Selin Barlas 'Renkli Sorular'ı anlattı: Bu proje bizim bebeğimiz

- Sizleri henüz tanımayanlar için kendinizi tanıtır mısınız? Selin Barlas nasıl bir insandır?

Bir insan kendini doğru anlatabilir mi veya tarafsız olabilir mi bilmiyorum. Ama denerim. Çalışkanım, meraklıyım, başkalarının doğru veya uygun bulmadığı durumlarda dahi düşündüğümü söylerim. Gereksiz bir alçak gönüllülüğe sahip olduğumu söylerler. Herkesi anlamak isterim. Çabalarım. Çok soru sorarım. Tanımak ve anlamak için çaba sarf ederim. % 100 kredi veririm ilk tanıştığımda. Onu bitirmek ya da korumak aslında o kişinin elinde… Maalesef insanlar genelde krediyi tüketiyor. Ondan çocuksu bir tarafım olduğunu ve iflah olmaz bir romantik olduğumu söyleyebilirim. 

- İtalyan asıllı bir anneyle Türk bir babanın kızı olmak sizi nasıl zenginleştirdi?

Perspektif diyebilirim. Bakış açısı kazandırdı şüphesiz. Başka adetlerle ve lisanlarla büyümek empatiyi çok geliştiriyor. Geliştiriyor tabii var ise… Yok ise ne yaparsan yap nafile… Dediğim gibi ben anlamak üzerine çok vakit harcarım. Belki de perspektif çokluğu kendimi her yere ait hissetme ve herkesle konuşabilme hissini çok geliştirdi… Her yerde kendime dair bir şey bulabiliyorum.

- Şu anda yepyeni bir heyecanınız var. Yeni programınız Renkli Sorular’a nasıl hazırlandınız?

Üstüne çok kafa yorduk. Bu proje bizim bebeğimiz diyebilirim. Soru soralım ama soru sormak için değil soru sorduğumuzda bu meseleye kafa patlattığımızı ve konuğumuzu çok daha iyi tanımak için yakın mercek altına aldığımızı aktarabilmek istedik. Kırmızı başlıklı kız ve kurt misali yakın hatta daha yakın…

- Sizin çok yönlü bir kişiliğiniz var. Seslendirme, tarih vb. programınızı nasıl etkiliyor?

Birincisi tarih okuduğum için o terbiye sebebiyle evvela en başa dönerim. O kişinin hikayesi nerede başlamış, hayatının gelişiminde neler tesir etmiş. Hakikaten öğrenci gibi oturup ciddi ciddi çalışıyorum. Çünkü burada aslında biz bilmediğimiz yanları ortaya çıkarmak için bildiklerimizden yola çıkıyoruz. Burada belgeselcilik ve gazetecilik unsurları etkili tabii.

- Peki, her pazar saat 00.00’da Renkli Sorular için Haber Global ekranlarını tercih edecek seyircilere ‘Renkli Sorular’ı nasıl anlatırsınız?

Gök kubbenin altında sorulmamış soru yoktur şüphesiz. Ancak bir soruyu farklı bir bakış açısıyla sorarsanız cevaplayan kişi kendine dair bir şey keşfedebilir. İşin esprisi kendi tarzımızda başka bir yönde bakmaya çalışmak ve karşımızdakinin de farklı bir yönde kendisine bakmasını sağlamak.

- Konuk tercihlerinizde nelere dikkat ediyorsunuz?

İşinin ehli insanları yakından tanımak istiyoruz. Kriterimiz aslında anlatacak hikayesi olana hikaye anlattırmak. Konuşturmak, tanımak ve sohbet etmek. Ama en temel şey olan samimiyetle bunu başarmak!

- Kendinize kırmızı bir soru sorsanız bu ne olurdu? 

“Hatalarından ders almayı düşünüyor musun?” olurdu muhtemelen. Ah bir de “İnsanlara niye hep güveniyorsun!”

- Sizin bireysel mana yolculuğunuz hangi eksende ilerliyor?

Bir bekar anne olarak çocuğuma iyi bir örnek olmak istiyorum.  Kendi ayaklarının üzerinde durmayı bilsin. İnsan sevsin ama kendini korumayı da bilsin. Benim yolculuğumda daha yapacak çok işim var. Televizyon ve yazarlık hep devam etsin isterim. Kendime dair daha bilmediğim o kadar çok şey öğreniyorum ki… Kitap yazmak istiyorum, lokanta açmak istiyorum. (Bir dedem İtalyan bir dedem Antepli) Aşevi açmak isterim… Ama evvela düzgün bir anne olmaya gayret ediyorum. 

- Yoganın hayata bakışınıza etkileri neler?

Geleceği merak eden ve sürekli soru sormaktan kaynaklanan huzursuz halimi bir kenara koyup kendimi bırakma halini öğretiyor diyebilirim. Yogadan sonra mesela insanlarla bağ koparmayı daha kolay öğrendim, vazgeçmeyi öğrendim. Gereksiz yere direnmek ve çabalamak yerine lüzumlu şeyler ve insanlar için gayret gösteriyorum. Neticede bu benim için çok mühim bir ders oldu. Çok şey değiştirdi desem yeridir.

- Dövmelerinizin bir anlamı var mı?

Dövmelerimin hepsinin bir anlamı var… Hikayelerle dolular.

- Sosyal medyayı işiniz için nasıl kullanıyorsunuz? Hangi konuları, kimleri takip ediyorsunuz?

Sosyal medyayı daha ziyade haber takibi için kullanıyorum. Müthiş bir kullanıcıyım veya çok bilinçliyim diyemem.

-  Kızınıza ve kız çocuklarına vereceğiniz öğüt ne olurdu?

Ne pahasına olursa kendin(iz) gibi ol(un). Genelde kız çocukları özellikle kalıplara sokulmaya çalışılıyor. Kalıplara sığmak yerine iyi insan olsunlar ama önce kendilerini çok sevsinler ve biz kadınlara konan engelleri aşsınlar derim. Bu dünyada erkekler kadar sorumluluklarımız var belki daha bile fazla… Bir de bize biçilen roller… Kendi hikayelerini yazsın kadınlar. Başkalarına o gücü vermesinler.