İBB Başkanı İmamoğlu, Saraçhane'den seslendi: "2023 çok güzel olacak"

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki mahkumiyet kararının ardından 6'lı masa liderleri, Saraçhane'de bir araya geldi. Burada toplanan kalabalığa seslenen İmamoğlu, "Çare belli. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Önümüzdeki seçimlerde ülkemizde vereceğimiz karar bellidir. 2023 çok güzel olacak." dedi.

Son Güncelleme:

Hakkında verilen kararın ardından Saraçhane'de bir araya gelen Altılı Masa liderleri ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisine destek vermek için toplanan halka seslendi.

İmamoğlu'nun açıklamalarından ise satır başları şöyle:

"Sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine bizden bir gün önce kamu bankalarından bol bol kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3,5 yıldır bu millete ait bankalardan 1 kuruş vermiyorlar.

Sizin seçtiğiniz yönetim çok daha uygun koşullarda dışarıdan krediler, fonlar bulup getiriyoruz. Bu defa da farklı, uydurma bahanelerle aylar geçiyor, yıllar geçiyor, bir imza atıp, onay vermiyorlar. Yahu sizinle alıp veremedikleri ne var bunların?

16 milyon insanımızdan ne istiyor bu insanlar? Eskiden bu şehirde taksilerle ilgili kararları sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesi alırdı. Artık taksi konusundaki kararlar İstanbul'dan değil Ankara'dan alınacak diyorlar.

Daha ilginç şeyler var. Mesela bu çok komik; eskiden Gezi Parkı'nın mülkiyeti sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine aitti. 'Yok' dediler 'Gezi Parkı artık bir vakfa ait olacak, biz yöneteceğiz' dediler.

"MİLLİ İRADE KENDİLERİNDEN YANA KARAR VERİRSE HİÇ SORUN YOK"

Daha onlarca örneği sayabilirim. Ama vaktinizi almayacağım. Siz ne yaptınız, bir kere değil; iki kere üst üste belediye başkanı seçtiniz.

Onlar sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp, hapsetmek için mahkemeden karar çıkarttılar. Üstelik, baktılar mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp, başka bir hakim getirerek karar çıkarttılar. Allah aşkına, bu ülkeyi yönetenlerin ey vatandaşlarım sizinle ne dertleri var? Sizinle alıp veremedikleri ne var?

Onları gönderecek 6 siyasi partinin lideri burada. Bakın size bir şey söyleyeyim; bu ülkeyi yönetenlerin sizinle derdi ne biliyor musunuz; bunlar hasta, hem de çok hasta. Bakın sizlere söyleyeyim, bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar alerjisi.

Milli irade kendilerinden yana karar verirse hiç sorun yok, ama başka türlü bir karar çıkarsa başka türlü şekillenirse bütün arızalar başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama yapsınlar nafile!

"HAKSIZLIĞA VE ADALETSİZLİĞE KARŞI BURADAYIZ"

Ne hukuk, ne ahlâk gözetiyorlar. Ne din, ne iman gözetiyorlar, her şeyi yok sayıyorlar. Gözleri hiçbir şey görmüyorlar. Bakın söylüyorum, gözleri hiçbir şeyi görmüyor. Bugün burada işte bu büyük kalabalığı harekete geçiren sizlerin ortak vicdanıdır, ortak vicdanı. Hepimizin birbirimizin için buradayız, haksızlığa karşı buradayız. Haksızlığa ve adaletsizliğe karşı buradayız.

Milyonlarca insan harekete geçiyor. Demokrasi için ayağa kalkıyor. Demokrasi ve özgürlük için, hak, hukuk, adalet için ayağa kalkıyor. Bu bir adalet refleksidir. Sizler ortaya koyduğunuz bu rızanın kanıtıdır. Bunlar açıkçası, vicdansızlığın olduğu, haksız yere milletin mağdur edildiği anlar da olur.

Yetki isterken sizlere ne dedim 'görevi verin bu israf düzenini yok edelim' dedim. Hatta hepinize hesap vereceğimizi, şeffaflıktan asla vazgeçmeyeceğimizi ifade ettim. Kişi, grup, dernek, vakıf, parti, cemaatlere kayırmacılık yaptığınız bu tarz gruplara yakın olmayacağız, herkese eşit olacağız dedik.

İstanbullular benim için seçtiler. İstanbul'da israf düzenine hep birlikte son verdik. Belediyenin kaynaklarının yönünü hep birlikte değiştirdik. Bir avuç insan avucunu yalar oldular, zaten bugün yaşadıklarımız, bugün bize yapılanların tümü işte bu yüzden. Bu sadece israf düzenine son vermekle kalmadık, İstanbul'da insaf düzeni kurdur, insaf düzeni oluşturduk. İnsaf nedir, onların bilmediği şey, vicdana ve mantığa dayanan adalet demektir.

"ARTIK İSRAF DÜZENİNİ MİLLET İSTEMİYOR"

İstanbul 3,5 yıldır vicdana ve mantığa uygun bir şekilde yönetiliyor. İstanbul'da artık hiçbir zaman İstanbullunun kaynağını heba edecek bir düzene asla izin vermeyecek. Artık İstanbullunun vicdansız, mantıksız, adaletsiz, kısacası insafsız yönetime tahammülü yok. Biliyoruz ki, Türkiye de aynen bu şiarla görevini yapan 11 büyükşehir belediye başkanımızın sayesinde Türkiye'de de artık israf düzenini milletimiz istemiyor.

Vatandaşın iradesini yok saymak için bin bir numara çeviriyorlar, aklınıza gelmeyecek işler çeviriyorlar. Cumhuriyet çok değerli bir rejim. Cumhuriyet yöneticilerin yani bizlerin hadlerini bildiği rejimdir. Kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, halkın oylarıyla seçilmiş yöneticiyi haksız, hukuksuz şekilde görevden almak, haddini bilmemektir.

Yüzüncü yılına girerken gururla, umutla yürüdüğümüz Türkiye Cumhuriyeti bu ülke vatandaşlarının kanı, canı hep birlikte mücadele ederek bin bir emeği ile kurulmuştur. Cumhuriyet bu topraklarda yaşayan herkesi eşit olsun, onurlu yaşasın diye kuruldu. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Arkada kimse kalmasın diye kuruldu Cumhuriyet. Atatürk'ün dediği gibi 'Toplumda en yüksek hürriyet, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması için Cumhuriyet kuruldu'. Yüksek hürriyet, eşitlik ve adaleti nasıl kuracağız. Yine Atatürk ifade ediyor, 'milli egemenliğin kurulmasıyla' diyor. Yani egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyor.

"TÜRKİYE, TAM DA BU YÖNÜYLE YOL AYRIMINDADIR"

Türkiye tam da bu yönüyle yol ayrımındadır. Milli egemenliği kayıtsız şartsız kabul edenlerle milli iradeyle alerjisi olanların arasında yol ayrımındayız. Eşitlik ve adaletin sağlanıp korunmasını istiyorsanız, başka yolumuz yok. Milli egemenliği kayıtsız şartsız kabul edenlerin yanında duracağız. 16 milyon İstanbullu, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımız. Adres burası 6'lı Masa, 6 liderin bulunduğu masadır.

Tam da ben bunun için İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olarak 16 milyonun yetki verdiği bir hemşehriniz, kardeşiniz olarak söylüyorum ki, 6'lı Masa'nın en çalışkan neferi olacağım. Bütün genel başkanlarımın hepimizin huzurunda söz veriyorum.

Türkiye'nin işte buna çok ihtiyacı var. Ben ortak akla, ortak aklın iradesine inanıyorum. Toplumun birlikte barış içinde ortak bir geleceği inşa edebileceğine inanıyorum. Onlardan ve onların dikte ettirdiği yok hükmündeki kararlardan asla korkmuyorum.

Benim sığınacak, hakimlerin, savcılarım, mahkemelerim yok. Ama çok şanslıyım benim İstanbullular, milletimiz, benim arkamda 16 milyon hemşehrim, milletim var. Bu milletin birliğine, özellikle bu süreci inşa etmeye karar vermiş bu masanın vatansever liderleri ve onların kurduğu büyük Türkiye ittifakı var.

Sizler şu anda burada tam da bu iradeye büyük güç kattınız. Birazdan sizlerle bir arada olacak saygıdeğer liderler, bu beklentinin iradesini temsil ediyorlar. Buradaki birlik iradesi toplumu yoksulluğa, adaletsizliğe, çaresizliğe mahkum etmeye çalışan iktidarın karşısında ülkenin tek ümidi, yegane çaresi ve en büyük gücüdür. Buradaki irade Türkiye'nin demokratik ve güçlü devlete, huzurlu ve zengin topluma, eşit ve özgür yurttaşların ortak geleceğine kavuşmanın umudu, iradesi ve teminatıdır.

"HEP BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ"

Bu ittifak basiretin ve ferasetin ittifakıdır. Bu irade ve bu ittifak zorla, baskıyla yargı darbesiyle bu ülkeyi yönetebileceklerini, milli iradeye şekil vereceklerini zanneden acizlerin devrine son verecek. Kötülüklerin karşısında olacak, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı duracak. Bugünden itibaren Türkiye için yeni bir dönem açılıyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında hep birlikte işimiz çok. Vatandaşlarımızın her türlü sıkıntısına, ekonomik sıkıntı, bozuk düzeni hep birlikte ortadan kaldıracağız.

Rahmetli Bülent Ecevit'in güzel cümlesi var 'bozuk düzen onarılır' ama bu bozuk düzen bozuk da değil çürümüş düzendir, her şey gibi çürüğe çıkarılmalıdır. Kamplara ayrılmış, kutuplaştırılmış aziz milletimizi hep birlikte birleştireceğiz. Bu tarz uygulamaların en güzel örneklerini 11 büyükşehir belediyesi olarak veriyoruz.

Çare belli. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Önümüzdeki seçimlerde ülkemizde vereceğimiz karar bellidir. Özgür ve demokratik ülkenin kanunlara saygılı, vatandaşları olacağız. Benim umudum çok yüksek. Herkesin eşit olduğu özgür bir Türkiye için çok umutluyum. Sadece küçük azınlığın değil 81 ilimizin, doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine, her etnik kökenin, inancın yaşadığı yerden mutlu olduğu memleket istiyoruz.

Hiç kimsenin yargıyı sopa gibi kullanmadığı, cüret edemediği ortamı hep birlikte başaracağız. Gençlerin çocukların gelecek hayalini hep birlikte güçlendireceğiz. Allah'ıma güveniyorum, yaradanıma sığınıyorum. Çünkü o doğru olanı asla yalnız bırakmaz.

Ezan okurken dün de denk geldi. Dün de vatandaşlarımıza söyledim ki, 'bu akşam güzel yağmur bizi ıslatsın, gönlünüzden geçen duaları edin, iyi insanların kalbinden geçen dualar tereddütsüz yaradan tarafından kabul edilir'. Allah o güzel dualarınızı kabul etsin.

Birazdan ben konuşmamı sakinleştiriyorum. Birazdan genel başkanlarımı davet edeceğim.

Sizlerin bu duruşu, güzel bakışı, içlerinizden geçen güzel dualar şu an benim kalbimi ısıttı. İyi ki varsınız, hepinize teşekkür ediyorum.

"2023 ÇOK GÜZEL OLACAK"

Sizler 3,5 yıl önce sizlerin kararını değiştirmek isteyenlere tam iki kez günlerini gösterdiniz. Yine göstereceksiniz, hiç kuşkum yok. Umudunuz hiç eksik olmasın. Birlikte bu karanlık günleri aşacağız. Asla üzülmeyeceğiz ama daha büyük azimle çalışacağız. Öfkeye kapılmayacağız ama hep birlikte kararlı olacağız. Bu dava bana açılmış dava değil, bu dava parti davası değil, bu dava ülke davası, adalet davası, eşitlik davası.

2023 çok güzel olacak. Yalnız benim ya da senin için değil hepimiz için, bütün vatandaşlarımız için çok güzel olacak. Herkes kazanacak. Çocuklarımız, gençlerimiz kazanacak. Bu akşam bizleri yalnız bırakmadınız, hepinizi çok seviyorum. Her şey çok güzel olacak.

Şimdi çok saygıdeğer genel başkanlarımızı ağırlayacağız. Önce bu güzel makamı ve bu güzel süreci bizlere uygun görüp, adaylığımız sürecini başlatıp, güzel hizmetle başlamamıza vesile olan benim çok kıymetli genel başkanım CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu davet ediyorum."

KILIÇDAROĞLU: HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ DEĞİL, ÜSTÜNLERİN HUKUKU VAR

CHP lideri Kılıçdaroğlu da yaptığı açıklamalarda şunları kaydetti: "11 madde halinde düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım. Kısa bir sunuş olacak. Dikkatle dinlerseniz son derece mutlu olurum. Bir Mevlana der ki adalet kutup yıldızı gibidir. Söz veriyorum adalet ya gelecek.

2- Adaleti dağıtan kişi hukukun üstünlüğü yani yargıç ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır.

3. Adaleti dağıtacak kişi kralın sofrasına, sultanın sofrasına, sarayın sofrasına asla oturmayacak, sofraya oturan alimin verdiği fetvadır yanlıştır ve doğru olmaz.

4. Milli irade. 1921-24 anayasanın birinci maddesi egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin iradesine bugün darbe vurulmuştur. 16 milyon iradesine bir yargıç aracılığı ile darbe vurulmuştur.

5. Adalet bugün yaşadığımız ülkede, adalet temel Türkiye sorununa dönüşmüştür. Sokakta herhangi vatandaşa sorun, emin olun büyük k ısmı bu ülkede adalet yoktur diyecek. Ama bizler 6'lı Masa olarak adalet konusunda kararlıyız, mutlaka getireceğiz.

"YARGIYI İTİBARSIZLAŞTIRANLAR VAR"

Bugün Türkiye'de hiç kimse kendisini güvende hissetmiyor. Üstünlerin hukuku var. Dayısı olana kimse ses çıkartmıyor, bir genç tweet attığı zaman gözaltına alınıyor. Asla ve asla bir daha bu manzaraları yaşamayacaksınız.

6. Yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Ağacın kurdu kendi içindedir. Asla unutmayın. Uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazlar, parti teşkilatından gelenleri hakim, savcılık koltuğuna oturturlar, çetelerle yan yana gezerler. Bu tabloyu da değiştireceğiz. Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz.

7. Güzel bir atasözümüz var, zulmün artsın ki tez zeval bulasın der. Öteden beri bu ülkede zulüm var. Milletvekillerimiz, gazeteciler tutuklandı. İstanbul İl Başkanımız siyasi yasak kapsamına alındı. Bu tablo zulmün arttığı tablodur, bu da yakında zeval bulacaklar demektir ve onları göndereceğiz.

8. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu hakkında verilen karar asla ve asla kabul edilemez. Toplumun vicdanını yaralamıştır. Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize 1 milimlik dahi geri adım attırmayacaktır. Kararlıkla başkanın arkasında duracağız.

"HİÇBİR GÜÇ İMAMOĞLU'NU İSTANBUL'A HİZMET ETMEKTEN ALIKOYAMAZ"

Bizim yeşil alanları beton ormanlarına dönüştürme hevesimiz yok, rantiyecilere hizmet etme gibi görevimiz yok. Her belediye başkanımız halka hizmet eder, halka hizmet hakka hizmettir, biz kuralı böyle biliriz.

Hiç kimse ve hiçbir güç Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul'a hizmet etmekten alıkoyamaz.

9. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri göndereceğiz. Milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz, hiç endişe etmeyin 6'lı Masa kararları bu ülkeye huzuru, bereketi ve adaleti getireceğiz.

10. Bu bir 100 metre koşusu değil, maratondur ve sonuna geldik. 6 ay sonra maraton bitecek, yeni ve güzel bir Türkiye'yi göreceksiniz.

11. Asla başınızı öne eğmeyin. Önümüzde 6 ay kaldı, geliyoruz. Siz de haykırın; iktidar, iktidar, iktidar. İktidar olacağız."

AKŞENER: "BURADAN AYRILMA, SENİN İÇİN BURADAYIZ"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bir büyük haksızlığın iadesi için toplandıklarını belirterek, dün İBB'den ayrıldığında arabasını çeviren Kıymet isimli genç bir kızın İmamoğlu’na vermesi için kendisine atkı verdiğini anlattı.

Bu atkıyı Ekrem İmamoğlu'nun emanet gibi saklayacağını söyleyen Akşener, İmamoğlu'na da "Buradan ayrılma, senin için buradayız." dedi.

Yüzyıl önce olduğu gibi bugün de "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diyenlerin Saraçhane'de olduğunu dile getiren Akşener, bu sesi duymayanların saraylara kapandığını kaydetti.

Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"85 MİLYON TÜRKİYE'NİN DE SENİN YANINDA OLDUĞUNU SARAÇHANE'DEN GÖRÜYORUZ"

"Bir tiyatroya, bir haksızlığa kara cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular diyorsunuz ki 'Saray sizinse Saraçhane bizimdir.' Diyorsunuz ki 'Zulüm sizinse, haksızlık sizinse, sandık bizimdir.' 16 milyon İstanbullunun iradesi burada, millet burada. Demokrasi, milletin iradesi burada ve Ekrem kardeşimin yanında. Gençler diyor ki 'Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat.' İşte bu sese kulaklarını kapatsalar da size, bize 'terörist' deseler de haksız yere Ekrem kardeşimi yargılasalar, cezalandırsalar da bu ses, bu yürek, bu cesaret, bu iyilik, bu demokrasi aşkı, bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki artık 16 milyon İstanbullunun dışında 85 milyon Türkiye'nin de senin yanında olduğunu Saraçhane'den görüyoruz. Hiçbir haksızlık sonsuza kadar sürmez. Hele aziz milletimizde hiç sürmez. Geldikleri gibi, sizin iradenizle gidecekler."

DAVUTOĞLU: "BİZİM MESELEMİZ SİYASET ÜSTÜ BİR MESELEDİR"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da bugün bu meydanda meselelerinin sadece İmamoğlu'nun hak ettiği bir makamı korumak olmadığını söyledi.

Meselelerinin, İstanbul seçmeninin iradesini, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik değerlerini korumak olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Dün yargı bir kez daha siyasallaştı ama bizim meselemiz siyaset üstü bir meseledir. Altı genel başkan olarak buradayız, farklı siyasi partilerdeyiz ama hepimiz aynı gür sesle insan onuru, temel hak ve özgürlükler, demokratik hukuk devleti diyoruz." şeklinde konuştu.

Davutoğlu, altılı masanın dağılmayacağını vurgulayarak, makam, mevki peşinde olmadıklarını, meselenin Türkiye'nin geleceği olduğunu söyledi.

BABACAN: "OLANLARI KABUL ETMİYORUZ''

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da devletin gücünü elinde tutanın zulmettiğini savunarak, "Hepimiz çok öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyoruz. Bu haksızlığı, hukuksuzluğu reddediyoruz. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. Daha evvel Canan Kaftancıoğlu'na yapılan hukuksuzluğu reddediyorum, Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanşlaşmasını reddediyorum." dedi.

Farklı fikirlerden, farklı kimliklerden korkmayan bir Türkiye istediklerini ifade eden Babacan, "Nasıl bir Türkiye'de yaşayacağımızı bu meydan belirleyecek, bu meydan ilk seçimde karar verecek. 85 milyon 1'den büyüktür, Türkiye 1'den büyüktür." ifadelerini kullandı.

UYSAL: ''HEP BERABER 'YETER, SÖZ MİLLETİN' DİYE HAYKIRIYORUZ''

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, tarihi bir günde burada olduklarını, Türk milletinin tarihi yürüyüşünde tarihi kilometre taşının yer aldığı noktada bulunduklarını söyledi.

Büyük üzüntü içerisinde olduğunu dile getiren Uysal, "Bu büyük ülke, bu büyük millet, bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Yekvücut oluyoruz. Hep beraber 'Yeter söz milletin' diye haykırıyoruz." dedi.

Uysal, İmamoğlu hakkındaki mahkumiyet kararına ilişkin, "Bilsinler ki bu kararın nokta kadar milletin vicdanında bir karşılığı yoktur. Bu kararı alanları, aldıranları biliyoruz." ifadelerini kullandı.

TEKİR: "BU KARARI KAMU VİCDANI ASLA HUKUKİ OLARAK KABUL ETMEMİŞTİR"

Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekir ise Genel Başkan Temel Karamollaoğlu'nun küçük bir sağlık sorunu nedeniyle programa katılamadığını söyledi.

İmamoğlu hakkındaki mahkumiyet kararına değinen Tekir, şöyle konuştu:

"Bu kararı kamu vicdanı asla hukuki olarak kabul etmemiştir. Bu karar, kamu vicdanında siyasi bir karar olarak algılanmıştır. Tıpkı yıllar önce yine aynı yerde, aynı makamda bulunan kişi için okuduğu bir şiir nedeniyle verilen kararın algılandığı gibi. Dünden bugüne, adalet mekanizmasına kişisel ve siyasi hesaplarla müdahale edenler mutlaka zaman içerisinde kaybetmişlerdir. Buradan açıkça ilan ediyoruz. Birileri hukuksuzluk yaparken, adaleti çiğnerken, biz hukukun dışına asla çıkmamaya kararlıyız. Hukukun sınırları içinde kalmaya devam edeceğiz."

Kaynak: Diğer

Sonraki Haber