1919: Belki de en zor yıl

Türkiye Atatürk'ü saygı ve özlemle anıyor. Onun ömründe ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 1919 yılının yeri çok büyük. Milli mücadelenin tohumlarının ekildiği o yıl, daha sonra Büyük Millet Meclisi'ne oradan da Cumhuriyet'e uzanacaktı. Peki 1919'da neler yaşandı?

Son Güncelleme:

*Kaynaklar derlemenin sonuna iliştirilmiştir

Yıl 1919. Bir milletin ordusu dağılmak üzere. Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sinde dediği gibi, “Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.” Dönemin ahvali bu satırlara benzemekte.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatine çekildiği ölüm gününü saatine kadar biliyoruz. 10 Kasım 1938 saat 09:05… Sadece biz değil, bunu dünya biliyor. Peki, yılını biliyoruz ama Ata hangi günde doğdu?

Bu noktada sözü Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan’a bırakalım: 1936 yılında bir gün, Cumhurbaşkanlığı Umumi Kâtibi Hasan Rıza Soyak Atatürk’e bir evrak getirmişti. Bunda, Atatürk’ün doğum gününün bildirilmesi rica ediliyordu. M. Kemal Atatürk, bunun üzerine düşündü, fakat bu günü kendisi de tam olarak bilmiyordu. Ancak, annesinden işittiğine göre, bir bahar mevsiminde doğmuş olduğunu ve o gün için ise şöyle dediğini hatırlıyorum: Bu bir 19 Mayıs günü niçin olmasın?

Kaderin bir cilvesi olacak ki İngiltere Kralı VIII. Edward’ın çekeceği tebrik telgrafı için Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum gününü sorduğu, Çankaya Köşkü’ne resmi bir yazı ile yine bir 10 Kasım (1936) tarihinde gönderilmişti.

Böylece Atatürk’ün doğum günü resmi kayıtlara 19 Mayıs 1881 olarak geçti. Ölümüne kadar ömrü mücadele ile geçen Mustafa Kemal Paşa için 1919 yılı belki de siyasi ve askeri yaşamındaki en zor yıllardan biriydi. 8. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a çıkarken sırtında bütün bir halkın yükünü taşıyordu. İstanbul’dan ayrılırken kafasında bir plan vardı. Bu planı uygularken karşısına çıkacak zorlukları hesap etmiş olmalıydı.

Atatürk Samsun’a çıkmadan dört gün önce İzmir’in işgali haberi, İstanbul’a ulaştı. Yunan orduları 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıktı.

Yunan Orduları'nın İzmir'e çıktığı 15 Mayıs 1919 günü. Fotoğraf: Milli Mücadele Albümü

Bunun üzerine İstanbul’da kıyamet koptu dense yeri. Fatih ve Sultanahmet’te iki büyük miting düzenlendi. 19 Mayıs’ta düzenlenen Fatih mitinginin verdiği coşku ile 23 Mayıs’ta Halide Edip Adıvar’ın da unutulmaz bir konuşma yaptığı Sultanahmet mitingi döneme damga vurdu, halk esareti kabul etmeyeceğini gösteriyordu.

Halide Edip Adıvar'ın yaptığı tarihi konuşmayı buradan dinleyebilirsiniz👇

Mustafa Kemal Paşa ise daha Samsun’a ayak bastığı an durumun farkındadır. İstanbul ve İzmir çalkalanırken o, Hüseyin Rauf Bey (Orbay) ve Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ile birlikte Amasya Genelgesi üzerinde çalışıyordu. 3 Temmuz 1919’da Erzurum kongresi için kente geldi. Yaptığı çalışmalar İstanbul’u kızdırmaya başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa 8 Haziran’da İstanbul’a geri çağırılmıştı, bu emre uymadı ve 9 Temmuz’da askerlik görevinden istifa etti. O artık resmi bir görevi olmayan sine-i millete dönmüş bir önderdi ve ülkeyi yeniden ayağa kaldırmanın yollarını arkadaşları ile arayacaktı.

Mustafa Kemal ile Erzurum Kongresi heyetinden isimler. Fotoğraf: Milli Mücadele Albümü

Bu sıra içerisinde Kuva-yi Milliye hareketi başlamış. Manisa’da Celal Bey (Bayar) gibi liderler bölgesel olarak düşmanla çarpışıyordu.

Eldeki imkanlar son derece sınırlıydı. Ordu neredeyse dağıtılmış, kalan donanma gemileri de ya itilaf devletleri tarafından el konmuş ya da Haliç’teki tersaneye demirlenmişti.

Erzurum Kongresi’nin ardından Sivas’ta bir kongre düzenlenmiş burada da derli toplu bir şekilde Ankara’nın yolunu açacak milli mücadelenin adımları sağlama alınmıştı.

Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemal, Sivas Kongresi üyeleri ile. Fotoğraf: Milli Mücadele Albümü

Bu sırada Amerikan Başkanı Wilson’ın talimatı ile ABD’nin çıkarları bağlamında Osmanlı Devleti ve komşu ülkeleri incelemek için İstanbul ve Anadolu’ya gelen Tümgeneral James G. Harbord’ın yolu Erzurum’a da düştü ve burada milli mücadelenin başlangıcına tanıklık etti.

ABD'li Tümgeneral James G. Harbord 25.09.1919 tarihinde Erzurum'da. Fotoğraf: Milli Mücadele Albümü

Sivas Kongresi 4 Eylül 1919 tarihinde başladı, 11 Eylül 1919 tarihinde sona erdi. Mustafa Kemal Sivas’tan ayrıldıktan sonra yurt gezilerine devam etti. 27 Ekim 1919 tarihinde soluğu Tokat’ta aldı. 20 Aralık 1919’da Kayseri’deydi.

Ve Ankara… Mustafa Kemal artık Temsil Heyeti Başkanı sıfatı ile 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya geldi. Burada vali Yahya Galip (Kargı) tarafından karşılandı.

Mustafa Kemal Ankara’ya gelirken Çankaya ve Dikmen tepelerinde hafızlar ezan okudu, onun geldiğini duyanlar köylerden atlar ve kağnılar ile geldiler. O günü Atatürk Ansiklopedisi’nden aktaralım: 

Seymen Efeleri ile Mustafa Kemal Paşa karşılaştığında arabadan indi. Hatırlarını sorup ellerini sıktı. Daha ileride ellerinde palaları ile bekleyen genç zeybekler vardı. Bunlarla da selamlaştı. Mustafa Kemal Paşa, “Arkadaşlar, buraya neden geldiniz?” diye sordu. Efeler, “millet yolunda kanımızı akıtmaya geldik!” dediler. Mustafa Kemal Paşa, “Fikrinizde sabit misiniz?” dedi. Seymen Efeler, “And olsun!” dediler. Mustafa Kemal Paşa, “Var olun yiğitler!, Var olun!” diye seslendi.

Mustafa Kemal Paşa 27 Aralık 1919’dan 23 Nisan 1920’ye kadar yaklaşık 118 gün Ziraat Mektebi’nde ikamet etti. 1919’dan 1920’ye Ankara’da girdi. Kafasında türlü planlar ve çağdaş bir Türkiye hayali ile… 

Kaynaklar: 

Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı Milli Mücadele Albümü, 2020
TRT Arşiv
Türk Tarih Kurumu Yayınları, Belleten Dergisi, s. 629-641), Afet İNAN
Anadolu Ajansı
Atatürk Ansiklopedisi, Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya Gelişi (27 Aralık 1919)

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber