Suçlu profili değişti, güvenlik mühendisliği gerek
Kadın ve çocuklara yönelik şiddet olaylarındaki artış endişe yaratırken, uzmanlardan da önemli uyarılar geldi. Metropollerdeki suç gruplarına karşı yeni bir güvenlik mühendisliği konseptinin hayata geçirilmesi gerektiği belirtilirken, suçlulara yönelik infaz indirim ve afların da sonlandırılması gerektiği vurgulandı.
İstanbul’da surlardan atlayarak intihar eden Semih Çelik’in yarım saat arayla iki genç kızı vahşice katletmesi tüm Türkiye’nin kanını dondurdu. Yaşanan dehşetin ardından gözler ülke genelinde artan şiddet olaylarının nasıl önleneceği konusuna çevrildi. Neredeyse her gün şiddet ve vahşet görüntülerinin ekrana gelirken, ‘haberglobal.com.tr’ye açıklamalarda bulunan uzmanlar ise artan suç ve şiddete karşı suçun işlenmeden önlenebileceği etkin bir güvenlik sisteminin kurulması ve uygulanması gerektiği görüşünde.
KADIN VE ÇOCUKLAR HEDEFTE
Öte yandan kadınlara yönelik şiddet eylemlerinin son bir yıllık bilançosu da yaşanan vehameti gözler önüne seriyor. 2023 yılında öldürülen kadınlardan yüzde 65’i evlerinde katledilirken, kadın cinayetlerinin yüzde 60’ının ateşli silahlarla olması, Türkiye’deki bireysel silahlanma hakkındaki yasal düzenlemelerin bir an önce hayata geçmesi gerektiğine işaret ediyor. Türkiye'de şiddet ve suç olaylarına karışan çocukların oranı da endişe veriyor. TÜİK tarafından geçtiğimiz gün duyurulan "Artan suç oranları Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri-2023" raporuna göre son bir yıllık süreçte güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 537 bin 583 olarak saptandı. Bu olaylarda çocukların 242 bin 875'i mağdur olurken, 178 bin 834'ü suça sürüklendi. 2012 ve 2020 yılları arasında hazırlanan TÜİK verilerine göre suç oranı en yüksek 10 kent ise; Aydın, Denizli, Çorum, Antalya, Aksaray, Karaman, Manisa, Isparta, İzmir, Uşak olarak sıralanıyor.
SERBEST KALMAMALILAR
Eski Emniyet Müdürü Güvenlik Uzmanı Osman Öztürk, yaşanan bu gelişmelerin ardından konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu, "Bu tablonun bize anlattığı bir ülkenin güvenliğinin o ülke insanlarının barış, huzur ve güvende yaşayabilmesi için olmazsa olmazlığıdır. Artan suç ve şiddete karşı suç işlenmeden önleyecek etkin bir güvenlik sisteminin kurulması ve uygulanması gerekir. Kolluk gücünün önleyicilik ve denetleyicilik yetenekleri geliştirilmelidir. Yakalanan kişilerin adliyeden salınması, cezaevinden dışarıya taşınmadı ceza adaleti sistemini zaafa uğratmaktadır. Suç işlemenin cezasızlığı ülkemizin ve halkımızın güvenliğini tehlikeye düşürecek ve suç oranlarını daha da yükseltecektir" dedi.
Öztürk, Kentlerde işlenen suçların teknolojik ve ekonomik gelişmelere paralel olarak değişim gösterdiğini sözlerine eklerken, şu uyarıları sıraladı: "Artık daha organize, teknik, bilimsel ve küresel nitelikli suçlar ön plana çıkıyor. Bireysel suçlu profili değişerek çok parçalı ve sayısal çokluğa sahip suç gruplarına dönüştü. Megakentlerde ortaya çıkan bu durum suç mühendisliği niteliğine bürünmüş durumda. Bu yüzden kolluk gücünün bir güvenlik mühendisliği modeli ile değişen dünya koşullarına ve ülkemizin gerekliliklerine göre konumlandırılması önemli."
BİREYSEL SİLAHLANMA SORUNU
İmdat Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği Prof. Dr. Oğuz Polat ise artan suç ve şiddet olaylarının önlenmesine ilişkin şöyle konuştu: "Öncelikle bireysel silahlanmanın bir an önce sonlandırılması lazım. Daha sonra öfke kontrolünün çok fazla öğretilmediği bir eğitim sistemi içerisinden geçiyoruz, bunun değiştirilmesi şart. Bu durum sadece Türkiye için de geçerli değil. Dünyada suç oranları her yıl artıyor. Bunların yanı sıra değerlerimizdeki kayıp meselesi. Şiddeti önlemiş ülkeler, ‘şiddete sıfır tolerans’ sloganıyla öne çıkıyorlar. Yani suç işlemiş kişinin cezası verildikten sonra ceza infazda indirim ya da af yapılmıyor. O kişi cezasını çekecek."
Kaynak: Web Özel