Avrupa'nın en güçlü kadınlarından biri: Ursula von der Leyen

Tüm kış boyunca ofisinde uyudu. Çünkü bulunduğu pozisyon bunu gerektiriyordu. Ursula von der Leyen, yedi çocuk annesi, Avrupa Komisyonu'nun ilk kadın başkanı ve mevcut durumda kimilerine göre Merkel'den sonra Avrupa'nın en güçlü kadını...

Ursula von der Leyen, 2019 yılının Aralık ayında Avrupa Komisyonu başkanlığı koltuğuna oturduğunda  birlik için de tarihi bir an yaşanıyordu. Komisyonun başına ilk kez bir kadın gelmişti. Sonraki iki senede von der Leyen'in önüne yönetmesi gereken iki büyük kriz (Covid, Rusya-Ukrayna) çıkacak, “Avrupa parçalanıyor mu?” gibi sorular sorulacaktı.

Rus birlikleri Ukrayna sınırına dayandığında Von der Leyen ve ekibi, AB üyesi ülkelerle Rusya'ya yönelik muhtemel yaptırımları koordine etmekteydi. Von der Leyen “Gece gündüz çalışıyorduk ve (yaptırımları) asla ama asla kullanmamayı umuyorduk” diyor.

Avrupa Komisyonu, AB'nin yeni yasalar sunan bir yürütme organı. Ursula von der Leyen ise bu organın başına 50 senedir geçen ilk Alman bürokrat. Von der Leyen'in ofisindeki günlük işleri 27 AB üyesi ülkenin temsilcileriyle görüşüp, 477 milyonluk nüfusu ilgilendiren politikalar ile bütçeleri belirlemekten ve yeni kanunlar teklif etmekten oluşuyor. 

ZELENSKİ'YE 'SİZİN KAVGANIZ, BİZİM KAVGAMIZ' DEDİ

Tam COVID-19 pandemisi bitti derken, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya, Ukrayna'ya büyük çaplı bir işgal başlattı. Von der Leyen o günleri, “Kabus gibiydi ama hazırlıklıydık, o sayede çok hızlı hareket edebildik.” diye ifade ediyor. 

Savaşın başladığı hafta Brüksel, Rus bankalarına ve devlet kontrolündeki medyaya yönelik üç yaptırım paketini onayladı. AB ilk kez işgal altındaki bir ülkeye silah gönderebileceğini açıkladı.

Von der Leyen, nisan ayında Rusya'nın işgali altındaki Buça'ya giderek, kenti ziyaret eden ilk Batılı lider oldu. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski'ye “sevgili Volodimir” diye hitap eden Von der Leyen, Ukrayna'ya birliğe katılım anketini sundu ve “Sizin kavganız, bizim kavgamızdır” dedi.

Bir ay sonra Strazburg'da da “Rus savaş suçlularının” sorumluluk üstlenmesini talep etti ve Putin'in acımasızlıklarının neticesi olarak “Çok büyük bedeller ödemesi gerektiğini” vurguladı.

Von der Leyen Rusya'ya karşı katı tavrını Moskova'yla gelecekte iletişim kurulmasını “düşünmediklerini bile” belirterek de gösterdi ve “Liderlikte değişim olmadığı sürece ilişkilerde herhangi bir gelişme göremiyorum. Güven tamamen bozuldu.” diye konuştu.

Ursula von der Leyen, Berlin Duvarı'nın yıkıldığı dönemden daha ciddi bir dönüm noktasından geçen bir bloğu yöneten lider olarak görevlerinin çok mühim olduğu kanaatinde.

KALBURÜSTÜ BİR AİLEDE DOĞDU

1958 yılında Brüksel'de kalburüstü bir ailede doğan Von der Leyen, çocukluğunu izole bir çevrenin içinde geçirmiş. Yedi çocuktan üçüncüsü olarak dünyaya gelen von der Leyen, ileride kendisi de aynı yoldan giderek yedi çocuk sahibi olmuş. Ailesi 1971'de Almanya'ya taşınmış ve babası daha sonra merkez sağda yer alan Hristiyan Demokratik Birliği'nde (CDU) siyasete atılmış.

Von der Leyen, 1978'de babasının aldığı tehditlerden ve kaçırılma tehlikesinden ötürü “Rose Ladson” ismiyle Londra Ekonomi Okulu'nda eğitim almış. O yıllardaki punk müzik zevki ise bugün yerini klasik müziğe ve Adele'e bırakmış.

Eşi Heiko von der Leyen ile Almanya'da 1986'da hayatını birleştirmiş. Hemen sonrasında da Hannover Tıp Okulu'ndan jinekolog olarak mezun olmuş. 1992'de Kaliforniya'ya taşınan von der Leyen Ailesi ülkelerine 2006'da dönmüş.

MERKEL'İN AİLE BAKANI OLDU

Ursula von der Leyen, Angela Merkel'in himayesinde zamanla yükseldi ve partisinde radikal bir güç olduğunu kanıtlamayı başardı.

Aile Bakanlığı gibi farklı alanlarda yürüttüğü çalışmalarının ardından 2019'da bugünkü koltuğuna oturan Von der Leyen, bugünlerde Avrupa'da dengenin sürdürülmesi için çabalıyor. Von der Leyen'in komisyondaki görevi 2024'te sona erecek, fakat o “bugüne” odaklandığını belirtiyor ve ekliyor:

“Çok stresli bir iş, çok baskı var. Ama ne zaman 'Tamamdır, çok yoruldum, artık yeter' desem, hemen Ukrayna'daki insanlar aklıma geliyor.' Ukrayna'daki insanlar 'Yoruldum, yetti artık' diyemiyor. Bu krizi çözmek için buradayım. Sonrasını göreceğiz.”

*Yukarıdaki derlemede yer alan bilgilerin tamamı Time Dergisi'nde Naina Bajekal imzasıyla yayımlanan  'Inside the Mind of the Most Powerful Woman in Europe' isimli makaleden alınmıştır.

Kaynak: Web Özel