Atatürk ve İstanbul... | Davetler, doğru bir zaman
Mustafa Kemal Atatürk hayata gözlerini çok sevdiği İstanbul'da yumdu. Öğrencilik yıllarını bu şehirde geçiren Gazi, 16 Mayıs 1919'da ayrıldığı bu kente 1 Temmuz 1927 tarihinde geri dönecekti. Cumhuriyetin ilanından sonra bir süre İstanbul'a gelmek için doğru zamanı bekledi.
“Geldikleri gibi giderler…” 13 Kasım 1918’de Mustafa Kemal Paşa, Haydarpaşa Garı’na ayak bastı. Adana’dan İstanbul’a geliyordu. Boğazı işgal eden 55 parça itilaf devletleri donanmasını gördü. Yaveri Cevat Abbas ile birlikte “Kartal” istimbotunda zırhlıların arasından geçerken Mustafa Kemal gemilere bakıp “Geldikleri gibi giderler” dedi. 16 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul'dan Samsun’a gitmek üzere ayrılıncaya kadar Payitaht'ta kurtuluş için her türlü formülü aradı.
Birinci Dünya Savaşı’nda dolaşmadık cephe bırakmamış, ‘Anafartalar Kahramanı’ olarak payitahta dönmüştü. Burada kendisine verilecek yeni bir görevi bekliyor, bazen yeni görevlere talip oluyor, devletin gidişatı konusundaki fikirlerini veliahtlığı yıllarından tanıdığı Sultan VI. Mehmet (Vahidettin) dahil olmak üzere pek çok kişiye aktarıyordu. Kafasına bağımsızlık fikrini çoktan koymuştu.
8 SENE İSTANBUL'A UĞRAMADI
Konstantiniyye, Dersaadet, Payitaht ve bugünkü adı ile İstanbul… Mustafa Kemal Atatürk’ün hiç yabancı olduğu bir şehir değildi. Ebedi istirahatine çekildiği bu şehirde okumuş, cumhuriyetin ilanından sonra ilk kez 1 Temmuz 1927’de İstanbul’a ayak başmış, yaklaşık sekiz sene İstanbul’a gelmemişti.
Peki bu ara neden? Tarihçilere göre İstanbul basınının Büyük Millet Meclisi’ne karşı olan tavrı ve yeni rejime muhalif kesimlere karşı olan rahatsızlığı İstanbul küskünlüğünün sebeplerindendi. 6 Ekim 1923’te İstanbul’un kurtuluşu vesilesiyle yapılan davetleri de ‘Başka bir sefere’ diyerek nazikçe geri çevirmişti.
Mustafa Kemal’in cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul’a gelişi bütün dünyada haber olmuş, İngiliz istihbaratı da konuyla ilgili kapsamlı bir rapor hazırlamıştı. 1925’te İstanbul Belediye Başkanı Emin Bey’in bizzat daveti de Gazi tarafından geri çevrilmişti. 3 Ekim 1926 tarihinde İstanbul Sarayburnu’ndaki heykelinin açılışına da gelmedi.
Osmanlı tarihi alanında yaptığı çalışmalar ve yazdığı kitaplar ile tanınan 1939 doğumlu araştırmacı ve eğitim bilimci yazar Necdet Sakaoğlu aynı zamanda ‘Atatürk ve İstanbul’ isimli kitabı kaleme aldı. Sakaoğlu haberglobal.com.tr’ye yaptığı açıklamada Atatürk’ün, cumhuriyetin ilanından sonra uzun süre İstanbul’a gelmeyişini şu sözlerle aktarıyor: “Kendisi hep İstanbulluları düşünürdü. İstanbul’a gelmediği dönemde, Büyük Millet Meclisi ona gazilik unvanını verdi. Bu dönemde Anadolu ile bütünleşti. Abdülmecid Efendi’nin halifeliği 1924 yılı mart ayına kadar sürdü, o varken İstanbul’a gelmesi protokol açısından olmayabilirdi. Kendisi Ankara’da Cumhurbaşkanı seçilmiş. Atatürk bu konularda hassas bir insandı. Kırmadan dökmeden asmadan kesmeden bütün bu büyük sorunları çözmek isterdi” demekte.
İSTANBUL'DAN VAPUR İLE GEÇİŞ
Gazi Mustafa Kemal Büyük Taaruz’un yıl dönümü kutlamaları için Trabzon’a 1924 yılında hareket eder. Bu hareketinde İstanbul Boğazı’ndan vapur ile geçecektir. İstanbullular onun şehirlerine de uğramasını beklerler ancak vapur boğazı transit geçer. Bunun üzerine dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Haydar Bey (Ali Haydar Yuluğ), bir taka ile vapurun peşine düşer. Ancak dileği kabul olmaz.
Profesör Funda Selçuk Şirin’in “İngilizlerin Raporlarında Atatürk’ün İlk İstanbul Ziyareti (1927)” başlıklı çalışmasına göre; Atatürk’ün 1 Temmuz 1927 tarihinde yapacağı ziyaret kesinleştikten sonra İstanbul seyahati öncesinde Beylerbeyi ve Dolmabahçe Sarayları hazırlatıldı. Gazi’nin İstanbul’u ziyareti için 1 Temmuz hatıra sigaralar bile hazırlanmış. Gazi Mustafa Kemal, Dolmabahçe Sarayı’nda yaptığı konuşmada ise şu ifadeleri kullanmıştı: “Ve ben burada milletin bir ferdi, bir misafiri olarak bulunmakla bahtiyarım.”
ÖĞRENCİLİK YILLARI BU ŞEHİRDE GEÇTİ
Mustafa Kemal, İstanbul’a ilk kez cumhuriyetin ilanından sonra gelmedi. Öncelikle öğrencilik yılları bu şehirde geçti. Peki Ata, ebedi istirahatine çekildiği İstanbul’la ilgili bir kent olarak ne düşünüyordu? İstanbul’da neler yapmayı severdi?
Sözü tekrar Necdet Sakaoğlu’na bırakalım: “1 Temmuz 1927’de İstanbul’a geldiğinde ‘İstanbul Türkiye’nin gözbebeğidir, en büyük en şanlı şehrimizdir’ diyor. İstanbul’a zafer kazanmış bir komutan gibi değil, tamamen sivil kıyafetlerle geldi. Hala dünyada taçların, üniformaların olduğu bir dönemden söz ediyoruz. Çarşı pazara, semtlere gitmek istedi. Vaktinden dolayı hepsi mümkün olmadı. Bir arabadan el sallayarak halkın arasından geçmek istemedi, arabadan inmek insanlar ile konuşmak istiyordu. Çok insan bilmez daha İstanbul’a gelmeden İstanbul’u geliştirmek için çalışmalar yapılması talimatını vermişti. İstanbul’da çok rahat tramvaya bindi, sinemaya gitti”
Doktor Haluk Çağlar, 2011 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul’a yaptığı seyahatleri "Türk Basınına Göre Atatürk’ün İstanbul’da Faaliyetleri" isimli eserde topladı. Bu çalışmaya göre Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1 Temmuz 1927 tarihinden, 3 Ekim 1937’ye kadar tam 27 kez İstanbul’a geldi. 1931 yılındaki ziyaretlerinden bir tanesinde Yeşilköy’den bir tren bileti alarak sıradan bir vatandaş gibi trene bindi.
Heybeliada’da bir dönem rahatsız olarak istirahat eden Başvekil İsmet İnönü’yü ziyaret etti. 1933 yılında Galatasaray Lisesi’ne giderek yıl sonu Tarih, Coğrafya ve Yurt Bilgisi sınavlarını gözlemledi. Yani Atatürk İstanbul'da bulunduğu zamanlar hayatın içine son derece aktif olarak katılıyordu.
Ek kaynaklar: İngilizlerin Raporlarında Atatürk’ün İlk İstanbul Ziyareti (1927) (Şirin, 2014) Türk Basınına Göre Atatürk’ün İstanbul’da Faaliyetleri (Çağlar, 2014)
can.mumay@haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel