'Koronavirüs ile savaş 21 gün sürecek' demişti...
Dünyanın gözü koronavirüs ile mücadelede korkunç bir krizin içine düşen Hindistan'a çevrildi. Tüyler ürperten görüntüler, pandemi yokmuş gibi yapılan festivaller, eleştirilen açıklamalar... Oklar Başbakan Modi'ye dönerken kötü yönetim, yolu Türkiye'ye de uzanan bir varyant doğurdu...
Koronavirüsten en sert biçimde etkilenen ülkeler arasında yer alan Hindistan, son günlerde korkunç bir tabloyla karşı karşıya. Kötü yönetim, yolu Türkiye'ye de düşen ve daha tehlikeli olduğu tahmin edilen yeni bir varyant da doğurdu. Toplam vaka sayısı 18.7 milyona ulaşan ülkede resmi kaynaklara göre 208 bin 330 kişi Covid-19 nedeniyle şu ana kadar yaşamını yitirdi.
Dünyada en çok vakanın görüldüğü ikinci, en çok can kaybının yaşandığı da üçüncü ülke konumundaki Hindistan, 1 milyar 391 milyonu aşkın nüfüsunun tahminlere göre yaklaşık 800 milyonluk yetişkin kısmını aşılamak durumunda.
7 ÜLKENİN TOPLAMINDAN FAZLA AMA...
Our World in Data verilerine göre Hindistan'da 28 Nisan itibarıyla toplam 122.54 milyon kişiye en az bir doz aşı uygulandı. Bu sayı aynı tarihli verilere göre Hindistan'ı sırasıyla takip eden Birleşik Krallık, Brezilya, Almanya, Fransa, Türkiye, Şili ve İsrail'de uygulanan dozların toplamından fazla.
Lakin Hindistan çok kalabalık! Uygulanan dozlar nüfusa oranlandığında Hindistan, sıralamada yukarıda saydığımız ülkelerin hepsinin gerisinde yer alıyor. 28 Nisan tarihinde Hindistan nüfusunun yüzde 8.88'i en az bir doz aşıya ulaşabildi. Fikir vermesi açısından kıyaslamak gerekirse Türkiye için bu oran yüzde 16.02 seviyesinde...
Tüm bunların yanında Hindistan için asıl problem şimdilik aşı değil. Toplumsal bağışıklığa giden en sağlıklı yol olan aşılara erişebilmek de dev Güney Asya ülkesi için çok büyük bir sorun elbette ancak hastanelerdeki oksijen yetersizliği, vefat edenlerin yakıldığı krematoryumlarda yer bulunamaması ve genel salgın politikası, aşılama hızındaki yetersizlik ile birlikte krizin ayaklarını oluşturuyor.
Bu ayaklardan biri ise aslında belli bir kesime göre sorunun tam da merkezinde yer alıyor: Başbakan Narendra Modi...
Başbakan Modi ve partisi BJP (Hindistan Halk Partisi, Bharatiya Janata Party) salgın öncesinde de politikalarıyla eleştirilerin odağında yer almaktaydı. 2014'te göreve gelen ve Müslümanlık karşıtı söylemleri ve uygulamalarıyla tepki çeken Modi, popülist sözleri nedeniyle de eleştirilerin odağı olmuş durumda.
MODI HÜKÜMETİNİN 'MÜSLÜMANLIK KARŞITI' OLARAK YORUMLANAN KARARLARI
*Hindistan’daki göçmenleri, Müslüman değillerse affetmeyi öngören ve bu sayede, komşu ülkelerdeki baskılardan kaçan Hindu, Sihler, Budistler, Hristiyanlar gibi ülkedeki dini azınlıkların vatandaşlık başvurularını hızlandırmayı amaçlayan Vatandaşlık Düzenleme Yasası din kaynaklı ayrımcılığı yasaklayan Hint anayasasındaki vatandaşlık şartlarının ilk kez değişmesi anlamına geliyordu.
*Hindistan’ın kuzey doğusundaki Assam sakinlerinin, Bangladeş’in Pakistan’dan ayrıldığı 24 Mart 1971 tarihi öncesinde Hindistan’a geldiklerini kanıtlaması gerekiyor. Kanıtlayamayanlar, kaçak yabancı statüsüne alınıyor. Bu vatandaşlık kaydı meselesi ile Assam’da 2 milyonun üzerinde kişinin vatandaşlıktan çıkarıldığı aktarılıyor. 32 milyon nüfuslu Assam'ın üçte biri Müslüman. Bu oran, Hindistan idaresindeki Keşmir’in ardından ülkedeki en büyük oranı oluşturuyor.
Bu uygulamalar ve partinin toplumu kışkırtan söylemleri linç girişimlerine ve toplumsal şiddet olaylarına da sebep olmaktaydı. Müslümanlık karşıtı ve daha geniş çapta ayrımcı politikalarının yanı sıra yukarıda bahsettiğimiz gibi Modi'nin popülist söylemleri de başlı başına problem.
'KORONAVİRÜS SAVAŞI 21 GÜN SÜRECEK!'
Öyle ki salgının başlangıcında Mart 2020'de Hindistan'ın Covid'le vereceği savaşı ülke tarihinin destansı zaferlerinden biri olarak görülen Mahabrahat'a benzeten Modi, “Mahabrahat Şavaşı 18 günde kazanıldı, koronavirüs savaşı ise 21 gün sürecek” demişti.
Modi'nin bu sözlerinin üzerinden neredeyse 400 gün geçti. Maalesef salgınla mücadele, Hindistan için bir zafer olmaktan çok uzak. 28 Nisan 2021'de 386 bin 888 vaka açıklayan ve korkunç bir rekor kıran Hindistan'da hükümet, salgının başında çok tartışılan bir hamle yaptı.
22 Mart'ta 14 saatlik gönüllü sokağa çıkma yasağı ilan eden ve bunu yasaktan dört saat önce duyuran Modi, paniğe neden oldu. Alışveriş yapmak için insanlar marketlere akın etti, güvenlik güçleri vatandaşlara müdahale etmek zorunda kaldı.
GÖÇMEN İŞÇİLER...
Daha sonra ise 25 Mart'ta ulusal çapta sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 21 günlük ilk yasakta vatandaşlar, istisnai durumlar dışında evlerden bile çıkamazken günlük kazandığı parayla geçimini sağlayan göçmen işçiler şehirlerden köylerine, kasabalarına binlerce kilometre yol teperek geri döndü. Tahminlere göre vatandaşlara herhangi bir maddi desteğin sağlanmadığı bu tersine göç, yayılmayı hızlandırdı. Virüs, görece sağlık hizmetlerinin daha yüksek standartta olduğu kentlerden oldukça kısıtlı imkânlara sahip olan ve vakaları tespit etmenin çok zor olduğu kasabalara dağıldı...
Modi, tarihler 28 Ocak 2021'i gösterdiğinde ise Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda tarihi bir konuşma yaptı. Ünlü yazar Arundhati Roy, The Guardian için kaleme aldığı makalesinde söz konusu konuşma için şunları söylüyor:
“Modi; Avrupa ve ABD'de insanlar, salgının ikinci dalgasının zirvesinde acı çektiği bir dönemde konuştu. Acılarını paylaşan tek bir ifadesi yoktu, sadece Hindistan'ın altyapısı ve Covid'e karşı ne kadar hazırlıklı olduğu hakkında uzun ve hasetli bir övünme vardı. Konuşma metnini indirdim çünkü tarih, Modi rejimi tarafından -çok yakında- yeniden yazıldığında bu konuşmanın yok olacağından ya da bulunmasının zorlaşacağından korkuyorum.”
MODI, 'HİNDİSTAN, İNSANLIĞI BÜYÜK BİR FELAKETTEN KURTARDI' DEMİŞTİ!
Peki Modi, 28 Ocak tarihli konuşmasında ne diyordu:
“Dostlar, bu gergin dönemde 1.3 milyar Hindistan vatandaşından güven, pozitiflik ve umut mesajı getirdim... Hindistan'ın tüm dünyada koronadan en çok etkilenen ülke olacağı tahmin ediliyordu. Hindistan'da 'bir korona enfeksiyonu tsunamisi' olacağı söylendi, birileri 700-800 milyon Hint'in enfekte olacağını söylerken, diğerleri 2 milyon Hint'in öleceğini söyledi.
Dostlar, Hindistan'ın başarısını başka bir ülkenin başarısına bakarak değerlendirmenizi tavsiye etmem. Dünya nüfusunun yüzde 18'ine ev sahipliği yapan bir ülkede, o ülke, koronayı etkin bir şekilde kontrol altına alarak insanlığı büyük bir felaketten kurtardı.”
YÜZ BİNLERİN BİR ARAYA GELMESİNE GÖZ YUMULDU
Gelinen noktada Modi haksız çıktı, erken böbürlendi, belki de salgını hafife aldı ancak şubat ayının başında Magh Mela'da, nisan ayının başında ise Kumbh Mela'da yüz binler Ganj Nehri kıyısında bir araya geldi. Bu iki dini festivalde sosyal mesafe unutuldu, mart ayının sonunda ise Holi adı verilen bahar festivalinde artan vaka sayılarına aldırış etmeyen kalabalıklar buluştu.
Bu törenlere izin veren hükümet eleştirilerin odağına çekilirken Sağlık Bakanı Harsh Vardhan, hükümetin çizgisini savunarak, nüfusa göre ölüm oranının en düşük olduğu ülke olduklarını ve oksijen stoğunun yurt dışından gelenler ve başka kaynaklardan gelen desteklerle yeterli düzeyde olduğunu öne sürdü. Ancak dünya çapında ajanslardan gelen görüntüler, başka bir hikâye anlatıyor. Oksijen bulabilmek için, tedavi için hastane kapılarında yalvaran hasta yakınlarının görüntüleri tüyleri diken diken ediyor...
Bunların yanında Hindistan'ın veya herhangi bir ülkenin virüsle mücadelede yaşadığı zorluklar, aslında tüm dünyayı etkiliyor. Hindistan varyantının yayılımı önlenemezken yeni mutant B.1.617, Türkiye'ye kadar ulaştı. Daha hızlı yayıldığı ifade edilen yeni mutasyon, yeni ve tehlikeli bir sürecin habercisi olabilir. Elimizdeki tek yol, kısıtlamalar ve hızlıca toplumsal bağışıklığa ulaşmak.
İşte Hindistan varyantı hakkında bildiğimiz her şey!
Ancak Hindistan bu noktada da oldukça kritik bir görev üstlenmiş vaziyette. Dünyanın en büyük aşı üreticisi Serum Enstitüsü, Hindistan'da. Vakaların artışının dünyanın geri kalanını zincirleme etkileyecek olmasının nedenlerinden biri de bu.
Mart ayında hükümet, Oxford-AstraZeneca aşısının ihracatını durdururken, kesintiden düşük ve orta gelirli ülkelere aşı gönderen BM destekli Covax programı da etkilenecek. Programın ortaklarından Küresel Aşı İttifakı (Gavi), pazartesi günü yaptığı açıklamada Hindistan'ın tedariklere ne zaman devam edebileceği konusunda haber beklediklerini söyledi.
Yanlış kararlar, süreci yanlış yorumlamalar, popülist söylemler ve politikalar böylesi bir süreçte korkunç sonuçlar doğurabiliyor ve iç siyaset sahnesi hedef alınarak verilen kararlar, pandemi gibi global bir krizde evimiz Dünya'nın maalesef her noktasını, her sahnesini etkiliyor...
metin.aktasoglu@haberglobal.com.tr
Kaynaklar: BBC, The New York Times, Reuters, The Guardian, Hindistan Hükümeti Basın Enformasyon Bürosu
Kaynak: Web Özel