Afgan göçmenler bu kez de Fransa kıyılarından İngiltere'yi izliyor

Afgan göçmen Saif Urhman 18 yaşında ama en az 10 yaş daha büyük gösteriyor. Üç ay öncesinde kadar babası NATO’da TIR şoförü olarak çalıştığı için ailesi Taliban tarafından tehdit ediliyordu.

Tahliye için resmi makamlara yaptıkları başvurular reddedildikten sonra Urhman’ın ailesi onu ve yedi kuzenini Avrupa’ya doğru bir yola çıkmaları için gönderdi.

Urhman, “NATO bizi bıraktı, bizim için hiçbir şey yapmadılar” diyor. Urhman bir şekilde Afganistan’dan Fransa’ya geçmeyi başarmış, şimdi de Manş Denizi’nin Fransa (Calais) tarafında İngiltere’ye (Bristol) geçmek için bekliyor. İngiltere’deki uzak kuzenlerinin yayına sığınmayı düşünüyor.

Geçtiğimiz günlerde Manş Denizi’nden İngiltere’ye günde neredeyse bin göçmen gelmesi İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın tepkisine neden olmuş, Johnson Fransız yetkililerden daha dikkatli olmalarını istemişti.

Genç Saif ailesini çok özlediğini Taliban kontrolü ele geçirdiğinden beri ailesinden haber alamadığını söyledi. Urhman ve kuzenleri ne olursa olsun İngiltere’ye yapacakları yolculuğu tamamlamak istiyor.

'BOĞULMA RİSKİM YÜZDE 90'

“Her şeyi riske etmeyi düşünüyorum, bu yolda boğulma riskim yüzde 90” , 24 yaşındaki Muhammed Han böyle diyor. Han, eşi ve dört çocuğunu Afganistan’da bırakarak yola çıkmış.

Bu yolda yüzde 10 bir başarı ihtimali olduğunu bu ihtimalin bile kendisini iyi hissettirdiğini anlatıyor. Mükemmel derecede İngilizce konuşan Han, Fransa’ya siyasi sığınma için başvurmuş ama ret cevabı almış. Genç adam İngiltere’yi son umudu olarak görüyor.

Han, “Çocuklarım artık Afganistan’da eğitim alamayacaklar. Bu iyi değil. Öğrenmeleri gerek” diyor.

İngiltere bu yıl Afganistan’dan tahliye edilen 5 bin mülteciyi kabul etme kararı aldı. 2020 yılında 1336 Afganistan vatandaşı İngiltere’ye sığınma başvurusunda bulunmuş bu başvuruların yarısı kabul edilmişti.

'YÜZDE 90'I KABUL EDİLİYOR' 

Fransa ise geçen yıl 9 bin Afgan’ı ülkesine alırken Afganistan’daki son tahliyelerde 2 bin 800 Afgan’ı daha kabul etti. Fransız devlet kayıtlarına göre ülkeye yapılan sığınma başvurularının yüzde 90’ı kabul ediliyor. Göçmenler ise durumun pek de böyle olmadığını düşünüyor.

30 yaşındaki Kudret Ullah, “Afganistan’dayken Avrupalı insanların göçmenlere yardım ettiği görüntüleri görüyorduk. Fransa’da kimse bana yardım etmedi” diyor. Calais’ten Bristol’e geçmeye çalışan Ullah son iki haftadır çadırda yaşıyor.

Birleşmiş Milletler 2019 yılında Calais’te mültecilerin yaşam koşulları ve gördükleri muamelenin iyileştirilmesi için Fransa’ya çağrıda bulunmuştu.

Zaman zaman çadırlarda kalan mülteciler polis tarafından farklı bir bölgeye alınabiliyor. Bazı mülteciler ise sürekli yer değiştirerek polisten uzak durmaya çalışıyor. Çadırlarda yaşayan göçmenler milliyetlerine göre komün halinde ikamet ediyor. Seslerini TikTok’tan duyurmaya çalışıyorlar.

'AYNEN GERİ GÖNDERELİM' ÖNERİSİ

Calais’ten gelen göçmenler İngiltere siyasetini de gerdi. Muhafazakar milletvekilleri ortak bir açıklama ile İçişleri Bakanı Priti Patel’i uyardı. Bazı milletvekilleri gelen göçmen gemilerini aynen geri göndermeyi savunuyor ama böylesi bir görüntünün İngiltere’yi uluslararası kamuoyunda zor duruma sokacağından endişe ediliyor.

Milletvekili Craig Mackinlay, “Çözüm Fransız yetkililerin elinde. Biz buraya gelenleri Fransa’ya göndermeyi düşünmeliyiz” diyor. Başka bir muhafazakar vekil Lee Anderson, “Bu göçmenleri Fransa’ya geri gönderip yol parasını da onlardan (Fransa) almalı” ifadelerini kullandı.

İngilizlerin bu eleştirileri kıyının karşı tarafında da karşılık buldu. Calais milletvekili Pierre-Henri Dumont, “Burada insan haklarından ve onurdan bahsediyoruz” dedi. Dumont, “İngiltere’nin önerdiği Cenevre Sözleşmesi’ne aykırı, Fransa, İngiltere’den dört kat daha fazla sığınma başvurusu alıyor” dedi.

İngiltere ve Fransa arasında bu bir avuç göçmen için çıkan gerginliğin iki tarafın içişleri bakanları tarafından bu hafta düzenlenecek G-7 zirvesinde ele alınması bekleniyor.

Ülkeler değişse de Afgan göçmenler farklı ülkelerin sınırlarında beklemeye devam edecek gibi gözüküyor.

Kaynaklar: The Telegraph, The Times, The Guardian