Avrupa'nın en yükseği İstanbul: Burası da batar mı? | Taşı, toprağı gökdelen...

New York Manhattan'da gökdelenlerin her yıl birkaç milim battığının ortaya çıkması gözleri depremi bekleyen megakent İstanbul'a çevirdi. Uzmanlar, özellikle dere yatağı, alüvyon ve gevşek zemin gibi yerlerdeki yüksek yapılarda risk olabileceğini söyledi...

Son Güncelleme:

ABD'nin New York kentindeki gökdelenlerin olağanüstü ağırlıkları nedeniyle her yıl 1-2 milimetre battığının ortaya çıkması gözleri İstanbul'daki duruma çevirdi. New York'taki gökdelenlerin batma riskine yönelik yapılan son araştırmanın bulguları Earth's Journal adlı bilimsel dergide yayımlandı. Makalede, 8 milyondan fazla insanın yaşadığı kentteki bazı bölgelerde 'batma oranının' 2 katına çıktığı vurgulanırken, kenti çevreleyen su kütlesinin ise 1950'den beri yaklaşık 22 santimetre yükseldiğine yer verildi. Mevcut durumun devam etmesi halinde, gelecekte büyük riskler oluşabileceğine dikkat çekilen araştırmada, ünlü Empire State Building ve Chrysler Building'in 140 milyon filin ağırlığına denk geldiğine de dikkat çekildi.

New York sınırları içindeki Manhattan, adeta gökdelenler adası olarak biliniyor. Fotoğraf: Reuters

New York'taki yapı stoğunun zemindeki etkisine yönelik araştırmanın ardından, Türkiye’nin en fazla nüfus ve konuta sahip ili İstanbul’daki durum merak konusu oldu. Çünkü İstanbul 100 gökdelen ile Avrupa'da 100 metre üzeri gökdelen bulunan şehirler sıralamasında başı çekiyor. İstanbul'u 72 yapı ile Paris takip ediyor, üçüncü sırada ise 52 yapı ile Londra yer alıyor.

Megakentte 16 milyondan fazla kişi ikamet ediyor ve 1 milyon 160 binden fazla bina bulunuyor. Kentteki gökdelenler ise Zincirlikuyu-Maslak hattı, Esenyurt ve Ataşehir'de yoğunlaşırken, uzmanlar ise özellikle gevşek ve alüvyon zeminlerdeki yüksek yapıların risk altında olduğunu söylüyor.

GEVŞEK ZEMİNLER RİSKLİ

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, İstanbul'un genelde kaya zemin üzerinde yükselen bir kent olduğunu, Manhattan'ın ise denizin çevrelediği gevşek zemine sahip bir ada üzerinde kurulduğunu ifade ediyor. New York'un bazı bölgelerinde 100 yıllık süreçte 9 metreye varan zemin oturmaları tespit edildiğini dile getiren Alan, “İstanbul'daki zemin ağırlıklı olarak kaya dediğimiz sert yapıdan oluşuyor. Ancak gevşek, alüvyon ve heyelan riskli yerlerdeki yüksek ve yoğun yapılaşma batma veya zemin oturması risklerini doğurabilir. Dere yataklarının üzerinde yer alan binalar da bu açıdan riskli grupta bulunuyor” diyor.

ZEMİN ÇOK İYİ ARAŞTIRILMALI  

İstanbul dışında Bolvadin, Germencik, Konya Tuzlukçu, Manisa Ovası gibi yerlerde de yer altı sularının aşırı kullanımına bağlı risklere de değinen Alan, “Bu saydığım yerlerde, yapıların ağırlığına bağlı olarak batma veya ciddi zemin oturmaları görülebiliyor. Her yerde, her yapının inşaatı öncesi mutlaka zemin araştırmalarının çok iyi yapılması gerekiyor” diye konuşuyor.

KARSTİK BOŞLUK UYARISI 

İstanbul'da yumuşak zemin diye tabir edilen yerlerde inşa edilen yüksek katlı yapılarda zaman içinde batma riski oluşabileceğine dikkat çeken Jeoloji Uzmanı Erdal Şahan da, şehirlerin planlanması sürecinde mutlaka yer bilimcilerin eksiksiz biçimde yer alması gerektiğinin altını çiziyor. Şahan, "İstanbul geneli itibarıyla kayalık zemin üzerinde yükselse de birçok kaya zeminin altında karstik boşluk dediğimiz alanlar mevcut. Karstik boşluğun anlaşılması için en iyi örnek falezler üzerindeki Antalya kentidir. İstanbul'da Küçükçekmece Gölü çevresi karstik boşlukların olduğu bir bölgedir. Yapı stoğunun yoğun olduğu bölgelerde yer altı sularının durumu ve değişimi çok dikkatli talip edilmeli. Esenyurt batma riski açısından incelenmesi gereken yerlerin başında geliyor” ifadelerini kullandı.

Plazaların yoğun olduğu Maslak, Levent, Zincirlikuyu ve Ataşehir'in kayalık zemin üzerinde yükseldiği belirtiliyor. Fotoğraf: AA

MASLAK-ZİNCİRLİKUYU KAYA ÜZERİNDE 

Bakırköy özelinde de örnek veren Şahan, sözlerinin devamında ise şunları dile getirdi:

“Bakırköy formasyonu dediğimiz zeminin altındaki yapı kayadır. Ancak yerin 10 metre altında kil tabakası yani daha gevşek zemin mevcut. Bu tür alanlar da yoğun yapılaşma nedeniyle yılda birkaç milimetrelik batma riskleri gösterebilir.”

Levent'ten Maslak'a uzanan hatta onlarca yüksek yapı ve gökdelen bulunuyor. Fotoğraf: AA

İstanbul Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Seyfettin Atmaca da inşaat projelerinin mutlaka zemin analizleri sonrasında hayata geçirilmesi gerektiğine değinirken, "3-5 milimetreden büyük batma veya oturmalar binalarda çatlak veya ayrıklara neden olur. Maslak-Zincirlikuyu hattındaki gökdelenler kaya zemin üzerinde yükseliyor. Ataşehir'deki Finanskent de kaya üzerinde yükselen yapılar arasında. Önemli olan inşaat aşamasına geçilmeden detaylı zemin etütlerinin yapılması” uyarılarını sıraladı.

 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber