İsveç'te yeni iktidardan göçmen politikası hamlesi... Bu kararın ardında ne yatıyor?

İsveç'te iki ay önce iktidara gelen koalisyon hükümeti, ülkenin göçmenlik politikalarında önemli değişikliklere imza atmaya hazırlanıyor. Peki İsveç'in göçmen politikasını adeta 180 derece değiştiren yeni düzenlemelere, hatta pek çoğuna göre iktidarın değişmesine sebep olan faktörler neydi?

Son Güncelleme:

Avrupa'da yaşanan göç dalgasına kıta ülkeleri değişik karşılıklar veriyor. Mesela, Almanya göçmen politikasını gevşeteceğini duyurmuştu; İsveç ise tam tersi adımlar atmaya başladı. İsveç'te Eylül ayında yapılan seçimlerden sonra göreve gelen ve sağcı milliyetçilerin ağırlıkta olduğu muhafazakar koalisyon, göçmen politikasını sıkılaştırmayı hızlandırdı.

İsveç, Avrupa'nın en kozmopolit ve zengin ülkelerinden biri. Sınırları içinde yaşayan her 5 kişiden biri ise başka bir ülkede dünyaya gelmiş. Uzun yıllar geniş bir göçmen politikası yürüten ve hatta bu nedenle Türkiye'yle ilişkileri de bozulan İsveç'te, yeni iktidar ise göçmen politikasında değişikliklere gidiyor.

'ÇETE SAVAŞLARI ÜLKEDEKİ EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİRİ'

15 Eylül 2022 tarihinde Haberglobal.com.tr'de yayımlanan haberde, Kastamonu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evren Küçük'ün İsveç'e dair değerlendirmesine yer verilmişti. Doç. Dr. Küçük, İsveç'in kendine özgü bir durumu olduğuna dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etmişti:

“Çete savaşları ülkedeki büyük sorunlardan biri. Gençler arasında ciddi derecede uyuşturucu kullanımı söz konusu. Son 8 yılda 600'ün üzerinde silahlı saldırı olmuş ve 250'yi aşkın insan ölmüş. Yaşamını yitirenlerin yaş aralığı 18-25 iken öldürenlerin 15-25... İsveç gibi 'en güvenli' ülkeler arasında gösterilen bir ülkede sokaklarda insanların birbirini öldürmesi ciddi tedirginliğe sebep oldu.”

İsveçlilerin genel gündeminde 'problemli bölgelerdeki' silahlı saldırılar ve ülke genelinde artan suç oranı yer alıyor. İsveç'i yakından takip eden gazeteci Adrian Wooldridge, ülkede toplumun son yıllarda içine kapanmaya başladığını belirtiyor. Wooldridge, İsveç'te insanların artık düşük suç oranının mevcut olmadığı, zengin ülkelerinin yıprandığı ve ülkelerinin hastanelerde bekleme süresi gibi açılardan Avrupa'nın en kötülerinden birine dönüştüğü gibi konulardan yakındığını aktarıyor.

Malmo'da Nisan ayında çıkan olaylardan bir görüntü. Fotoğraf: Reuters

Wooldridge, İsveç'in 2018'de Avrupa'da ateşli silah kaynaklı ölümlerin en çok yaşandığı ülke olduğunu vurgulayarak, İsveçlilerin neredeyse artan olaylar ve suçlar dışında hiçbir şey konuşmamaya başladığını söylüyor. Wooldridge, bu nedenle seçimden iki ay sonra muhafazakar hükümetin göçmen politikasının değişikliğine ilişkin sinyalleri arttırdığını kaydediyor.

İLK DÜZENLEMELER 2015'TE BAŞLAMIŞTI

Ülkede bu konudaki ilk değişim 2015'te başlamıştı. O yıl İsveç'e 160 binden fazla, sonraki yıl ise yaklaşık 157 bin göçmen oturma izni başvurusu yapmıştı.

2015'teki başvuruların ardından İsveç, Avrupa'da kişi başına düşen göçmen sayısı açısından ilk sıraya yerleşmişti. İlk göçmen dalgası sırasında iktidarda olan sosyal demokrat hükümet, ilk kez sığınmacı yasasında değişiklik yaparak, bu konudaki önlemleri sıkılaştırmaya başlamıştı.

Stockholm yönetimi ayrıca, 30 yıldır yürürlükte olan sürekli oturum hakkını da geçtiğimiz yaz askıya aldı. Hatta o dönem sağcı İsveçli Demokratlar partisi hükümete İsveç vatandaşlığı başvurularını da güçleştirme çağrısı yapmıştı.

Alman gazeteci Marc Pfitzenmaier ise, suç oranlarının yükselmesi ve refah devletinde yıpranmaların başlamasıyla Eylül'deki seçimlerde sandıklardan muhafazakar koalisyonun çıktığına işaret ediyor.

Yeni hükümet ülkenin sınırlarını güçlendirecek ve çetelere karşı mücadelede özgüveni arttıracak birçok politika hayata geçiriyor. AB kanunları uyarınca sığınmacı sayısını olabildiğince az tutmak, düzensiz göçmenleri sınır dışı etmek, İsveççe eğitimine erişimi kolaylaştırmak gibi önlemler hayata geçirilecek.

YENİ VE KRİTİK ADIMLAR!

Ayrıca, “ortak değerlere” katılımın teşvik edilmesi, orta gelire sahip insanların göçmenliğinin kısıtlanması, İsveç'in diğer ülkelere yardım katkısının bir önceki hükümete göre yüzde 15 azaltılması, savunma harcamalarının arttırılması, yeni polis memurlarının işe alınması gibi adımlar atılması da planlanıyor.

İsveç'te koalisyon hükümetinin gelecek dört sene boyunca hangi konularda anlaşmazlık yaşayacağını ya da mutabakata varacağını öngörmek pek mümkün değil. Ancak özellikle sağ bloğun ülkenin uzun süreden beri uygulamakta olduğu göçmen politikasını değiştirme konusunda anlaştığı aşikar.

*Die Welt, The Washington Post

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber