Ekrem İmamoğlu davasında karar açıklandı: 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada karar çıktı. Buna göre İmamoğlu, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Son Güncelleme:

Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı dava başladı. Avukatların reddi hakim talebi reddedildi. İtirazlar devam etti. Mahkeme ret kararını yerinde buldu. Duruşma saat 16:00'da yeniden başladı. Saat 17:30'da mahkeme başkanı hükmü açıklamak için ara verdi. 

KARAR VERİLDİ: 2 YIL 7 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI

Saat 17:55 civarı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada karar açıklandı. İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Böylelikle İBB Başkanı İmamoğlu'na TCK 53 uygulanmış ve siyasi yasak gelmiş oldu. 

ŞİMDİ NE OLACAK?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu hakkındaki kesin karar istinaf mahkemesince verilecek.

SİYASİ YASAĞI CEZA SÜRESİ KADAR OLACAK

Mahkemenin kararını değerlendiren avukat Celal Ülgen, karar kesinleşse bile ceza miktarı nedeniyle İmamoğlu'nun hapis yatmasının mümkün olmadığını ve siyasi yasağın da ceza süresi kadar olduğunu ifade etti. 

İBB Başkanı İmamoğlu hakkındaki kararı değerlendiren avukat Celal Ülgen, sürecin İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesinde ilerleyeceğini belirtti. Cezanın 5 yılın altında olması nedeniyle Yargıtay yolunun kapalı olduğunu vurgulayan Ülgen, karara ilişkin itiraz başvurusunun ardından en az 6 aylık bir istinaf süreci olduğunu ifade etti.

Avukat Ülgen, "İstinaf mahkemesi yeniden delil toplayabilir, yeniden yargılama yapabilir. Mahkemenin böyle bir hükmü onamasının olanağı yok. Ancak yine buradan da bir onama çıkabilir. Süre açısından Yargıtay yolu kapalı. Sadece istinaf başvurusu hakkı bulunuyor. İstinaf Mahkemesi kesin kararı verecek" dedi.

Avukat Celal Ülgen, kararın kesinleşmesi durumunda siyasi yasağın ve seçilme hakkı engelinin de ceza süresi kadar olduğunu vurguladı. Ülgen, "Ceza süresi bakımından cezaevinde yatması mümkün değil. Kesinleşirse girdi çıktı yapacak" değerlendirmesinde bulundu. 

İMAMOĞLU'NDAN İSTANBULLULARA ÇAĞRI: SAAT VERDİ

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından açıklama yaparak yarın saat 16:00'da İstanbulluları Saraçhane'ye çağırdı. İmamoğlu, açıklamasında, "Millet, iradesine liderleriyle sahip çıkıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Akşener, Sayın Karamollaoğlu, Sayın Babacan, Sayın Davutoğlu ve Sayın Uysal’la buluşmak üzere sizleri yarın saat 16.00’da, Saraçhane’de, birliğe ve dayanışmaya davet ediyorum." ifadelerine yer verdi. 

SARAÇHANE BİNASINA GELEN İMAMOĞLU'NDAN MAHKEME SONRASI İLK AÇIKLAMA

Kararın ardından İBB'nin Saraçhane binasının önünde bir araya gelen halka seslenen Ekrem İmamoğlu, ilk açıklamasını yaptı.

İmamoğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Saraçhane’nin değerli ev sahipleri, çocuklar, gençler, hanımefendiler, beyefendiler…

Sevgili yurttaşlarım. Bugün alınan karar işte bu hukuk dışı ve akıl dışı durumun ifadesidir. Bu dava, Türkiye’de yargının içine düşürüldüğü durumun bir özetidir.

"BU KARAR, BU ÜLKEYİ YÖNETENLERİN ÜLKEYE ADALET VE DEMOKRASİ GETİRMEK GİBİ AMAÇLARININ OLMADIĞININ KANITIDIR"

Bu karar, Türkiye yargısı adına utanç vesikasıdır. Bu karar, Türkiye’de adaletin kalmadığının ispatıdır. Bu karar, yargının muhalifleri cezalandırmaya dönük bir aygıta dönüştürüldüğünün en somut ifadesidir. Bu karar, bu ülkeyi yönetenlerin ülkeye adalet ve demokrasi getirmek gibi amaçlarının olmadığının kanıtıdır.

Bu karardan sonra bu ülkede kim adalete güvenebilir? Bu karardan sonra bu ülkede kim mahkemelerden adalet bekleyebilir? “Devlet biziz, ülke bizimdir!” diye düşünen bir avuç insan… Hukuku yok sayarak, milli iradeyle kavga ederek İstanbul’un ve Türkiye’nin geleceğini kendi dar çıkarları etrafında şekillendirmeye çalışıyor…

O bir avuç insan kendi menfaatleri için bu güzel ülkede bozuk bir düzen kurdular. Aldıkları her karar, attıkları her adım kendi çıkarları için. O yüzden bu büyük millet büyük bir yoksullaşma içinde. İşsizlik, hayat pahalılığı, mutfaktaki ateş. Çocuklarımızın umutsuzluğu, vatandaşımızın mutsuzluğunun nedeni bu bozuk düzendir, bozuk düzen.

"O GECE HEPİMİZ SANDIKLARDAN VERİ AKIŞINI DURDURAN O İRADENİN KİME AİT OLDUĞUNU BİLİYORUZ"

Ülke ekonomik uçurumun eşiğinde. Çocuklarımızın gelecekten umudu kalmamış. Bu milletin enerjisini “ahmakça” davalarla harcıyorlar. Bizi bölmeye, ayrıştırmaya ve bir kez daha hile ile kazanmaya çalışıyorlar. Bu bozuk düzenin sahipleri, artık dürüstçe, mertçe mücadele etmeyi bıraktılar. Kendi düzenlerini korumak için her türlü alavereye başvuruyorlar. 

Bu süreç 31 Mart gecesi Anadolu Ajansı’nın İstanbul seçim sonuçlarını milletten gizlemesiyle başladı. Tarihimizde görülmemiş, utanç verici, yüz karası bir uygulamaydı. Hukuka karşı, demokrasiye karşı hileydi. O gece hepimiz sandıklardan veri akışını durduran o iradenin kime ait olduğunu biliyoruz. Hepimiz o kararın hangi saraydan çıktığını çok iyi biliyoruz. O saray, adalet sarayı değildi. 

31 Mart ve 23 Haziran İstanbul seçimlerinde bizzat taraf olan. Adaydan çok aday gibi davranan o irade. İşte o irade bugünkü kararın da arkasındadır. Bu defa da aynı saray aynı kararı dikte ettiriyor.

Değerli dostlar;

‘Görüyoruz ki yargı gerçekten bağımsız değil. Böylece yargının işleyişine adalet ilkelerinin değil, siyasetin egemen olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Siyasi rakiplerimiz, güç ve çıkar odakları, seçim sandıklarında karşımızda duramayacaklarını, önümüzü kesemeyeceklerini iyiden iyiye anlamış olmalılar ki, böyle bir yola başvurdular.

Bu yol yanlış bir yoldur. Çünkü adalet gün gelecek, yargıyı siyasallaştıranlara da lazım olacaktır’

Bu cümleler doğru cümleler. Bu yorumlar doğru yorumlar. Ben de aynen böyle düşünüyorum. Diyeceksiniz ki ‘bu sözler senin değil mi zaten?’ Hayır bu cümleler, ceza aldığı gün dönemin İBB Başkanı, bugünün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri…

Görüyorsunuz değil mi? Nereden nereye?

Millet millet diye çıkanlar bugün “devlet benim”, “ben devletim” diyor. Evet, bu defa da aynı saray millet iradesini gasp etmek için adım atıyor. Atsın ama, sonuç alamayacak. Çünkü sizler çok iyi biliyorsunuz. O irade bugün güçlüymüş gibi görünüyor ama, asla güçlü değil. O irade bugün çaresiz, ne yapacağını şaşırmış. Gücü elinde tutabilmek için her düğmeye basıyor. Yanında hukuka inanan, vicdan sahibi tek bir kimse yok. Yanında milletin birliğine, ülkenin dirliğine çalışan kimse yok.

"İSTANBUL SEÇİMLERİNİ İPTAL EDEREK YAPTIĞINIZ BÜYÜK ADALETSİZLİĞİN HESABINI MİLLET SİZDEN SANDIKTA SORMUŞTU"

Biz, bu tür adaletsizlikler karşısında susmayı ayıp kabul eden bir milletiz. Biz, küçük menfaat grupları için kurulmuş bozuk düzenin önünde eğilmeyiz. Biz bu ülkede, yalnız kendimiz için değil, herkes için adalet isteriz. Biz bu ülkede, güçlü olanın değil, haklı olanın sözü geçsin isteriz.

İstanbul seçimlerini iptal ederek yaptığınız büyük adaletsizliğin hesabını millet sizden sandıkta sormuştu. Yine öyle olacak. Bu yüce millet hak yemeyecek ama hakkını da yedirmeyecek. Bu yüce millet hak yemeyecek ama hakkını da yedirmeyecek.

Ey bozuk düzenin sahipleri, ne yaptığınızı biliyoruz, tüm millet biliyor. Ama şunu iyi bilin: Bizim insanımız; zorla zorbalıkla, hileyle dalavereyle kazananları değil, aklıyla, yüreğiyle, vicdanıyla mücadele edip, şerefiyle kazananları sever. Bizim insanımız; şerefiyle kazananları da şerefiyle kaybedenleri de sever. Az kaldı, halkın gönlünde yerinizin olmadığını göreceksiniz. Az kaldı, sandık gelecek, milletin vicdanının sizin için verdiği hüküm, bir tokat gibi yüzünüze çarpılacak. Az kaldı, bozuk düzeniniz sizi kurtaramayacak.

"BU MEMLEKETİN ATEŞE ATILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Hiç ümitlenmeyin. Gerginlik yaratıp kışkırtmak, sokağa dökmek hevesleriniz kursağınızda kalacak. Bu millet, güle oynaya, el ele, kardeşçe sandığa gidip, coşacak. Bu ülkeden esirgediğiniz adaleti ve demokrasiyi kendi elleriyle tesis edecek. Dünyaya ilham kaynağı olacak. Birbirimizle sevgiyle bakacak, birbirimizle omuz omuza vereceğiz. Özgür, mutlu ve kalkınmış bir Türkiye’yi birlikte kuracağız. Milletimizle, 86 milyon vatandaşımızla bir olacağız, birlikte olacağız. Çocuklarımızın geleceği için hep birlikte daha çok çalışacağız. Bu ülkenin demokratları, muhafazakarları, milliyetçileri, sağ sol demeden bu ülkenin tüm muhalefet partileri, ama en başta da CHP ve İyi Parti olmak üzere Altılı Masa’nın seçmenleri, her renkten, her inanıştan, her kökenden namuslu ve vicdanlı insanlar olarak, yani "Türkiye İttifakı" olarak, bu memleketin ateşe atılmasına izin vermeyeceğiz.

Hep birlikte, inançla yan yana geleceğiz. Bu ülkenin adalete ihtiyacı var. Bu ülkenin merhamete ihtiyacı var. Bu ülkenin umuda ihtiyacı var. Umudunuz eksilmesin. Umudunuzu yüksek tutun. Çünkü biliyorum ki, umutsuzluk adaletin düşmanıdır. Umut, ileri gitmemize izin verir. Güçlü insanların gerçekleri çarpıttığı analarda bile. Bize otur yerine dediklerinde, ayağa kalkmamızı sağlar. Ve sesini kes dediklerinde umut, dik durmamızı ve konuşmamızı sağlar.

"BEN NE HAK YERİM, NE DE HAKKIMI YEDİRİRİM, BU TÜR OYUNLAR BENİ YOLUMDAN ÇEVİREMEZ"

Ben ne hak yerim, ne de hakkımı yediririm. Bu tür oyunlar beni yolumdan çeviremez. Ne yılarım, ne de vaz geçerim. Sadece kendi çocuklarım için değil, bu milletin her bir ailesinin çocuğu için de adil, özgür ve demokrat bir Türkiye kurmak için, bu ülkenin her köyünde, her kasabasında, her şehrinde, insanlarımız hak ettikleri bir hayata kavuşabilsin diye 7 - 24 çalışacağım.

"MAHKUMİYET KARARI, BENİM VİCDANIMDA VE AKLIMDA YOK HÜKMÜNDEDİR"

Ben görevimin başında, aynı enerji ve heyecanla çalışmaya devam edeceğim. Benim açımdan değişen hiçbir şey yoktur. Mahkeme kararının ne yönde kesinleşeceği konusuyla da hiç ilgili değilim. Benim açımdan kesin olan şudur:

Bu bozuk düzenin verdirdiği mahkumiyet kararı, benim vicdanımda ve aklımda yok hükmündedir. Yok hükmündedir. Yok hükmündedir. Siz de öyle hissedin ve öyle davranın. Bugün burada haksızlığa, adaletsizliğe ve hukuksuzluğa sahip çıktığınız için. Her biriniz sağ olun, var olun."

MANSUR YAVAŞ: EL ELE ÇIKTIĞIMIZ BU YOLDA BİZ DAİMA DOĞRUDAN YANA OLACAĞIZ

ABB Başkanı Mansur Yavaş, verilen karar tepki göstererek "Bugün alınan karar adaletten ve hukuktan bağımsızdır. Hiçbir siyasi çıkarın, halkımızın iradesinden üstün olmasını kabul etmiyoruz. El ele çıktığımız bu yolda biz daima doğrudan yana olacağız Başkanım" açıklamasında bulundu.

Açıklamaların ardından yola çıkan ve İBB Saraçhane binasına, Ekrem İmamoğlu'nun yanına gelen Mansur Yavaş, "Başkanımızın arkasındayız, karar yanlış, tartışmaya gerek yok, siyasetin gölgesinde kaldı maalesef." dedi. 

AKŞENER: KUL KURAR, KADER GÜLERMİŞ…

İYİ Parti lideri Meral Akşener, karar açıklamasının ardından resmi hesabından "Kul kurar, kader gülermiş…" şeklinde bir açıklama yaparak, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir fotoğrafını paylaştı. 

AHMET DAVUTOĞLU DA İMAMOĞLU'NA DESTEK İÇİN SARAÇHANE’YE GELDİ

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saraçhane’de bulunan İBB Başkanlık Binası’na geldi. Davutoğlu’nu, bina önünde İmamoğlu karşıladı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saraçhane’de bulunan İBB Başkanlık Binası’na geldi. Davutoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından bina girişinde karşılandı. İkili, binaya giriş yaptıktan sonra açıklama yapmadan görüşmeye geçti.

TBMM'DE KARAR TEPKİ

TBMM Genel Kurulu'nda, muhalefet partileri CHP, İYİ Parti ve HDP'liler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yargılandığı davada verilen cezaya tepki gösterdi.

TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmeleri sürerken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı davada aldığı 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin siyasi parti grup temsilcilerinden ilk değerlendirmeler geldi.

"ZULMÜNÜZ ÇOK OLDU, SONUNUZ YAKIN"

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Siyasi yasak geliyor, tarihi bir çelişki, savrulmadır. Ne boyun eğeceğiz ne tehdit edeceğiz. CHP olarak her zeminde mücadele edeceğiz ama bir gerçek var. FETÖ yöntemlerini aratmadığınız söylenemez. Tarih önünde verebileceğiniz cevaplar yok, biz haklılığımızı anlatırız. Günü gelir bu millet sandıkta bu haksızlığa, vicdansızlığa, kumpasçılığa cevabını verir. Size yapılanın mislini planlaya tasarlaya bu hale getiriyorsunuz, zulmünüz çok oldu, sonunuz yakın" dedi.

'HALK EGEMENLİĞİ İLKESİ İKTİDAR TARAFINDAN RAFA KALDIRILMIŞTIR'

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ise "Halk egemenliği ilkesi iktidar tarafından rafa kaldırılmıştır. Sadece İstanbulluların değil bütün vatandaşlarımızın hakkı çiğnenmiştir. Bu mağduriyeti ilk yaşayan tartışmalı mahkeme kararıyla siyasi hakları elinden alınmış bir Cumhurbaşkanımız var. Seçim arifesinde önümüzdeki süreci şaibeli hale getirecek mahkeme kararlarına karşıyız. Karar yargıda vesayetin delili olarak demokrasi tarihimize geçecektir" diye konuştu.

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç da "Hukuksuz, halkın iradesine yönelik çok açık saldırı olan bir karardır" ifadesini kullandı. AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ise "Anayasamıza göre; görülmekte olan dava hakkında görüşme yapılamaz beyanda bulunulamaz. Bağımsız ve tarafsız yargı kendi kararını verir. Kararın; kesinleşmesi, bozulması, yargı yolu açık olmak üzere ortaya çıkacaktır. Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirilmesi doğru değildir" dedi. 

KARAMOLLAOĞLU: MİLLET İRADESİNİ GÖRMEZDEN GELENLER DÜN KAYBETMİŞTİR, BUGÜN VE YARIN DA KAYBEDECEKTİR

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da, karar karşı çıkarak "İBB Başkanı Sn. Ekrem İmamoğlu hakkında verilen karar vicdani ve hukuki değildir! Adalet mekanizmasını siyasetin elinde adeta bir kılıç gibi kullanan bu anlayış kaybetmeye mahkumdur! Millet iradesini görmezden gelenler dün kaybetmiştir, bugün ve yarın da kaybedecektir!" şeklinde bir paylaşımda bulundu. 

AKŞENER, DAVA İÇİN ANKARA'DAN YOLA ÇIKMIŞTI

İYİ Parti lideri Meral Akşener, sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak, "Ankara’dan yola çıktım, Saraçhane’de görüşürüz Ekrem İmamoğlu" dedi ve İstanbul'a geldi. 

İDDİANAMEDEN

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İBB başkanlığı seçiminin 6 Mayıs'ta iptal edildiği, yenilenen seçimde Ekrem İmamoğlu'nun seçildiği, 4 Kasım tarihli basın açıklamasında YSK üyelerine hakaret ettiği öne sürülüyor. İddianamede İmamoğlu'nun 'Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret' suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar cezalandırılması isteniyor. İddianamede dönemin YSK Başkanı Sadi Güven'in de aralarında olduğu 11 kişinin mağdur olduğu belirtiliyor.

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber