUZ'

N.S. ise 33 yaşında ve bir sene önce ilk bebeğini dünyaya getirmiş. Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan N.S. kamuda çalışıyor.

N.S., işe dönebilmesi için eşinin işinden ayrılıp, evden çalışmak zorunda kaldığını kaydediyor. Ailecek böyle bir tercih yaptıklarına işaret eden N.S., bu tercihlerini “Pandemi, hamilelik ve bebek bakımı derken neredeyse üç senedir evdeyim ve artık hayata karışmak istediğim için bu yolu seçtik” sözleriyle açıklıyor.

'BAKICI BİZİ ZORLARDI'

“İşe dönmüyor olsaydım bakıcı masrafı ekonomik açıdan bizi zorlardı. Aileyi geçindirmek için iki kişinin de çalışması şart” diye konuşan N.S., aile büyüklerinin bebek bakımına dahil olamadığını söylüyor. “Her şeyi kendi başımıza hallediyoruz” diyen N.S., bebek sahibi olmanın kadının bütün yaşantısını değiştirdiğini anımsatıyor ve ekliyor:

Kamuda çalışıyorum ama esnek çalışma saatleri idarecinin inisiyatifinde. Kurallar belli ama belki çalışma saatlerinde yardımcı olurlar.

 '0-3 YAŞ KREŞLERİNİN YOKLUĞU BİR SORUN'

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ise, bu konuda 0-3 yaş arası kreşlerin eksikliğine işaret ediyor. Canan Güllü, söz konusu kreşlerin sayısının az olmasının ve ekonomik koşulların kadının istihdamında ve iş hayatında engel teşkil ettiğinin altını çiziyor. Almanya ve Hollanda'da kadınların iş hayatına dönmesini sağlayabilmek için özellikle 0-3 yaş arası kreşlerin mevcut olduğuna vurgu yapan Güllü, “Ekonomik sıkıntılar kadının istihdama dahil olmasını zorunlu kılıyor ama kreş sorunu da katlanarak geldi. Anne, doğum izni aldıktan sonra bebeği nereye bırakacağını bilemiyor” demekte.

Eskiden kurum kreşlerinin mevcut olduğunu hatırlatan Güllü, son 6 yıldır kurum kreşlerinin de kapatıldığını ifade ediyor. “Sorunlar her geçen gün artıyor. Yaşlıların, yani anneanne ve babaannelerin bebeğe zorunlu bakımı söz konusu” diyen Güllü, federasyona istihdama girme konusunda çok şikayet geldiğini belirtiyor. Güllü, yeni doğum yapan kadınların iş hayatına dönemeyişinin kısa vadede etkilerini ise şöyle yorumluyor:

Kadın işten ayrılacak, ailede geçim sıkıntısı başlayacak. Ekonomik sıkıntılar geçim sıkıntısına yol açacak, bu da kavgaların ve aile içi şiddetin artmasına neden olacak.

Uzun vadede ise hedeflerin kreşlerden yana belirlenmesinin önemine işaret eden Güllü, “Belediyeler ve özel sektörlerin işbirliğiyle bütün yerel yönetimlerin kreş sayısı artırılabilir” önerisini sunuyor.

'BİR TAŞLA BİRDEN FAZLA KUŞ VURMAK MÜMKÜN'

Birçok okul öncesi eğitim mezunu genç kadın da olduğunu hatırlatan Güllü, “Kreşler onlara da istihdam alanı olur. Yani bir taşla birden fazla kuş vurulması mümkün” ifadelerine yer veriyor.

Güllü ayrıca, “Hamileliğin ve anneliğin iş gücü kaybı olduğu yönündeki zihinsel yapının değişmesi lazım. Babalara da doğum izni verilmesi gerekli” demekte.

 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber