Yaban hayatı tehlikede, yaşamak için 'tuz'a muhtaçlar

Ekolojik tahribat nedeniyle Istrancalar'daki yaban hayvanları tuzsuz kaldı. Hayvanların, hem sağlıklı yaşamı hem de üremeleri için gereken tuz ihtiyacı ise çevreciler tarafından karşılanırken, bölgenin tümüyle koruma alanı kapsamına alınması isteniyor.

Son Güncelleme:

Istranca Dağları; hem Trakya'nın oksijen deposu hem de yaban hayatının kalbi durumunda bulunuyor. 2 bin 117 bitki türü ve 2 bin 62 hayvan türü olmak üzere toplam 4 bin 179 tür canlının tespit edildiği eşsiz yaşam alanında, bugünlerde doğaseverler tarafından ilginç bir faaliyet yürütülmeye başlandı. Bölgede, yaban hayvanlarının sağlıklı gelişimi ve üremesi için harekete geçen çevreciler, koyun, keçi, geyik ve sığır türlerinin ihtiyacı olan tuz seferberliği başlattılar. Bu kapsamda, Istrancalar'daki beslenme ve üreme alanlarını yanı sıra çayırlık kenarları, su kaynaklarına yakın bölgelere yaban hayvanlarının yalamaları için kaya tuzu bırakılırken, Kırklareli Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Göksal Çidem ise bilinçsiz ormancılık ve taş ocağı faaliyetlerinin yaban hayatını riske attığını söyledi.

Çevreciler, hayvanların ihtiyacı olan kaya tuzunu ormanlık alanlara koyuyorlar.

SAĞLIKLI GELİŞİM İÇİN ŞART

Istrancalar'ın çok önemli bir doğal varlık olduğunu da belirten Çidem, "Istrancalar'ın üçte biri Bulgaristan tarafından, üçte ikilik kısmı ise Türkiye sınırları içinde yer alıyor. Istrancalar, 1995 yılında biyosfer rezerv alanı ilan edilerek, flora, fauna ve doğal yaşamın korunması amaçlandı. Ancak son yıllarda bilinçsiz ormancılık ve maden faaliyetleri nedeniyle yaban hayatının ihtiyacı olan tuz sorunu ortaya çıktı. Çevreciler olarak, yaban hayvanlarının sağlıklı gelişim ve üremesi için; beslenme üreme alanları, çayırlık kenarları ve su kaynaklarına yakın bölgelere  yaban hayvanlarının yalamaları için kaya tuzu bırakmaya başladık" diye konuştu.

BULGARLAR'IN YÖNTEMİ

Tuzun yaban hayvanları için büyük önem taşıdığını dile getiren Çidem, şu bilgileri aktardı: "Uzmanlara göre, hayvanlarda tuz ve mineral eksikliği olduğunda büyüme yavaşlıyor. Bu durum beraberinde üreme sorununa neden olurken, hastalıkları da tetikliyor. Yaban hayvanları, kalsiyum, fosfor, demir, çinko ve sodyum gibi ihtiyaç duydukları mineralleri almak için doğadaki tuz kaynaklarına düzenli ziyaretler yapmak zorundadır. Ancak bölgemizde yaban hayvanlarının tuz yalamak için yaşam alanlarını terk ettiğini ve kışın karayoluna atılan solüsyonlu tuzları yaladıklarını görüyoruz. Bulgarlar, hayvanlar daha sağlıklı gelişip daha dirençli olsunlar diye ormanlara tuz bırakıyor. Bilime dayalı çalışmaları örnek alıp, daha önce tespit ettiğimiz yaban hayvanlarının geçiş noktalarına veteriner hekim gözetiminde kaya tuzları yerleştiriyoruz."

TAHRİBAT YARATIYOR

Öte yandan Kırklareli Kent Konseyi Başkanı Yasemin Ertaş ile Kırklareli Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu başkanı Av. Dilara Gürel ise Kırklareli Istrancalar'da patlatmalı olarak bilinen kazı faaliyetlerine karşı girişimlerini sürdürüyor. Çevreciler, Kırklareli'ne bağlı Geçitağzı ve Kula Köylerindeki 31 bin dekar alanda planlanan patlatmalı kazı ve ocak faaliyetinin geri döndürülemez tahribata yol açacağı belirtiyorlar.

Yaban hayvanları asfaltlarda arta kalan solüsyonlu tuzları yalamak zorunda kalıyor. 

İVEDİLİKLE ÖNLEM ALINMALI 

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın yayınladığı 2021 yılı Çevre Durum Raporunda ise Kırklareli'ndeki çevre sorunlara detaylı olarak ele alınıyor. Bölge genelinde ivedilikle önlem alınması gerektiği vurgulan raporda, "Şehrin muhtelif bölgelerinde bulunan taş ocaklarının doğrudan yerleşim alanları üzerine bir etkisi olmamakla birlikte, bu tesislerin faaliyetleri sonucu oluşan tozun, şehrin hava kalitesi üzerine olumsuz etkiler oluşturuyor" görüşleri sıralanıyor
Raporda ayrıca, taş ocağı, kırma Eleme tesisleri ve mermer atölyelerinin de yerleşim alanları dışına taşınması gerektiğine değiniliyor.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber