Artan kazaların nedeni hız kesicilerin sökülmesi mi?

Türkiye'de son bir haftada 2 büyük trafik kazası yaşandı. Kazalarda ağır tonajlı araçların yer alması gözlerin bu araçlara dönmesine neden oldu. Uzmanlar, bu tür bazı kazaların ardında araçlardaki hız kesicinin iptal edilmesinin yatabileceğine işaret ediyor.

Son Güncelleme:

Son günlerde kamyon ve otobüs kazalarında artış yaşanması dikkatlerden kaçmıyor. Hız sınırını aşan sürücülerin yanı sıra, araçlardaki teknik arızalardan kaynaklı kazalarda birçok kişi yaşamını yitirdi. Pozantı'da ve geçtiğimiz günlerde İskenderun-Antakya karayolunda yaşanan trafik kazalarının ardından bazı kamyon sürücülerinin kuralları hiçe saydığı ve denetleme mekanizmasında eksikler olduğu gündeme geldi.

Adana'nın Pozantı ilçesinde otoyolda zincirleme trafik kazasında 7 kişi hayatını kaybetti. Kazanın öncesinde otoyolun Ankara istikametinde, seyir halindeki tır belirlenemeyen nedenle alev aldı.

6 Mayıs'ta da İskenderun-Antakya karayolunun Topboğazı mevkiinde yaşanan kazada ise 13 kişi hayatını kaybederken, 3 kişi de ağır yaralanmıştı. Kazaya neden olan sürücünün kontrolünden çıkan kamyon, asker uğurlayan kalabalığın arasına dalınca, park halindeki araçlara çarpmış, kaza sırasında hem kamyon hem de çarptığı 2 minibüs alev almıştı.

Hatay'da 12 aracın karıştığı kaza sonrası çevreyi alevler sarmıştı. Fotoğraf: İHA 

Korkunç kazanın ardından gözler ağır tonajlı araçların karıştığı kazalara çevrildi. Uzmanlara göre, Türkiye'de tüm kamyonlarda fabrika çıkışı takılı olan 90 km’ye ayarlı hız sınırlayıcılar bazı sürücüler tarafından iptal ettirilmekte. Gaz pedalına basılsa bile 90 km hızı geçmemesi gereken araçlar, hız sınırlayıcıların iptal edilmesiyle otoyollarda 130-140 km hıza ulaşabiliyor. Araç muayenede ise devreye bu usulsüzlüklere aracı olan “sök-takçı” denilen simsarların girdiği belirtiliyor.

Fren ve Trafik Güvenliği Uzmanı, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Motorlu Araçlar Komisyonu Üyesi Alpay Lök, bazı ağır tonajlı araç sürücülerinin kuralları hiçe saydığını, denetleme mekanizmasında ise ciddi eksikler olduğunu belirtti.

Lök, kazaların birden fazla nedenin bir araya gelmesiyle yaşandığını söyleyerek, fabrika çıkışı hız sınırlayıcıların halihazırda denetlenmediğini sözlerine ekledi. Lök, İskenderun-Antakya yolundaki korkunç kazada aracın hızının 130 km olduğunun altını çizdi ve ekledi:

“Bazı kazalarda 300 metrelik fren izlerine rastlıyoruz. 300 metrelik fren izi için saatte 180 km hıza çıkmanız gerekir. Taşımacılık 100 km ile giderse para kazanılmayacak bir sistem üzerine kurulu. Ne yazık ki, bazı düşüncesiz sürücüler para uğruna hem kendi yaşamlarını hem de diğer sürücülerin yaşamlarını riske atıyorlar. Hız sınırlayıcı sistemi devre dışı bırakan sürücüler, aracın muayene dönemi geldiğinde merdiven altı atölyelerde 'sök-takçı' denilen simsarlara sistemi yeniden devreye aldırıyorlar. Muayeneden geçen araç yeniden sök-takçılara götürülüp, hız kesiciler devre dışı bıraktırılıyor.”

 Adana- Ankara otoyolunda meydana gelen kazada 7 kişi yaşamını yitirdi, 7 kişi de yaralandı. Fotoğraf: İHA

Kentsel dönüşüm nedeniyle damperli araçların şehir içine girmesinin tehlikeli olduğunu da söyleyen Lök, uyarılarını şöyle sıraladı:

“Bu tür araçlarla ilgili elektronik sistemler zorunlu olmalı. Avusturya Viyana’da trafikte ağır kamyonların sağa sola sapması hem yasak. Londra ise şehir içine girecek kamyonların düşük kabinli olması zorunluluğu söz konusu.”

Makine Mühendisleri Odası Motorlu Araçlar Komisyonu üyesi Nurettin Çolak ise, “Hem şehir içi, hem de şehirler arası yollarda özellikle hafriyat kamyonlarının yanı sıra birçok kamyon, tır ve otobüsler hız kurallarını hiçe saymaya devam ediyor” dedi. Çolak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Merdiven altı atölyelerde 'sök-takçı' denilen simsarlar araç muayeneleri öncesinde yasal olmayan işlere girişiyor. Otobüste 10 numara yağ kullanılıyorsa inceltmek için parlayıcı ve yanıcı solvent veya tiner ekleniyor.”

ADBLUE SİMSARLARI HAVAYI ZEHİRLİYOR

Dizel motorlu otobüs, midibüs ve kamyonlarda egzoz emisyonunu azaltmak için kullanılan "adblue" solüsyonu, azotoksitleri azaltarak temiz çevreye katkı sunuyor. Sistem sayesinde azotoksikler, su buharı ve azot gazına dönüşerek salınıyor. Böylece, hava kirliliğine neden olan emisyon minimum düzeye iniyor.

Otobüs, midibüs ve kamyonlarda hava kirliliğine karşı zorunlu olan adblue sisteminin devre dışı bırakılmasına da değinen Çolak, şu an yollarda olan otobüslerin yüzde 50’sinin adblue sistemini devre dışı bıraktığını öne sürdü. 

Günümüzde adblue kullanımı mecburi ve solüsyon tamamen bittiğinde araç sisteme zarar vermemek için duruyor. Bin kilometre yol giden bir yolcu otobüsü, yakıttan ayrı olarak ortalama 17-18 litre adblue yakıyor. Bu durum her araç sahiplerine ek maliyet çıkartıyor. Bu maliyetten sıyrılmak isteyen bazı sürücüler ise Çin’den ithal edilen ve adblue kullanmayı gereksiz hale getiren emülatör cihazı taktırıyor.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber