Y kuşağının gözyaşları, en depresif onlar mı?
Sürekli tartışma konusu olan Z kuşağından sonra bu kez de Y kuşağı eleştirilerin odağında. Yapılan son araştırma 1981 ile 1996 yılları arasında doğan kişilerin ruh sağlığının kırılgan olduğunu ortaya koyarken, iş hayatının yüzde 63’ünü oluşturan Y kuşağının nasıl mutlu olacağını uzmanlar anlattı...
Z kuşağı ile başlayan tartışmalara, bu kez Y kuşağı dahil oldu. Avustralya Sydney Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre 1981 ile 1996 yılları arasında doğan kişilerin ruh sağlığının diğer kuşaklara göre daha kötü olduğunun tespit edilmesi tartışma başlattı. Araştırmanın başyazarı Dr. Richard Morris, Y kuşağının diğer "kuşaklara" kıyasla yaşlandıkça ruhsal iyileşme göstermediğini ve ruh sağlığındaki bozulmada sosyal medyanın büyük rol oynadığına dikkat çekti. "Diğer kuşaklara kıyasla 'Y kuşağı' daha mı kırılgan?" diye sorduğumuz uzmanlar ise Y kuşağının ebeveynleri tarafından aşırı korumacılık anlayışıyla yetiştirildiğine dikkat çektiler... İşte sorunlu olarak gösterilen Y kuşağının bilinmeyenleri...
Ece Süeren Ok (Stratejik İK ve Kurumsal Esenlik Danışmanı)
"Bugün dünyanın gidişatına baktığımızda, 'bir kuşak olaylardan daha az, diğer kuşak daha çok etkileniyor' genellemesini doğru bulmuyorum. Tüm kuşak çatışmaları, 'Y kuşağının' iş dünyasına girmesiyle gündeme gelmeye başladı. Y, yani 'why kuşağı' her şeyin nedenini öğrenme arzusunda olan, normları değiştiren ve işe yaramayan süreçleri yıkan bir kuşak oldu. Değişim için mücadele vermek stresi artırdı. Bu nedenle, diğer kuşaklara kıyasla birkaç etken, 'Y kuşağını' daha fazla sarmış olabilir. Y kuşağı büyürken ebeveynleri aşırı korumacı davrandı. Bu tutum çocukların bağımsızlık kazanma ve sorun çözme becerilerini geliştirmesinde sorun yarattı. 7/24 başarılı olmaları beklenen çocuklar, başarı ve sevilmeyi eş tutar hale geldi. Mükemmel olma beklentisi de yüksek düzeyde stres ve kaygıyı körükledi."
Dila İmerek (Uzman Klinik Psikolog)
"Y kuşağı sokaklarda oyunlar oynayarak büyüyen bir kuşak. Diğer kuşaklar gibi teknolojiyle iç içe büyümedikleri için bu döneme adaptasyonda zorluk yaşadılar. Bu bocalama, Y kuşağının psikolojik, sosyolojik ve fizyolojik açıdan diğer kuşaklara kıyasla daha çok etkilenmesine sebep oldu. Ebeveynlerin yanlış tutumlarını ele alırsak; ebeveynlerin egosantrik düşünce yapılarını çocuklarının üzerinde gösterme ihtiyaçları onları bu anlamda olumsuz etkiledi. Sonuç olarak; kaygılı ebeveynler kaygılı bireyler yetiştiriyorlar."
Emre Başkan (Danışman, Öğretim Görevlisi)
"Türkiye'de 24-29 ve 30-39 yaş gruplarındaki beyaz yakalıların daha yüksek kaygı yaşadıklarını görebiliyoruz. Ayrıca elimizdeki veriler ülke genelinde iş hayatına karşı heyecanın azaldığına dair sinyaller de veriyor. Bu pencereden baktığımızda, 24-29 ve 30-39 yaş aralığındaki çalışanlarda bu heyecanın görece daha da düşük olduğunu söylemek mümkün. 2023 araştırmamızın önemli çıktılarından biri de ülkemiz çalışanlarının umutlu olma haliyle alakalı. Araştırmamıza katılan yaklaşık 2 bin 500 beyaz yakalının yüzde 45’i geçen seneye göre daha umutsuz olduğunu beyan etti. Sadece yüzde 24’lük kısım daha 'umutluyum' dedi."
Ayşe Topaktaş (İnsan Kaynakları Danışmanı)
"Y kuşağı kendine bakım vermeyi daha çok önemsiyor. Ancak arada kalmış bir kuşak. Y kuşağı mutlu olmak istiyorsa, bol spor, meditasyon yapmalı; doğa ile barışmalı, zihin, duygu, beden bütünlüğüne dikkat etmeli. Ancak, Y kuşağının iş hayatı için ise yaratıcı ve sorumluluk sahibi kişiler oldukları unutulmamalı. Bir kuşağı toptan iyi veya kötü şeklinde tanımlayamayız."
Kaynak: Web Özel