2021: 2020'den iyi ama daha iyi bekliyorduk

Türkiye salgınla geçen bir yılın ardından 2021'e umutla başlamıştı. Aşıların bulunup yaygınlaşması salgın açısından olumlu olsa da kapanmalar, ekonomik sıkıntılar, zamlar, tarihi felaket denebilecek çevre olayları ve kadın cinayetleri yine 2021'e damgasını vurdu. Umutlar daha iyi bir 2022 için taze

Son Güncelleme:

2020 yılının Mart ayından beri bütün ezberlerimiz bozuldu. Yüzümüze taktığımız beyaz maskeler ile kendimizi ve sevdiklerimizi salgından korumaya çalışırken, 2021'de aşılar hızlıca imdada yetişti. Aslında aşıların 2020 yılının sonuna doğru bulunması ile birlikte 2021 yılı için umutlarımız artmıştı.

Salgın büyük ölçüde bitecek, işler açılacak, hayat eski temposuna dönecekti. Bu yönde bazı gelişmeler yaşansa da tam olarak bu dilekler gerçekleşmedi. Peki ülkece nasıl bir 2021'i geride bırakıyoruz?

Türkiye kadın cinayetlerinde yine kötü sicili olan bir yılı geride bıraktı, iklim değişikliği en acı yüzünü belki de Türkiye için bu yaz gösterdi. Güney kıyılarında Türkiye’nin en büyük orman yangınları görüldü. Euro 2020 için büyük umutlar beslediğimiz A Milli Futbol takımı evine sıfır puan ile döndü. Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybı kuşkusuz yılın en büyük ekonomik olayı idi.

Yılın bitmesine 11 gün kala ortaya konan ve tarihe belki de '20 Aralık kararları' olarak geçecek, Kur Korumalı TL Mevduat önlemleri ile birlikte Lira dolar karşısında kayıplarının bir kısmını geride bırakmasını bildi ama yine de dolar, TL karşısında yıl başından bu yana yüzde 50’ye yakın değer kazandı.

2021 yılında kuşkusuz pek çok önemli olay yaşandı. Bu olaylar arasında sağlık, ekonomi, spor, iklim değişikliği ve kadın cinayetlerini mercek altına aldık. Yer yer uzman yorumları ile yaşananlara bir göz atalım:

Türkiye 2021 yılına kapanmalarla girdi. Mart ayının başında tekrar kademeli olarak ülke açıldı ancak 29 Nisan 2021 tarihinde 20 günlük tam kapanma ilan edildi. Tüm kademelerde eğitime ara verildi.

17 Mayıs 2021 tarihinden sonra tekrar tam kapanma olmadı.

AŞILAMA

14 Ocak 2021 tarihinde aşılama başladı. Sağlık çalışanları Sinovac firmasının CoronaVac isimli aşısını oldu. Aşı daha sonra kademeli olarak risk gruplarına uygulanmaya başlandı. Bilim insanları Özlem Türeci ve Uğur Şahin’in geliştirdiği 120 milyon doz BioNTech aşısının ilk sevkiyatını taşıyan uçak 26 Mayıs’ta Ankara'ya indi. Bu tarihten sonra aşılanmada çok ciddi bir hızlanma görüldü.

Haziran ayında ise Türkiye, aşı çalışmasında sona geldiğini duyurdu. Türkiye`nin koronavirüs aşısının adı Turkovac oldu. Aşının ilk dozu Ankara`da bir gönüllüye uygulandı.

Türkiye'nin yerli Covid-19 aşısı Turkovac, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından acil kullanım onayı aldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'nin böylece koronavirüs aşısı üreten 9 ülkeden biri olduğunu söyledi.

YILIN SON GÜNLERİ: OMİCRON

Delta varyantı endişe oluşturdu. Alpha, Beta, Gamma`dan sonra 2021 yılında, varyantlar arasında en çok endişeye yol açan Delta varyantı oldu. Yılın son günlerine ise 30 binin üstünde vaka sayıları ve patlayan Omicron varyantı ile girdik.

DOKTOR GÖÇÜ:

Son iki yıllık dönemde Türkiye’de en fazla yıpranan meslek grubu sağlık çalışanları oldu. Çalışma koşullarının kötülüğü ve bir türlü önlenemeyen sağlıkta şiddet gibi nedenlerle 2021 yılında birçok doktor yurt dışında çalışmak için başvuruda bulundu. Türk Tabipler Birliği'nin paylaştığı verilere göre geçen yıl Türkiye’den 1000’e yakın sağlık çalışanı yurt dışına yerleşti. Tercih ettikleri ülkeler arasında ilk sırayı ise Almanya aldı. Yurt dışındaki sağlık kurumlarında işe girmek isteyen hekimler etik açıdan sicillerini gösteren iyi hal belgesi için TTB’ye başvuruda bulunuyor. Bu belgeyi almak için başvuranların sayısı 2020 yılında 931 iken 2021 yılında bin 361'e çıktı.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, şu anda bütün dünyada bir hekimlik sorunu yaşandığını söyleyerek, Türkiye’den ayrılmak isteyen hekim sayısındaki artışı ticarileşme ve sistemin hekimleri tatmin edici düzeyde olmamasına bağladı.

Çevre olayları ise özellikle yaz aylarında bütün ulusu yasa boğdu. Türkiye'de 2021 yılı mart ayında görülmeye başlayan, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı'na kadar olan geniş bir alanda görülen müsilaj felaketi yılın en önemli çevre olaylarından biriydi. Denizlerdeki kirlilik nedeniyle artan azot ve fosfat miktarının yanı sıra deniz suyunun ısısındaki artışın müsilaja neden olduğunu öğrendik.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bilim insanlarıyla yapılan çalıştayın ardından 22 eylemin yer aldığı Marmara Denizi Koruma Eylem Planını açıkladı.

ORMAN YANGINLARI

Türkiye'de müsilaj felaketinin devam ettiği sırada bir diğer bir doğal feryadı Antalya Manavgat'tan duyduk. 28 Temmuz'da Manavgat'ta dört noktada peş peşe çıkan orman yangınları tüm Türkiye'nin ciğerini yakmıştı. Cumhuriyet tarihinin en büyük yangını olarak tarihe geçen olayda, 15'i büyük olmak üzere 299 orman yangını çıktı.

Türk Hava Kurumu'nun yangın söndürme uçaklarının bakımsız olduğu gerekçesiyle kullanılmaması orman yangınlarının zaman zaman önüne geçen büyük bir tartışmaya neden olmuş, bu tartışmanın sonucunda Türk Hava Kurumu Kayyum Heyeti Başkanı Cenap Aşçı, görevinden istifa etmişti. 

Bakanlıkların yaptığı belirlemelere göre, yanan-yıkılan evler, telef olan hayvanlar ve zarar gören tarım arazilerinden kaynaklanan maddi zarar 35 milyon lira oldu. Çıkan yangınlarda 2’si kadın, 2’si orman işçisi olmak üzere toplam 7 kişi yaşamını kaybetti.

Haber Global muhabiri Mehmet Altunışık'ın yangın bölgesinde geçirdiği 10 gündeki izlenimleri için👇

KURAKLIK

NASA, yeryüzünü uydu görüntüleriyle izleyip iklim ve çevre felaketlerini rapor eden Earth Observatory iki harita yayımladı. Harita'da Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın kuraklıktan oldukça etkilendiği görüldü.

Türkiye 2021 yılında, son 20 yılın en kurak, 41 yılın ise 2. en kurak senesini geçirdi. Türkiye'de tarım sezonu yağışlarının azalmasına bağlı olarak kuraklık yaşandı.

NASA'nın 2020-2021 döneminde Türkiye'de kuraklığı gösteren haritası. Harita: NASA

Türkiye'de 2021 su/tarım yılı yağışları ise son 41 yılın en kurak 2. senesi olarak kaydedildi. Kuraklık Türkiye'de 2021 yılında önemli doğa olaylarınıda beraberinde getirdi. O olaylardan bazıları şöyle:

*40 günlük su kaldı

Ülkenin bir çok yerinde ise barajlardaki su seviyeleri kritik noktaya geldi. Aralarında Ankara, Muğla, Yalova gibi illerin bulunduğu barajlarda su seviyeleri yüzde 10'un altına düştü. Yalova’nın su ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan Gökçe Barajı’nın yüzde 82'si kurudu. Yeşil Körfez Su Birliği İşletme Sorumlusu Ertuğrul Kurt, kentin 40 günlük suyunun kaldığını açıkladı.

Kuraklık nedeniyle çekilen yeraltı suları Konya'da yeni obrukların oluşmasına neden oldu. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu da, bölgede üzücü bir kuraklık yaşandığına değinerek, "Özellikle ekim ayı ve kasımın sonuna kadar hiç yağış alamadık desek doğrudur." dedi.

*Göller kuruyor

2021 yılında Türkiye'de iklim krizi başta olmak üzere yanlış bölgelere kurulan barajlar, aşırı sulama, yanlış tarım politikaları ve büyükbaş hayvancılık göllerin kurumasını hızlandırmaya devam etti. Karataş Gölü, Burdur Gölü, Akgöl, Işıklı Göl, Eber Gölü, Akşehir Gölü ve Meke Krater Gölü su miktarı kritik eşiği geçti.

*Flamingo ölümleri

Küresel ısınmaya ve tarımda uygulanan yanlış sulama politikalarına bağlı olarak baş gösteren kuraklık kuş türlerini olumsuz etkiledi. Ankara, Konya sınırları içerisinde yer alan Tuz Gölü'nün suyu çekildi. Suyun çekilmesine bağlı olarak yeterli besin bulamayan binlerce yavru ve yetişkin flamingo Tuz Gölü’nde ölü olarak bulundu.

SEL BASKINLARI

Türkiye, 2021 yılında Karadeniz'in batısında etkili olan sel felaketleriyle mücadele etti. Sel felaketi Rize, Sinop, Bartın ve Kastamonu'da büyük yıkımlara neden oldu. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Kastamonu'da 71, Sinop'ta 10, Bartın'da bir kişi olmak üzere toplam 82 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Kastamonu’da 10, Sinop’ta 6 olmak üzere toplam kayıp ihbarı sayısı ise 16 oldu.

Kastamonu'ndaki sel, dere yataklarına yapılan bilinçsiz yapılaşmaları tekrar gündeme getirdi. Fotoğraf: AA

Türkiye’de yine her gün kadınlar şiddetle iç içe bir yaşam sürdürmek zorunda kaldı. İstanbul Sözleşmesi de bu senenin en çok konuşulan olayları arasına girdi. Bu yıla damgasını vuran bazı kadın cinayetleri şöyle👇

* İstanbul Ataşehir'de 10 Kasım'da lüks sitenin önünde bir inşaat firmasında mimar olarak çalışan Başak Cengiz, yolda yürürken elinde samuray kılıcı bulunan Can Göktuğ Boz'un saldırısına uğradı. Boz, Cengiz'i 'Savunmasız ve kadın' olduğu için seçtiğini söylemişti.

 *Ankara'da kadın doğum uzmanı Op.Dr. Zeynep Erdoğan (47), 10 Mayıs'ta işsiz eşi Mehmet Erdoğan (47) tarafından 14 yaşındaki oğlunun gözü önünde 5 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. 13 suç kaydı olan Mehmet Erdoğan'ın daha önce eşi Zeynep Erdoğan'ı tehdit ettiği ve hakkında 'önleyici tedbir' kararı verildiği belirtildi.

*Denizli'nin Pamukkale İlçesi'nde 27 Ekim'de Şebnem Şirin isimli kadın erkek arkadaşı tarafından öldürüldü. Şirin'in erkek arkadaşından ayrılmak istediği ancak, Zıbıncı'nın ayrılığı kabul etmediği belirlendi.

*Kocaeli, Gebze'de yaşayan Ayşegül Aydın, 12 Temmuz'da dershaneden eve dönerken kendisini takip eden Afganistan uyruklu A.M., tarafından cinsel taciz amacıyla ağaçlık alana sürüklendi. Genç kızın direnmesi üzerine A.M., Ayşegül'ü başından ağır bir şekilde yaraladı. Özel bir hastanede yoğun bakıma alınan Ayşegül, kurtarılamadı.

İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararı Türkiye'nin dört bir yanında protesto gösterilerine neden oldu. Fotoğraf: AA

'300'DEN FAZLA KADIN ÖLDÜRÜLDÜ'

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, bir gece yarısı kararıyla İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi için çok ciddi saldırılar yüzünden olduğunu aktardı. Eroğlu, "Sözleşmeden çekildiğimiz döneme baktığımızda 300'den fazla kadının öldürüldüğünü görüyoruz. Bir azalma yok. Aksine artış var. İstanbul Sözleşmesi'nin imzalandığı 2011 yılında ciddi bir azalma olmuştu. Çünkü devlet bu sözleşmenin uygulanması için adımlar atmıştı" diyor.

'Daha sonra ne değiştiyse bu adımlardan geriye doğru gidildi" diyen Eroğlu, daha önce verilen 4-5-6 aylık tedbir kararlarının 15 güne kadar düştüğünü ifade etti. Bu durumla faillerin ve şiddet uygulayanların cesaretlendiği bir ortamın oluştuğunu söyleyen Eroğlu, "Böyle olunca kadın cinayetleri arttı. Biz kadın cinayetlerini önleyemiyoruz şiddeti ise hiç önleyemiyoruz" dedi.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Canan Güllü, Türkiye'nin kadın hareketinin hiç pes etmeden mücadelesini sürdürdüğünü söylüyor. Güllü, "Sahada belediyelerle genel politika uygulamayan iktidara inat, yerel politika uygulamaya başlıyoruz. Sığınma evi mi açılacak, danışma merkezi mi açılacak, önleme politikaları mı hayata geçirilecek herşeyi bulunulan mücavir alanlarda hayata geçirmeye çalışıyoruz" diyor.

2011 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi'nin zaten tam uygulanmadığını dile getiren Güllü, "Siyasete arguman oldu. 2021'de de tamamen siyasete endeksli bir karar alındı. O tarihten bugüne 300 kadın cinayeti var. O cinayetlerin antolojisini incelediğinizde vahşetin doruklarda olduğunu görürsünüz" şeklinde konuştu.

Güllü, 2022 beklentilerini ise şöyle söyledi: "Kadın bakanlığının oluşması ve kadın politikalarının hayata geçmesi ve yine TCK'ya bir şiddet tanımının konulmasını bekliyoruz. Kadına karşı şiddet tanımı konulmadığı sürece bu ülkede daha çok kadın öldürülecek daha çok fail cezasız sokaklarda olacak. Daha çok yapacak işimiz var."

A Milli Takım'ın Euro 2020'de tüm Türkiye'ye yaşattığı hayal kırıklığı yılın en büyük spor olaylarından biriydi. Yorumcu Emre Özcan yaşananları Haberglobal.com.tr okurları için değerlendirdi: 

Milli Takım'dan beklentimizin biraz fazla olduğunu düşünüyorum. Euro 2020'de de bu böyleydi. Evet, çok kötü bir grupta değildik; aslında çıkabileceğimiz bir gruptaydık ama çıkamamamız o kadar da büyük bir problem olmamalıydı. Lakin sonuç olarak gerçekleşen şey, bu düşüncenin çok daha dışındaydı. Birçok kişinin hemfikir olduğu üzere maalesef turnuvaya katılan 24 takımın en kötüsü bizdik. En azından öyle gözüktük.

Avrupa'da dahi bazı yorumcular, Milli Takım'ı turnuvanın gizli favorisi olarak göstermişti lakin bu seviyede bir beklenti biraz fazlaydı zira -turnuvadan önce de turnuva esnasında da söylemeye çalışmıştım- biz buralarda sürekli yer alan bir takım değiliz. Bununla birlikte, Euro 2020 özelinde kadromuzun problemi, böylesi büyük turnuvalarda oynamış neredeyse hiçbir oyuncumuzun bulunmamasıydı. Böyle turnuvalarda oynamanın ne olduğunu bilen oyuncu sayısı bakımından oldukça yetersizdik.

Şanssızlığımız da ilk maçımızı turnuvanın en iyi takımına karşı oynamamız oldu. Bunu elbette o zaman bilmiyorduk ama o yenilgi moralimizi çok bozdu zira ezdiler bizi... Ve o ekstra bir moral bozukluğuna sebep oldu çünkü turnuvaya başlarken İtalya kimsenin en büyük iki-üç favorisinden biri değildi. Dolayısıyla bu mağlubiyet, daha fazla negatif yoruma sebep oldu ve bu durumun diğer maçlara da etki ettiğini düşünüyorum.

Tüm bunların üzerine başarısızlıkta en büyük pay sahibi olan Şenol Güneş'in turnuvadan sonra yaptığı basın toplantısı da kendisinin Milli Takım kariyerinin sonunu getirdi. Skandal bir basın toplantısı... Kendisine hiç sorumluluk almayan, sorumluluğun çoğunu oyunculara yükleyen cümleler bütünüydü o basın toplantısı ve orada oyuncuları da kaybetti. Sonrasında alınan arka arkaya kötü sonuçlar ve 6-0'lık Hollanda mağlubiyetinin ardından serüven noktalanmış oldu.

1 Ocak 2021 tarihinde serbest piyasa günlük ortalama döviz kuru 7 lira 43 kuruştu. Bugün itibarıyla bakıldığında (30 Aralık 2021) TL’nin dolar karşısındaki yıllık değer kaybı yüzde 75 civarında. Döviz kurundaki bu artış yıl boyunca çok büyük zamlar gelmesine neden oldu. Dolar kuru yıl içerisinde 18.36’yı da görerek rekor kırdı.

Kuşkusuz yılın en büyük ekonomik olayı devalüasyon olurken, hükümet bu değer kaybını engellemek için Kur Korumalı TL Mevduat modelini ortaya koyması değer kaybını bir miktar geriletti. BBDK’nın günlük bültenlerine bakıldığında döviz mevduatlarında ciddi bir çözülme görülmüyor fakat bazı uzmanlara göre TL’den dövize kayışların ciddi şekilde engellenmesi bekleniyor.

Market fiyatlarına gelen zamlar vatandaşı her gün biraz daha şaşırttı. Rekabet Kurumu

📌BİM AŞ’ye 958 milyon 129 bin TL

📌CarrefourSA’ya 142 milyon 469 bin TL

📌Migros AŞ’ye, 517 milyon 672 bin TL

📌Şok Marketler’e 384 milyon 369 bin TL

📌Yeni Mağazacılık AŞ’ye de 646 milyon 582 bin TL para cezası kesti.

Faizler 2021 yılında ekonominin en fazla tartışılan konuları arasına girdi. Naci Ağbal 2021'e Merkez Bankası başkanı olarak girmiş daha sonra görevini Şahap Kavcıoğlu'na devretmişti. Kavcıoğlu döneminde faizler 500 baz puan düşürüldü.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber