Altını kuyumcuda saklamak yasal mı? Bir gelenek ama...

Geçen hafta Diyarbakır'da yaşanan bir dolandırıcılık olayı, yatırım alışkanlıklarını yeniden gündeme getirdi. Birikimlerini güvendikleri kuyumculara emanet edenlerin sayısı azımsanacak seviyede değil. Bunun bir gelenek olduğunu söylemek dahi mümkün. Peki bu yasal mı? Vatandaş neden bu yolu seçiyor?

Son Güncelleme:

Diyarbakır'da 24 Haziran'da çarpıcı bir dolandırıcılık vakası yaşanırken söz konusu olay, vatandaşın yatırım alışkanlıkları hakkında da fikir vermekteydi. Müşterilerinden topladıkları altın, döviz ve TL ile ortadan kaybolan ancak daha sonra yakalanan 6 kuyumcu ile ilgili soruşturma açılırken mağdur sayısı 28 Haziran sabahında 166'ya çıkmış, dolandırılan para ise yaklaşık 33 milyon TL olarak tespit edilmişti.

Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri Adana ve Osmaniye polisiyle ortaklaşa hareket ederken şüphelilerden C.Y., S.Y. ve E.Y. Osmaniye'de, M.Y., M.Y. ve E.A. ise Adana'nın Pozantı ilçesinde 24 saat içinde yakalanıp, gözaltına alındı. Şüphelilerden üçü tutuklanırken üçü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

'BAZEN EŞLER BİRBİRİNİN ALTININI BİLMEZ'

Bu olay, birikimini kuyumcularda saklayarak değerlendirmenin aslında ne kadar yaygın olduğunu da yeniden gözler önüne sermekte.

Altın ve para piyasaları stratejisti Haluk İzzet Mutlu, “Türkiye'de bazen hanelerde eşler bile birbirinde ne kadar altın olduğunu bilmez” diyor ve söz konusu yatırım şeklinin ne kadar yaygın olduğunu tahmin etmenin mümkün olmadığını ifade ediyor:

“2013'te Merkez Bankası ve Dünya Altın Konseyi ile kuyumcuların vitrinlerinde duran altından yastık altındaki altınlara kadar tespit etmeye ilişkin yaptığımız çalışmada 5 bin tona yakın altın tespit edilmişti.”

Mutlu bu tespitle şu noktaya varıyor:

“Türkiye'de finans sektörünü kullanan vatandaş sayısı istenen seviyede değil. Ülkede ciddi bir faiz hassasiyeti de var. Bu noktada kötü niyetli kuyumcular devreye girebiliyor. Ancak şunu da ifade etmek gerekir ki bazı bölgelerde öyle kuyumcular var ki yatırım konusunda bilirkişi gibidir ve bunlar güvenilir insanlardır. Çok değerli kuyumcular var, onları ayırmak lazım.”

'SAKIN KANMASINLAR'

Diyarbakır Kuyumcular ve Sarraflar Odası (DİKO) Başkanı Mehmet Yüksel de benzer uyarıda bulunuyor. “Vatandaşlar, 'Altınını bana emanet bırak, para kazandıracağım' diyen kuyumcuya inanmasınlar. Kuyumcular, kar dağıtacak bir esnaf değildir. Sakın kanmasınlar” diyen Yüksel, “Kuyumcu esnafı halkın tanıdığıdır, sohbet ettiği, birlikte çay içip yemek yediği ahbabıdır” ifadelerini kullanıyor.

Yüksel, evinde kasa bulundurmayan insanların da bu şekilde, bu dostluğa binaen kuyumculara emanet olarak kalmak kaydıyla birikimlerini verebildiklerini aktarırken mevzuata göre aslında yasal olarak kuyumcular, emanet kabul edemiyorlar.

Haluk İzzet Mutlu da buna vurgu yapıyor ve regülasyonun gerekli olduğunun altını çiziyor. Ancak Mutlu şu durumun da altını çiziyor:

“Kimse kimseyi engelleyemez. Birikimini nerede değerlendireceğine karar veremez ancak vatandaşı yönlendirmek gerekir.”

'FİNANSAL SİSTEME GÜVEN ARTTIKÇA...'

Görünenin bir yatırım gerçeği olduğu açık. Bu realiteye ilişkin olarak gerçekleştirilen KAD-SİS (Kuyumcu Altın Değerleme Sistemi) projesinde de görev alan Mutlu, KAD-SİS ile yastık altındaki altınların kuyumcular aracılığıyla finansal sisteme sokulmasının planlandığını söylüyor.

Mutlu, bankaların fiziki altın ile yatırım yapan yatırımcılarına fiziki altın çekme imkanı verememesinin aşılması gerektiğini ifade ederken buna kuyumcular aracılığıyla çözüm sunan KAD-SİS ya da Hazine'nin son zamanlarda yürürlüğe koyduğu çeyrek altın hesabı gibi uygulamaların finansal sisteme güven arttıkça çok faydalı olacağına da dikkat çekiyor.

Bununla birlikte DİKO Başkanı Yüksel, son yaşanan olaya ilişkin çarpıcı detayları da paylaşmakta. Savcılığın talimatıyla şüphelilerin çalıştırdığı 2 kuyumcu dükkanına gelen polis ekipleri, kuyumculardaki kasaları, DİKO Başkanı Yüksel, Şeyhşamil Mahallesi Muhtarı Metin Yaşar ve iki avukat gözetiminde açmıştı.

KRİPTO VE FOREX'TE KAYBETTİKÇE...

Doların ve altının yükselmesiyle gençlerin kripto para ve forex piyasasına bilinçsizce girdiğine dikkat çeken Yüksel, “Bu olaylarda adı geçen gençler de kolay para kazanma peşinde koşup bu piyasalarda para kaybettikçe emanetlere yönelmiş. Ancak yeniden kaybedince ciddi bir açık oluşmuş. Tefecilerin eline düşmüşler ve açık kapanamayınca, çocukların babaları da durumu fark etmiş” süreci aktarıyor.

Kasalar açıldığında yaklaşık bir buçuk kilo dokunulmamış emanet bulunduğu ve savcılığın bunları sahiplerine teslim edeceğini aktaran Yüksel, son olarak “İnşallah böyle bir durum bir daha yaşanmaz, biz de üzülmeyiz ve sektörümüze de leke gelmez” ifadelerini kullanıyor.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber