Taciz, şiddet, tehdit, tekelcilik! Ayşe Barım olayından sonra set çalışanları da isyanda! "Denetlensin"

Son dönemde magazin dünyasında geniş yankı uyandıran Ayşe Barım olayı, set çalışanları arasında da büyük tepkiye yol açtı. Setlerde uzun saatler boyunca zorlu koşullarda çalışan emekçiler, artık seslerini duyurmak istiyor. Sektörde başta taciz, şiddet, tehdit, tekelcilikten şikayet eden çalışanlar yaşadıklarını anlattı. "Sadece magazin gündemini meşgul eden bir olay olarak kalmasın. Artık yeter" diyerek sorunların çözülmesini ve bir an önce sektörün denetlenmesini istiyor.

Son Güncelleme:

Sinema ve dizi projelerinde hep ön planda olan oyuncular ve yönetmenler parlar. Ancak bu projelerin hayata geçmesi, perde arkasında canla başla çalışan yüzlerce set emekçisinin emeğiyle mümkündür. Işıkçısından makyözüne, kostümcüsünden kameramanına kadar herkesin emeği, projelerin başarısında hayati bir rol oynar.  Son günlerde sinema ve dizi sektöründe yankılanan sesler, sektördeki sömürü düzenine karşı giderek büyüyen bir isyanın habercisi. Ayşe Barım olayının patlak vermesiyle birlikte, uzun saatler boyunca zorlu koşullarda çalışan set emekçileri artık seslerini daha güçlü bir şekilde duyurmak istiyor. Bu olay, sinema sektöründe perde arkasında neler döndüğünü ve sektör çalışanlarının ne denli zorlu şartlarla mücadele ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Bu yazıyı kaleme alırken, sektörde önemli işlere imza atmış birçok kişiyle görüşme fırsatım oldu. Kendilerine “Sinema sektöründe olan biteni nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye sorduğumda, adeta bin ah işittim. Ancak ne yazık ki, bazı set çalışanlarının işlerinden atılma ve sektörde fişlenme korkusu sebebiyle isimlerini tam olarak yazamıyorum. Bu bile, sektördeki baskı ortamını ve ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaları net bir şekilde ortaya koyuyor.

Sektörün görünmeyen kahramanları sıkıntılarını şöyle aktarıyor:

Set çalışanı B.Y ise şunları söylüyor:

Son dönemlerde gündem olan tekelleşme sorunu aslında son dönemlerin değil uzun süredir çözülmeyi bekleyen ama hiçbir şekilde çözüme ulaşamayan büyük bir sorun. Bu sorun gündeme oyuncularla geldi. Gözden kaçırılan büyük bir nokta var. Kamera arkasında çalışan set ekibinde gruplaşma uzun yıllardır var. İyi ücret ödeyen setlere hep aynı gruplar çalışırken daha düşük bütçeli setlerde kalan insanlar çalışmak zorunda kaldı. İşin kaymağını aynı ekipler yerken geride kalan çalışanlar bir bakıma kırıntıları toplamak zorunda kaldı. Bunun da en büyük sebebi yapım ekiplerinin kafasında belirlediği hep aynı isimlerle çalışması. Bu tekelleşme sorunu set ekipleri için hep sorundu ama gündeme yeni düştü, oda set çalışanları ile değil oyuncularla…

Set çalışanı olarak en büyük şikayetim bu gruplaşma ya da benim deyimimle çeteleşme sistemi. Bu sistemin ortadan kalkarak daha adil ve pastadaki dilimin eşit şekilde dağıtıldığı bir ortamda çalışmak en büyük temennim. Ekstra bu konuyla ilgili değineceğim diğer nokta işsizlik sorunu. Bu da aslında tekelleşmeye çıkıyor. Belki benden de bilgi birikim veyahut deneyimi az olan biri benden çok daha iyi işlerde ya da daha uzun süreli işlerde çalışabiliyor. Bu da geri kalan kesimin uzun süre işsiz ve geçim sıkıntısına düşmesini kaçınılmaz yapıyor.

Psikolojik olarak şiddet ise ister istemez her sektörde olduğu gibi burada da kendini hissettiriyor. Psikolojik şiddetten daha çok baskı hissediyorum. Bu da birçok farklı birimden insanın birleşerek belli bir zaman diliminde ortaya bir sanat çıkarması diye düşünüyorum. Bu güzel ve eşsiz sektörü daha adil ve daha çalışılabilir şekilde dönmesi. Yaptığım işi aşkla yapıyorum. Ama bu tekelleşmeden ötürü oluşan kutuplaşma ve bundan ötürü doğan işsizlik sorunu hem sevgimizi hem de aşkımızı köreltiyor. Maddi sorunlar cabası tabi ki…

Prodüksiyon ekibinden G.I yaşadıklarını şu ifadelerle dile getirdi:

Setlerde seviyesiz küfürlü tartışmaları gözlemledim. Alt üst ilişkisi alt üst olmuş ve seviyesiz denetlenmedikleri için ve belli bir cezai işlem almadıkları için bu konuda özgürler.
Saatler; 12 saat çalışma sonrasında ekiplerin toplanıp servise binmesi en erken 40 dakika ve servislerin bıraktığı yere 60 dk yolculuk oradan herkesin evlerine gitmesi ortalama 40 dk paydostan sonra 2.5 saat evlerimize ve ertesi gün işe giderken 2.5 saat yok süresi oluyor. Geriye 7 saat kalıyor ve temiz ve sağlıklı yaşamak için özel ihtiyaçlar için de bir vakit gerekli ortalama 5-6 saatlik uykuyla günde 17-19 saat durmaksızın çalışmaktır repodan önceki gün genellikle 2 saat daha geç paydos verilebiliyor uyku reposuna girse dahi normal repodan sayılıyor bu da reponun 1 gün olmasını yetersiz kılar. Belli bir kıyafet üniforma vs. kıyafetlere işsiz kalmamak adına uyum sağlamak zorunda kaldığım gibi bir de bütçe ayırmak zorunda kalıyorum ve daha uygun olsun diye anlaştıkları yemekler beslenmek için yeterli değil, doymak ayrı bir şey beslenmek ayrı bir şey. 

Güzellik kavramı insanlar zaaf açığı güzel olan her şeye sahip olmak zorunda değiller ve kadınların bu sebeple taciz edildiğini düşünüyorum ve "Sen çok güzelsin seni istemiyoruz" diyen yapımcılara ve yönetmenlere denk geldim. Fiziksel şiddete maruz kalanları duydum fakat ertesi gün yine aynı işe gidiyorlar bunun sebebi de kadrolaşma. Herkesin adaletli bir şekilde çalışabilmesi için tek bir sistemde olması ve setlerin sıkça denetlenmesi gerekiyor

Ses teknisyeni Y.S ise durumu şöyle özetliyor:

Türkiye’de sinema sektörü belirli maddi ve imkan gücünü elinde tutan bir kısım yapım, medya, tv ve magazin sahiplerinin isteği ve kafa yapısına uyan yönetmen yönetici ve menajerlerin kafa yapısına ve isteğine uygun oyucuların, ufak görsel sanatlar kurumsalı olduğuna inanıyorum.  Artık toplum için de sanat kavramının yerini sosyal medya ve dizilerde bazı uzun metrajlarda yerini materyalizmin doruğuna dönüştüğü kanısındayım. Artık herkes özgür, kaos kaçınılmaz .( Festival özgün, perde projeleri dahil) Teknik kısmın, teknolojiden daha çok insan gücüne, ve insan psikolojisini yıpratan ağır mobbinglerle projelerin tamamlandığını düşünüyorum. Böyle bir çalışma ortamının oluşması tabi ki çalışan ve emek veren birimlerin, gerekli erdem ve prensiplerden yoksun olmasının büyük bir etkisi maalesef gerçek. Kısacası çok bencil insanların, çok büyük hayallerini, gerçekleştirmek için ideallerin, prensiplerin ve insan olmaktan uzak davranışlarla (bu tamamen fiziksel değil manevi ve mecburiyete bırakılarak ) bir manyetik alan gibi birbirlerini çekmiş iki yüzlü insanların icra etmeye çalıştığı bir sektör. 

Set çalışanı olarak en büyük sorunumuz; adil olamamak. Adil bir insanın sevmesine, nefret etmesine ihtiyacı yoktur, dürüsttür, vicdanlıdır, ve liyakat sahibidirler. İnsan kaybetmez, insan yetiştirir.

Sonraki Haber