Bir afet bölgesinde hijyenin önemi nedir? 'Taşınabilir tuvaletler...'

Türkiye enkaz altında kalanlar için dua ediyor. Arama kurtarma ekipleri ellerinden gelen imkanlarla mücadele halinde. Uzmanlar deprem bölgelerinde bulaşıcı hastalıklar için de uyarılarda bulunuyor.

Son Güncelleme:

Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden dört gün geçti. Afet bölgelerinde arama-kurtarma çalışmaları da hız kazandı. Deprem bölgesinden yapılan yardım çağrılarında ise en büyük ihtiyaçlardan birinin tuvalet olduğu vurgulanıyor. Halk sağlığı uzmanları, deprem bölgelerinde hijyenin büyük önem taşıdığına ve bu bölgelerde her zaman bulaşıcı hastalık risklerinin mevcut olduğuna dikkat çekiyor.

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz, depremin bütün su ve kanalizasyon altyapısını bozduğuna işaret ederek, “Bu nedenle şebeke suları çeşitli kirleticilerle kirlenebilir ve bu da bulaşıcı hastalık kaynağı oluşturabilir” demekte. Şaşmaz, deprem bölgelerinde sağlıklı içme ve kullanma sularına erişim olmazsa suyla bulaşan ve ishalle seyreden bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkabileceğini kaydediyor.

'SAHRA TUVALETLERİ KURULMALI'

Şaşmaz, kanalizasyon sisteminin hasar görmesi durumunda gıda ve içecek su güvenliğinin de tehlikeye girdiğini söylerken, insanların tuvalet ihtiyacını giderebileceği sağlıklı ortamların oluşturulması gerektiğini belirtiyor. Şaşmaz bu konudaki sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Portatif tuvaletler yerine, insanların topluca yaşadığı yerlere uygun seyyar tuvaletler yapılması gerekir. Çünkü taşınabilir tuvaletlerin kendi hijyen sorunu da olacaktır. Yerel ve merkezi yönetimler ile AFAD tarafından sahra tipi tuvaletler kurulması daha uygun.”

Şaşmaz ayrıca, içme suyu ihtiyacı karşılanmasının önemine dikkat çekerek, “Ambalajlı su önerilir, yerel sular kullanılacaksa da muhakkak kaynatılıp soğutulması lazım. Bölgede bulaşıcı hastalıkların önüne geçilmesi için sağlıklı yerleşim alanlarının kurulması gerek” değerlendirmesini yapıyor.

Deprem bölgelerinde yemeklerle şebeke suyunun temas etmemesi büyük önem taşıyor. Fotoğraf: AA

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Recep Akdur da deprem bölgelerinde tuvaletin gerçekten ciddi bir durum olduğunu vurguluyor ve şunları söylüyor:

En pratik çözüm mobil tuvalettir ancak 13 milyonun etkilendiği bir olayda mobil tuvaletlerin yeterli olmayacağını düşünüyorum. Onun yerine bir an evvel özellikle toplanma yerlerine sahra ya da hendek tuvaletleri kurulması lazım.”

Akdur, “İlk etapta kuru tuvaletler, ilerleyen zamanda da kanalizasyona bağlı tuvaletler kurulması lazım. Bir de bu tuvaletlere su bağlanmadığı sürece ortam hijyenik olmaz” demekte. Uzman isim kolera veya tifo benzeri salgınlara dikkat çekiyor. Akdur ayrıca, şebeke sularının sağlam olduğu duyurulmadan özellikle içmede ambalajlı sular kullanılmasının önemine işaret ediyor ve ekliyor:

“Yemekler mutlaka seyyar mutfaklardan verilmeli ve olabildiğince tek kullanımlık tabak çatal gibi malzemeler kullanılmalı. Toplanma alanlarında büyükçe bir çukur açılmalı ve çöpler bu çukurlara gömülmeli.”

Kurulan toplu yaşam merkezlerine sahra tuvaleti de yapılması gerektiği belirtiliyor. Fotoğraf: AA

 PEKİ SOLUNUM HASTALIKLARI SALGINLARI?

Prof. Dr. Şaşmaz, havanın soğuk ya da sıcak olmasının bulaşıcı hastalıklar yönünden farklı sorunları beraberinde getirebileceğine dikkat çekerek, “Soğuktan dolayı insanların kapalı alanlarda bulunması hava yoluyla bulaşan hastalıkların artmasına daha çok neden olur.” ifadesine yer veriyor. Prof. Dr. Akdur ise, “Vatandaşlarımız bu tür yerlerde maskesiz dolaşmasınlar, bilindiği üzere şu anda dört tane solunum hastalığı virüsü dolaşımda. Bu noktalarda çıkabilecek solumu yolu salgınları, depremden bile çok kayıplara neden olabilir.

TETANOZ ÖNLEMLERİ

Uzmanlar deprem bölgelerinin tetanoz açısından riskli olduğunun da altını çiziyor. Şaşmaz, yaralılara tetanoz aşısı yapılmasının öneminin büyük olduğunu anımsatarak, sağlık çalışanlarının gerektiği durumlarda tetanoz aşısı ve tetanoz serumu uyguladıklarını söylüyor.

Akdur da bu konuda, “Arama-kurtarma çalışmalarına katılanlara ve yaralılara birer doz tetanoz aşısı yapılmasında yarar var” diyor.

ENKAZLARA KİREÇ KAYMAĞI GEREKLİ Mİ?

Kireç kaymağı ve klor tozu gibi uygulamalar 1999 Marmara Depremi'nde de gündeme gelmişti. Şaşmaz bu uygulamalara ilişkin olarak ise, enkaz altında ölen kişilerin bir enfeksiyon kaynağı haline geldiğini ve naaşların uygun şekilde defnedilmesi gerektiğini belirtiyor. Şaşmaz, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Yerel yönetimler ihtiyaç duydukları zaman kireç kaymağı kullanabilirler. Ölen kişilerin kimlik tespiti yapılmalı ve yerelde defin bölgeleri oluşturulmalı.”

 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber