Genç iş insanları anlatıyor: 'Tam iş kurduk ki...'
Yaşı 30'un altında olan genç iş insanları kendi işletmelerinin sahibi olduktan sonra önce pandemi, sonra da artan maliyetler ve hayat pahalılığının ortasında kendilerini buldular.
Türkiye’de pandemi ile birlikte etkisini artıran ekonomik sıkıntılar, 2021 yılında iyice belirgin hale geldi. Ekonomi yönetimindeki değişimler, zamlar, enflasyonun hesaplanma yöntemleri, hayat pahalılığı hep tartışılan konular arasında yerini aldı. Bu dönemde üniversitelerden mezun olan insanlar son yılların en enteresan iş hayatı dönemlerinden birine rast geldi.
Aynı zamanda bu dönem sadece mavi veya beyaz yaka olarak çalışma hayatına atılan gençler için değil, genç girişimciler için de enteresan deneyimler yaşattı. 31 yaşındaki Yusuf Çelik, Şubat 2019'da Mardin'de otel ve hastanelere endüstriyel çamaşır yıkama hizmeti veren fabrika kurdu. 2 milyon TL’ye bölgeye yatırım yapan Çelik, fabrikasını tamamladıktan 1,5 ay sonra pandemi baş gösterdi.
Çelik, “Bir ayda makineleri getirdiğimiz dönemde yasaklar başladı. Antalya ve İstanbul'dan ekipler gelip kurulumunu yapacaktı. Ancak kurulum çok geç oldu. İlk 6 ay içinde faaliyetlerim olmadı, oteller de tam kapasite çalışmıyordu" diye konuştu.
'DAHA FAZLA YAYILMASI RİSKİNİ GÖZE ALAMADILAR'
Otellerin pandemi zamanı hizmet vermemesinin üstüne yoğun olan hastanenler de pandeminin başında diğer kurumlar ile olan ilişkilerini asgari düzeye indirmişti. Çelik, “Virüsün daha fazla yayılması riskini göze alamadılar. Otellerinde bir potansiyeli var. Yasakların olması eve kapanmaya sebep oldu. Sirkülasyon tamamıyla durmuştu" ifadelerini kullandı.
Genç girişimci pandemiden bu yana zararının 700-800 bin TL arasında değiştiğini söylüyor. Genç iş insanı hiç iş olmasa aylık masrafının 30 bin TL olduğunu anlatıyor. 2019 yılında Mardin’de yüzde 10’u yabancı olmak üzere 535 bin turist konakladı. 2020’de ise bu rakam 100 bini geçmedi.
İsmet Mert Arslan 29 yaşında, 2018 yılında kurduğu firma ile iş makinelerinin yedek parçalarını piyasadan temin ederek, yurt dışına satıyor. Pandemiyi bir şekilde atlattıklarını ifade eden Arslan, “Şu anda kimse malzeme satmak istemiyor. Birine malzeme soruyoruz, malzemesi olduğunu biliyorum ama 'yok' diyor. Yurt içi piyasalarındaki belirsizlik nedeniyle satışları yurt dışına kaydırdım” ifadelerini kullandı.
'MAL BULDUĞUN ZAMAN ALACAKSIN'
Dünyadaki tedarik ve hammadde sıkıntılarından dolayı üreticilerin ürünlerine dolar bazında zam yapılığını belirten Arslan, siparişini yurt dışından peşin para ile aldığını ancak iç pazara dönüp sipariş verdiği zaman müşteriye söylediği fiyattan mal bulamadığını aktarıyor. Arslan piyasada fiyatların çok değişken olduğunu şu sözlerle aktarıyor:
Arslan tedarikçilerle konuştuğu zaman tedarikçinin kendisine, "Fiyata bakma, artık malı bulmak bile bir lüks. Mal bulduğun zaman hemen alacaksın" dediğini aktarıyor. Arslan, "İstiyoruz ki dolar bir yerde sabitlensin önümüzü görelim. Tedarikçilerimiz de üretimlerini planlasınlar. Ürünleri gönderemediğimiz müşterilerimiz ile de sorun yaşıyorum" demekte.
'PAZARIMI YURT DIŞINA KAYDIRDIM'
İstanbul’da çanta imalatı yapan 30 yaşındaki Gökhan Soylu, pandemi sürecinin başında kredi çekerek fabrikalardan deri sipariş etmiş. Soylu, “Pandemi çıktığında yaz turizm sezonuna hazırlanmıştım. Bir sene turizmle alakalı iş yapamadım. Pandeminin uzun süreceğini anlayınca pazarımı yurt dışına kaydırdım. Yurt içi piyasası ürünlerimi almamaya başladı” diyor.
Dolar kurunun 18.5 TL’yi aştığı dönemlerde insanların ellerindeki malı satamadığı için sıkıntı yaşadıklarını anlatan 30 yaşındaki genç iş insanı Gökhan Soylu, “Çin'den gelen malların, girdisi döviz, satışı TL ile olunca, dükkan sahipleri 'ürünü satmayayım, dükkanı kapalı tutayım' dediler. Hammadde inanılmaz pahalı sürekli güncelleniyor ve yükseliyor. Üretim artarken, ürünlere zam yapma lüksün de kalmıyor. Dövizin birden çıkması ve birden düşmesi bizim için çok tehlikeli" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Web Özel