Enkazdan 30 saat sonra çıktı... Tıbbi olarak 'mucize kurtuluşlar' nasıl yaşanıyor?

Depremin vurduğu bölgelerden enkaz altından kurtarılan vatandaşların sevindirici haberleri geliyor. Arama-kurtarma çalışmaları devam ediyor fakat bir yandan soğuk hava hem kurtarma personelini hem de enkaz altındaki depremzedeleri zorluyor. Peki enkaz altında hangi şartlar dayanıklılığı arttırıyor?

Son Güncelleme:

Depremin üzerinden 48 saatten uzun bir süre geçti ve afet bölgelerinden zaman zaman sevindirici haberler de gelmekte. Diyarbakır'da 31 saat sonra enkaz altından bir kadın çıkarılırken Hatay'ın İskenderun ilçesinde ve Gaziantep merkezde yıkılan binaların enkazından yaklaşık 34 saat sonra iki kadın yaralı olarak kurtarıldı. 

Hatay'ın İskenderun ilçesinde Burcu Arlı, 34 saat sonra enkaz altından kurtarıldı. Fotoğraf: AA

Türkiye tarihinde enkaz altından en uzun süre sonra çıkarılan kişi 1999 Marmara depreminde kurtarılan 5 yaşındaki İsmail Çimen olmuştu. "Mucize bebek" olarak da adlandırılan Çimen, depremden tam 7 gün sonra enkaz altından çıkarılmıştı. Aynı depremde 97 saat sonra kurtarılan Yüksel Er'in ise, enkazdan çıkarılırken kendinden 13 saat önce kurtarılan oğlu ile "çak" yapması günlerce konuşulmuştu. Peki bir kişinin enkaz altında uzun süre kalabilmesi için ne tür şartlar ortada oluyor?

Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli, herhangi hayati bir yarası olmayan depremzedenin su almadığı sürece 72 saatte böbrek problemleri yaşadığını söylüyor. İkizceli, bir insanın susuz şekilde 3 gün ila 1 hafta arasında hayatta kalmasının mümkün olduğunu ifade ediyor. Ancak İkizceli, sadece su alınıp gıda alınmadığı durumlarda kişinin vücudundaki yağ kitle endeksine göre 2 aya kadar hayatını sürdürebileceğini ifade ediyor. Prof. Dr. İkizceli, çok sıcak havalarda su kaybının arttığını ve susuzluktan hayati tehlikenin daha çabuk gerçekleştiğini belirtirken, yeni doğan çocukların vücutlarının vücutlarında suyun daha hızlı tükendiğini belirtiyor.

SOĞUK HAVALARDA HİPOTERMİ RİSKİ...

İkizceli, hipoterminin (vücut sıcaklığının düşmesi) hayatta kalma süresini susuzluktan çok daha hızlı kısalttığını dile getiriyor. Vücut sıcaklığının 35 derecenin altına düşmesinin hipotermiye yol açtığını söyleyen İkizceli, içinde bulunduğumuz kış mevsiminde hipoterminin çok daha tehlikeli olduğuna dikkat çekiyor. İkizceli "35 derecenin altında hareketsizlik başlar, 34 derecenin altında uyku başlar. Bunun ardından yavaş yavaş uyuyarak vücut ısısı hızla düşer ve 30'un altında yaşamsal fonksiyonlar tehlikeye girer" diyor. Hareket eden insanda hipotermi gelişmediğini belirten İkizceli enkaz altında duran depremzedelerde hareketsizliğin hipotermiyi hızlandırdığını söylüyor.

'HAYATİ BİR YARA OLMASA BİLE KURTULUNCA ÖLÜMLER GÖRÜLEBİLİYOR'

Hayati organları zarar görmese bile enkazdan kurtulan depremzedelerin hayatlarını kaybedebildiğini ifade eden İkizceli, bu durumu ise şöyle açıklıyor:

"Baskı hayati organlarına olmasa bile depremzelerin sıkışan yerlerinde doku gelişmediğinden ötürü bu bölgelerde toksik maddeler birikebiliyor. Bu tarz kazazedelerin kurtarılma işlemleri devam ederken, mümkünse damar yolu açılarak bu kişilere bol sıvı verilmesi lazım."

SOĞUK HAVA SU KAYBI KONUSUNDA AVANTAJ

Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu da suyun önemine vurgu yapıyor ve ekliyor: "Ancak susuzluk iki ila 3 gün içinde sıkıntı yaratır."

Bu durumun yüzde yüz 3 gün içinde can kaybına sebebiyet verebileceği anlamına gelmediğinin altını çizen Karcıoğlu, soğuk hava koşullarında daha az, sıcak hava koşullarında daha çok su kaybı olacağını söylüyor. Karcıoğlu "Şu an soğuk hava koşulları su kaybı açısından avantaj. Hava koşullarına göre 5-6 gün yaşayan dahi oluyor" diyor.

 'ÇOCUKLAR TRAVMALARDA YETİŞKİNLERE GÖRE AVANTAJLI'

Karcıoğlu, darbeye bağlı travmalarda ise çocukların yetişkinlere göre daha avantajlı olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Enkazdan özellikle çocukların çıkartıldığını görüyorsunuz. Çocuklar travma açısından yetişkinlere göre çok daha dayanıklıdır. O yüzden trafik kazalarında çocuklar yetişkinlere göre daha az hayatını kaybeder. Ancak çocuklar hipotermi konusunda yetişkinlere göre daha zayıftır. Çocuklar hipotermiden yetişkinlere göre daha çabuk etkilenmekte."

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber