'Biri 'Tayvan için ölümüne' mi dedi? NATO'ya bunun için girmemiştik!'
Çin ile ABD arasında artan gerilimle karşı karşıya kalan Avrupa-Atlantik ittifakının üyelerinin eli kolu bağlanmış durumda. Fransa, AUKUS'la masadan itilmesine tepkili, Avrupa ise kaosa bulaşma taraftarı değil. Dengeler yeniden değişmek üzere... Ama nasıl?
“Tayvan için ölümüne!” Avrupa cephesi için bu söylem elbette ilk bakışta absürd geliyor. Fransız dış politika yorumcuları 1939'da Marcel Deat'nın Hitler tehdidi üzerine söylediği “Danzig için ölümüne” sözü ile bunun bir tutulamayacağını söylüyor.
Danzig, Hitler Almanyası ve Polonya arasında kritik bir koridordu. Kıta Avrupası'nın geleceği açısından oldukça büyük önem arz ediyordu. Şu an Pasifik'te yaşanan ABD-Çin geriliminin böyle bir noktaya varmasını dünyada kimse istemez ancak böyle bir son da elbette ihtimal dahilinde.
GALYALILAR GİBİ...
Bilindiği üzere 23 milyon nüfuslu ada ülkesi Tayvan, iki dünya devi arasındaki gerginliğin de odak noktası konumunda.
Şu an Tayvan, Çin karşısında, Roma İmparatorluğu'na kafa tutan bir avuç Galyalı konumunda. Bağımsızlığını isteyen bu Galyalıların, karşısındaki deve kafa tutabilmek için güçlü bir iksire ihtiyacı var; bu iksir de ABD desteği.
Hatırlanacağı üzere ekim ayının başında Tayvan ve ABD'li yetkililer, geçen hafta Çin'in Tayvan hava sahasına 150'den fazla savaş uçağı soktuğunun altını çizmişti.
Bölgede sular kaynarken Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo Cheng ise Pekin hükümetiyle yaşanan gerginliğin son 40 senenin zirvesine çıktığını dile getirdi. Açıklamalarını bir adım öteye götüren Chiu Kuo Cheng, Çin'in 2025'te Tayvan'ı tamamen işgal edebileceğini söyledi.
Bu kritik gelişmeden çok kısa bir süre sonra ABD'nin gizlice 1 yılı aşkın süredir Tayvan'a askeri yardım yaptığı ortaya çıkınca Çin bir açıklamada da bulundu. ABD'nin Tayvan'a askeri yardımı durdurması gerektiğini ifade eden Çin'in şu vurgusu ise oldukça çarpıcı:
“Çin, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için gerekli tüm adımları atacak.”
Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen ise Foreign Affairs dergisindeki yakın tarihli bir makalesinde Batı demokrasilerine riskleri hatırlattı:
“Tayvan düşerse sonuçları bölgesel barış ve demokratik ittifaklar sistemi için felaket olur. Böyle bir sonuç, küresel rekabette otokrasinin demokrasiye galip geleceğini gösteren bir işaret anlamına gelir.”
HER GEÇEN GÜN DAHA DA GÜÇLENİYOR
Xi Jinping yönetimindeki Çin, Hong Kong'u kontrolü altına alarak Batı'nın sinirlerini iyiden iyiye bozmuş durumda. Öte yandan Çin, Güney Çin Denizi'ndeki varlığını da her geçen gün daha yoğun biçimde militarize ediyor.
ABD cephesinde ise açıklamalar hiç olmadığı kadar net ve sert. CIA Başkanı William Burns, “Giderek daha da düşmanca davranan Çin hükümeti, 21. yüzyılın en önemli jeopolitik tehdidini oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
Avustralya ve Birleşik Krallık ile AUKUS'u oluşturan ABD, Çin'in çevreleme politikasını olanca gücüyle sürdürüyor. Bu hamleyle adeta Hint-Pasifik'ten dışlanan Fransa ise bu hamleye oldukça bozulmuş durumda. Haliyle Fransa; ABD'nin NATO'ya Çin konusunda yaptığı baskıya dirençle ve şüpheci bir tavırla yaklaşanların başını çekiyor.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg “Toplu savunmamızı Çin'in yükselişi tehlikesine karşı olarak da güçlendirmemiz gerekiyor. Yoksa bu güvenliğimizi etkileyecek ki zaten şimdiden etkiliyor” ifadelerini kullanıyor.
'ABD ÇATIŞMA, AB DİYALOG İSTİYOR!'
Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Maire ise “ABD, Çin ile yüzleşmek, karşı karşıya gelmek istiyor. Avrupa Birliği ise Çin'le diyalog kurmak...” diye konuşuyor. Le Maire için ABD'nin çıkarı, yerini almaya çalışan otoriter Çin karşısında bir numaralı süper güç olarak kalmak. Avrupa'nın ise “böyle bir hırsı yok” zira AB'nin derdi ne ABD'ye ne de Çin'e bağlı olmak.
Pazartesi günü, on Rus ve Çin gemisinin Japonya'nın ana adasını Hokkaido'dan ayıran Tsugaru Boğazı'na girmesi Stoltenberg'in “Rusya ve Çin ayrı görülmemeli” açıklamasını destekliyor ancak Fransa'nın AUKUS'la bölgeden dışlanması da AB'yi bölgeden iten bir paradoks doğuruyor.
*Bu haberdeki bilgilerin büyük bir kısmı Le Monde'da Sylvie Kauffmann imzasıyla yayınlanan "Mourir pour Taïwan ? C’est très loin, Taïwan. A l’OTAN, les Européens n’ont pas signé pour ça" başlıklı makaleden derlenmiştir.
Kaynak: Web Özel