Göllerin belası dip çamuru! Neden oluşur, nasıl kurtuluyoruz?
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Van Gölü'nden 500 bin metreküp dip çamuru çıkarıldığını duyurdu. Çalışmalar hala devam ederken göllerin belalısı olan dip çamurunun nasıl oluştuğuna dair sorular akıllara da gelmekte. Peki dip çamuru neden olur? Ne kadar tehlikeli?..
Van Gölü bir süredir kötü koku ve görüntüye sebep olan dip çamuru ile zor günler geçirmekte. Hayvancılık faaliyetlerden kaynaklandığı ifade edilen kirlilik azaltılıp, Van Merkezi Atık Su Arıtma Tesisi devreye alındıktan sonra, Van Gölü Havza Koruma Eylem Planı kapsamında, dip çamurunu temizleme çalışmaları hayata geçirildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum 500 bin metreküp dip çamuru çıkartıldığını ifade ediyor. Geçmişte Haliç'in ve Küçükçekmece Gölü'nün de belalısı olan dip çamuru, atıklar ve nehirler yoluyla da oluşabilmekte.
Şöyle ki İBB'nin Haliç'e dair raporlarında sadece 1997'den 1998'e kadar yapılan tarama çalışmalarında 5 milyon metreküp sulu çamur bertaraf edildiği ifade edilmekteydi.
GELECEK YIL YAZ GELMEDEN BİTECEK
Peki dip taraması Van Gölü için neden zorunlu hale geldi? Çalışmalarda görev yapan Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Su ve Toprak Yönetimi Daire Başkanı Menderes İşçen iki çok önemli faaliyetin bunu zorunlu hale getirdiğini vurguluyor:
“Bu faaliyetlerden biri yıllardır atık sularının arıtılmadan göle deşarj edilmiş olması. Bir diğeri de hayvancılık faaliyetlerinden kaynaklı atıkların göle kontrolsüz bir şekilde bırakılması.”
Akla gelen bir diğer soru da dip çamurunun nasıl oluştuğu...
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Hidrobiyolog Dr. Erol Kesici, “Uzun zamandır dile getiriyorduk. Van Gölü dip çamuru durumu çok tehlikeli. İçme suyu kaynağı olan Beyşehir ve Eğridir göllerinde de aynı sorun mevcut. Dip çamurlarında ağır metaller bulunuyor. Tarım ve içme suyu için tehlike oluşuyor” diye konuşmakta.
'GÖLLERİN MÜSİLAJI'
Ağır metallerin muhtemel etkilerine de vurgu yapan Dr. Kesici problemi şöyle açıklıyor:
“Bu ağır metaller, siyanobakteri dediğimiz mavi yeşil alglerle beraber suda yemyeşil örtü oluşturuyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Biz buna göllerin müsilajı diyoruz.”
Temizleme çalışmalarının göl tabanına zarar vermeden dikkatli bir şekilde yapılması gerektiğini “İş makinesi sokup tabanı taradığınız zaman golün ekosistemi yok olur” ifadeleriyle vurgulayan Dr. Kesici, dip çamurunun nasıl oluştuğunu da şu şekilde aktarıyor:
“Dip çamurunu oluşturan ana unsurlar; erozyonla gelen atıklar, tarımsal atıklar ve evsel atıklar... İkinci temel neden ise kıyılarda yapılan yol, tarla, bağ, bahçe gibi işgaller. Hayvan üretimi de kıyı yapılarının değişmesi de etkili oluyor.”
Mardin Artuklu Üniversitesi'nden Dr. İhsan Alacabey ise dip çamurunun analiz edilmesi gerektiğinin altını çizerken “Dip çamurunda ağır metallerin birikmesi bizim kirlettiğimizi gösteriyor. Orada sanayi olduğu vakit göl de kirleniyor. Dip çamurunu bir kum tabakası gibi düşünebilirsiniz. Toprağın farklı bir şeklidir” diyerek çamurun yapısına dair de bilgi vermekte.
'SODALI BİR GÖL VE ÇOK HASSAS...'
Dr. Kesici ise Van Gölü'nün özel durumundan söz ediyor ve “Van Gölü zaten sodalı bir göl ve çok hassas bir yapıya sahip. Suların çekilmesi ile birlikte inci kefallerinin yaşamı da tehlikeye giriyor. Su çekilmesi ile bu kefallerin nehirle bağlantısı kopuyor” ifadelerini kullanıyor.
Dr. Ekici, Türkiye'nin en büyük gölünün kendine has özelliklerini aktarmaya şöyle devam ediyor:
“Van Gölü içerisinde mikrobiyalitler (dikitler ya da damlataş mağarasındaki sarkıtlar gibi yapılar) oluşuyor. Göl tabanında 20-25 metrelik dikitler var. Çok da değerli, dünyada ender görülen bir olay.”
'BURANIN ÇOK İYİ KORUNMASI GEREKİYOR'
Pek çok göl gibi Van Gölü de kendini temizleme özelliğine sahip bir göl. Ancak Van Gölü gibi sodalı göller daha hassas. Dr. Ekici, “Buranın çok iyi korunması gerekiyor. Gölün etrafı perişan durumda. Yılların birikimi var...” derken çalışmada yer alan Menderes İşçen de “Bu çamur çok uzun süreden beri burada biriktiği için çok sert ve katı bir hal almış. Su kalitesinin de bozulmasına sebep oluyor. Hem görsel açıdan bir kirlilik oluşuyor hem de yaz aylarında ciddi bir koku problemine sebep oluyor” ifadelerini kullanarak çalışmaların gölün hidrolojik yapısına uygun bir şekilde dikkatle sürdürüldüğünü aktarıyor.
Kaynak: Web Özel